Güncelleme Tarihi:
Başkomiser İsmet Kaplan eleştiriden kaçınmayan bir polis-yazar. En son kitabında şöyle tanımlanıyor ideal emniyet teşkilatını: “Güç kullanan bir meslekten, hizmet üreten bir mesleğe dönüşmek. Devleti değil, milleti önceleyen empati sahibi bir anlayış. Üniformayı kendisine ayrıcalık olarak görmeyen, kendisini devletin sahibi yerine toplumun hizmetçisi olarak gören şeffaflık elbisesi giymiş üniformalı vatandaş...” İşte kitaptan birkaç bölüm...
Bağdaki terörist
Terör olayı yerde yatan acil hastadır. Güvenlik görevlileri de 112. Hastaneye gidene kadarki süreç ‘terörle mücadele’, içerideki ameliyatsa ‘siyasetle müzakere’dir. 112’den ameliyat beklenilmez. Ameliyathanedeyse operatör doktorsuz iş olmaz.
Polisin etiği ve ettiği
Bir tarafta, etik dendiğinde “Polis light hale gelmemeli” diye engel çıkarılırsa, polise yetki konuşulduğunda “Ama insan hakları güme gidiyor!” diye bariyer konulursa, bir mesele çözülmeden diğer mesele sırasını kaynatıp ortaya girerse ne beklersiniz? Güvenlik ve özgürlük kavramları birbirlerini engellemek değil, dengelemek için konuşulmalı değil mi?
Ölümü diri tutmak
Ağzının tadı kaçsın istemiyor insanlar. Mezarlıkları şehrin dışına ittikçe caddeler kan gölüne dönüyor. Yeraltını akıllarına getirmek istemedikçe yeryüzü cehenneme dönüyor. Ölümü gündemlerine almadıkça, ölüm haberleri gündemden düşmüyor. Ölüm, en diri bir unsur olarak aramızda dolaştıkça ona görünmez adam muamelesi yapılıyor.