Aynı ses

HER yerden aynı iddia: ‘‘Biz yaptık!..’’Her yerden aynı ihbar: ‘‘Yenisi, şu gün, şurada!..’’İddia ve ihbarlar, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın tüm bayramı İstanbul'da geçirmesine yol açıyor. Çünkü, arada bağlantı var!..İstanbul'daki ilk saldırıdan, sinagog saldırısından sonra, Ankara'ya, İstanbul'a ve yurt dışındaki temsilciliklerimize çok sayıda iddia yağıyor. İddialar, bombalamayı üstlenen bazı terör örgütlerine ait. Hemen hepsi olayı üstlenmek için, birbiriyle yarış halinde!..İddiaların yanı sıra, yüzlerce ihbar da yağıyor. ‘‘Şu tarihte, şurada bombalar patlayacak’’ ihbarları. Hükümet ve emniyet bunların hepsi üzerinde duruyor. Başa çıkılacak gibi değil.İKİNCİNİN HABERİBu ihbarlar arasında bir ses dikkat çekiyor. Sinagog saldırısından sonra, bir kişi ‘‘Perşembe günü İstanbul'da ikinci bir saldırı olacak’’ diyor ve telefonu kapatıyor.Gerçekten de, İstanbul'da bayramdan önce, İngiliz Konsolosluğu ile HSBC önünde patlayan bombalar...Bu patlamalarla bayram arasında dört gün var. Ankara ve İstanbul'a yine ihbarlar yağıyor. Şurada patlama, burada bombalama gibi.Ama, bunlardan biri hükümetin ve emniyetin tüylerini diken diken ediyor. İstanbulda ikinci terör eylemini haber veren o ses, yine telefonda:‘‘Bayramda İstanbul'da bombalar patlayacak!..’’Eyvah!.. Herkes alarma geçiyor. Emniyette olağan üstü toplantılar ve önlemler birbirini izliyor.İSTANBUL'DA BEKLEMEKİşte, aynı günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan İstanbul'a geliyor. Bayramda bir haftalık tatil var. Erdoğan da tatilden yararlanmak istiyor.Ancak, bomba ihbarını yapan aynı ses, Erdoğan'ın programını değiştiriyor. Erdoğan bayram süresince İstanbul'da kalıyor. Emniyet ve istihbaratın tüm elemanlarıyla birlikte.Korkulan olmuyor. Bayram sakin geçiyor. Ama, hükümet, emniyet ve istihbarat için bayram zehir oluyor.Şimdi soru şu, o ses kim?.. İlk istihbaratı doğru veren bu kişi kim?.. Nereden arıyor?.. Nasıl bilgi sahibi?..Henüz bilinmiyor. Ses dışında, ortada bir ipucu da yok.Seçim Kıbrıs'ta, yasak burada!..BİRİNCİ Annan Savaşı'nın yaşandığı Kıbrıs'ta, seçimler bir ilke daha imza atıyor!..Dünyanın her yerinde, seçimlerden 24 saat önce yayın yasağı var. Bunu izleyen kurum, Yüksek Seçim Kurulu. Yasak, sadece ve elbette seçimlerin yapılacağı ülke için geçerli. Buraya kadar normal.Normal olmayanı KKTC Yüksek Seçim Kurulu yapıyor. Bu kurul, bizim RTÜK'e bir yazı göndererek, seçim yasaklarını hatırlatıyor. Türkiye'de yayın yapan TV'lerin Kıbrıs'ta da izlendiğini belirterek, ‘‘seçimin selameti açısından, Türk TV'lerinin uygun görülecek tarzda ikaz edilmesini’’ istiyor!..Türkçesi, seçim Kıbrıs'ta, ama seçim yasaklarına Türk TV'leri de uymalı ve 24 saat önce seçim yayınlarını kesmeli!..Bir bu eksikti!.. O zaman, Alman seçimleri için de bizim TV'lere ikaz!.. Fransız seçimleri için, İspanyol TV'lerine ikaz!.. Norveç seçimleri için İsveç TV'lerine ikaz!.. Çünkü, teknolojik gelişmeyle birlikte, artık her ülkenin TV kanalları, dünyanın çeşitli ülkelerinden izlenebiliyor!.. Bu durumda, nerede bir seçim varsa, o gün dünyada seçim yasağına gitmek, seçimin selameti açısından şart!..İlginç olan, RTÜK bir bildiri yayınlayarak, TV'lerden gerekli duyarlılığın gösterilmesini istiyor. Garip olan ise, bizim TV'lerin yayın yasağına uyma eğilimleri!..Ne de olsa, Türkiye ve KKTC, bağımsız iki ayrı devlet!..