Güncelleme Tarihi:
1 Ekim tarihli kararında AYM, CHP milletvekillerinin kamuoyunda 'çoklu baro' olarak bilinen ‘7249 sayılı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un iptal talebini oyçokluğuyla reddetmişti. Kanunun ‘çoklu baro’ kurulmasını düzenleyen maddelerin iptali için verilen ret kararına AYM Başkanı Zühtü Arslan ve üyeler Engin Yıldırım, Cemal Mümtaz Akıncı ile Emin Kuz karşı oy kullanmıştı. AYM’nin gerekçeli kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.
‘ANAYASAL AÇIDAN HERHANGİ BİR ENGEL BULUNMAMAKTADIR’
Gerekçeli kararda baroların Anayasa’nın 135’inci maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olduğu hatırlatılırken, "Anayasa'da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının aynı bölgede birden fazla olamayacağı yönünde getirilmiş anayasal bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu nedenle aynı ilde birden fazla baronun kurulmasına anayasal açıdan herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bu çerçevede aynı ilde birden fazla baronun kurulmasının Anayasa’da belirtilen, belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak şeklindeki görevlerin yerine getirilmesi bakımından bir engel oluşturacağı söylenemez" denildi.
AYM kararında ayrıca, "Aynı ilde birden fazla baro, ancak kanunda belirtilen koşulların gerçekleşmesi durumunda mümkün olup baroların kuruluşunun avukatların iradesine bırakılması söz konusu değildir. Bu nedenle aynı ilde birden fazla baronun kurulmasına yönelik düzenlemelerin, meslek kuruluşlarının kanunla kurulacağına yönelik anayasal ilkeye aykırı olduğu da değerlendirilemez" tespitinde bulunuldu.
'İDEOLOJİK AYRIŞMA İDDİASI ANAYASAL DENETİM DIŞINDA'
Kararda kanuna konu teklifin komisyon görüşmelerine de değinilirken, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerde barolara kayıtlı avukat sayısının, aynı baroya kayıtlı avukatların iletişim kurmasını, mesleki dayanışmasını, stajyer avukatların ve mesleğin başındaki avukatların gerekli eğitimleri almasını ciddi anlamda aksatacak boyutlara ulaştığının dile getirildiği hatırlatıldı. Sayının çok fazla olmasından kaynaklı bu tür sorunların çözülmesinin, avukatlık hukukuna ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesinde yaşanan gecikmelerin ortadan kaldırılmasının ve baro hizmetlerinin daha sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla 5 binden fazla avukat bulunan illerde asgari 2 bin avukatla yeni bir baronun kurulabilmesine imkan tanındığının da ifade edildiğini bildiren AYM kararında, "Bu yönüyle kuralın kamu yararı dışında başka bir amaç güttüğü söylenemez. Aynı ilde birden fazla baronun kurulmasının, baroların ideolojik, etnik ve siyasi temelli ayrışmalarına neden olacağı, bu durumun farklı çatışmalara zemin hazırlayabileceği, baroların hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını koruma görevini işlevsiz hale getireceği ileri sürülmekte ise de, belirtilen hususlar yerindelik kapsamında olup anayasal denetimin konusu dışında kalmaktadır" denildi.
AYM kararında avukatlar hakkında uygulanacak disiplin işlem ve cezalarının, tüm barolar tarafından uygulanması zorunlu hükümler olarak kanunla düzenlendiği vurgulanırken, “Avukatlar hakkında uygulanacak disiplin cezaları bakımından nihai karar mercii Türkiye Barolar Birliği (TBB) Disiplin Kurulu’dur. Bu nedenle aynı ilde birden fazla baro kurulmasının meslek disiplini bakımından farklı uygulamalara sebebiyet vermesi söz konusu değildir" değerlendirmesi yapıldı.
'İPTAL TALEPLERİNİN REDDİ GEREKİR'
Kurallarda sadece birden fazla baronun kurulmasının öngörüldüğüne ve baroların ‘siyasi faaliyette bulunabileceğine’ ilişkin herhangi bir düzenlemenin mevcut olmadığına işaret edilerek, Anayasa’nın 135’inci maddesine göre meslek kuruluşlarının kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamayacağı ve meslek kuruluşlarının organlarının seçimlerinde siyasi partilerin aday gösteremeyeceği ifade edildi. Aynı maddede, amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine mahkeme kararıyla son verileceğinin de hüküm altına alındığına dikkat çekilerek, "Dolayısıyla baroların Anayasa ve Kanun’da belirtilen amaçları dışında faaliyette bulunmalarını engelleyecek hukuki tedbirlere yer verilmiştir. Bir ya da birden çok baronun kurulmuş olması bu durumu değiştirmemektedir. Kuralların savunma mesleğini siyasallaştıracağı yönündeki iddia ise uygulamaya yönelik bir sorun olup anayasallık denetiminin kapsamı dışında kalmaktadır. Bu itibarla aynı ilde birden fazla baronun kurulmasına imkan tanıyan kurallar kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olup kuralların Anayasa’ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle kurallar Anayasa’nın 2 ve 135’inci maddelerine aykırı değildir. İptal taleplerinin reddi gerekir" denildi.
BAŞKAN ARSLAN’IN KARŞI OY GEREKÇESİ
AYM Başkanı Zühtü Arslan karşı oy gerekçesinde ise, ‘çoklu baro’ ile ilgili kuralların Anayasa’nın 135’inci maddesinde yer alan ‘kanunla kurulma’ şartını sağladığı kanaatinde olmadığını ifade etti. Baroların bir ‘kamu tüzel kişisi’ olduğunun ve kamu tüzel kişiliklerinin Anayasa’nın 123’üncü maddesine göre kurulduklarının dikkate alınmadığını savunan Arslan, "İkincisi, kurallar belli şartlar altında aynı ilde birden fazla baronun kurulmasını tamamen avukatların iradesine bırakmaktadır. Kamu gücü kullanan ve yargı sürecinin önemli bir unsuru olan avukatların meslek kuruluşları olan baroların kurulması konusunda kanun koyucunun çok daha titiz olması ve sıkı bir inceleme yapması beklenir. Tıpkı devlet ve vakıf üniversitelerinin kuruluşunda olduğu gibi. Nasıl ki, yasama organı her bir üniversitenin kuruluşunu titizlikle inceleyip kanunla kurulmasını sağlıyorsa, baroların kuruluşu bakımından da bunu yapması elzemdir. Kaldı ki bu bir tercih meselesi değil, son Anayasa değişikliği karşısında bir zorunluluktur" görünüşü kaydetti.