Güncelleme Tarihi:
Kararda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dini bir kuruluş olmadığı, müftülerin ve müftülük personelinin de evlendirme memurlarından farklı bir statüde bulunmadığı, Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre önce resmi sonra dini nikâh kıydıklarına dikkat çekildi. Kararda özetle şöyle denildi:
“Kural, İslam dinine mensup bireylerce din ve vicdan özgürlüğü kapsamında bir ihtiyaç olarak görülen dini törenin yapılmasını kolaylaştırmaya yönelik bir düzenleme niteliğindedir. Evlendirme memurlarının evlilik talebiyle başvuran çiftlerin inançlarını sorgulama yetkisi yoktur. Bu itibarla kuralın bireylerin dini inanç ve kanaatlerini açıklama yönünde baskı oluşturduğu söylenemez.
Müftülüklere evlendirme memurluğu yetkisi verilmesi, resmi işlemlerde değişiklik öngörmediğinden hukuk düzeninin din kurallarına dayandırılmasına sebebiyet vermediği gibi evlenmenin dini töreninin yapılmasını kolaylaştırarak bireylerin din ve vicdan özgürlüğünü koruyucu işlev de görmektedir. Evlilik işlemlerine dini bir nitelik kazandırması söz konusu değil. Anayasa’nın 24. maddesindeki ‘Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzeninin kısmen de olsa, din kurallarına dayandırılamayacağı’ hükmüne aykırı bir husus bulunmamaktadır.”