Güncelleme Tarihi:
DAVA dosyasına göre, 10 Haziran 2014 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki Kalekol yapımına ilişkin yapılan protestolar sırasında 3 kişi hayatını kaybetti. KESK’e bağlı Eğitim-Sen Muş Şube Başkanı Mustafa Demiraydın ve bir grup sendika üyesi olayı, 24 Haziran 2014 tarihinde protesto etti. Muş Valiliği’nin otoparkında bir araya gelen sendika üyeleri, basın açıklaması yapıp dağıldı.
Muş Valiliği “Valilik binası, Defterdarlık, Muş Adliye Sarayı iç kısımları, önü, çevresi, ayrıca otopark ve müştemilatlarının” daha önce basın açıklaması yapılmayacak yer olarak belirlendiği gerekçesiyle basın açıklamasına katılanlara, Kabahatlar Kanunu kapsamında 189 TL idari para cezası kesti.
Demiraydın, verilen idari cezasına Muş Sulh Ceza Hâkimliği nezdinde itiraz etti. İtiraz, “özgürlüklerin kamu düzenine aykırı olamayacağına, valilik binası önünde bulunan ve kamu hizmeti görülen bir yer olan valilik binası eklentisi durumunda valiliğe ait otoparkta basın açıklaması gerçekleştirilmesinin kanuna aykırı olduğu” gerekçesiyle reddedildi.
HİZMET AKSAMADI
Demiraydın, 2015 yılında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak, “ifade özgürlüğü ile sendika hakkının ihlal edildiğini” iddia etti. Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü de Demiraydın’a verilen para cezası ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenme hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Yüksek Mahkeme, “Kararın bir örneğinin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere” Muş Sulh Ceza Hâkimliği’ne gönderilmesine hükmetti. Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararda özetle şöyle denildi: “Polis tutanaklarında ve hâkimlik kararlarında basın açıklamasının bazı faaliyetlerin önemli derecede aksamasına neden olduğu veya kamu düzenini bozduğu ya da bu yönde ciddi bir tehlike doğurduğu yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Barışçıl bir şekilde tamamlandığı da göz önüne alınmamıştır.
Başvurucuya verilen idari para cezasının -başvurucunun sendika üyesi olduğu ve kendisi üzerindeki caydırıcı etkisi de dikkate alındığında- demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir. Anayasa Mahkemesi verilen idari para cezası nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”