Güncelleme Tarihi:
Açıklamada, AYM’nin hak ihlali kararı verdiğinde herhangi bir merciin bu kararı denetleme yetkisinin olmadığı belirtilerek, “İlk derece mahkemesinin yetkisi dahilindeki bir dosyayı Yargıtay’a göndermesiyle başlayan, Yargıtay’ın da anayasa hükümlerini gözardı ederek verdiği bir kararla şekillenen süreç, anayasanın sözüne açıkça aykırılık oluşturmuş ve neticede başvurucunun bireysel başvuru hakkı, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlaline yol açmıştır. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararların ihlal kararında tespit edildiği şekliyle icra edilmemesi de etkili başvuru hakkının özel bir türü olan bireysel başvuru hakkının açık ve ağır bir şekilde ihlali anlamına gelmektedir” denildi. Kararda, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM kararına uymayarak Türk hukukunda bulunmayan bir karar verdiği ifade edilerek, “Süreç anayasanın sözüne açıkça aykırılık oluşturmuş ve neticede başvurucunun bireysel başvuru hakkı, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlaline yol açmıştır” denildi.