AYM kararına saygı duymuyorum

Güncelleme Tarihi:

AYM kararına saygı duymuyorum
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2014 01:40

Başbakan Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Twitter yasağının kaldırılmasına ilişkin kararıyla ilgili “Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara uymak durumundayız. Ve onun için de uyduk. Ama bu karara saygı duymuyorum” dedi. Genel seçimlerin erken bir tarihe alınacağı iddiasını kesin bir dille reddeden Erdoğan, Azerbaycan ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamalarda özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

MİLLİ BULMUYORUM

(AYM’nin Twitter kararı) AYM’nin vermiş olduğu karara tabii uymak durumundayız. Ve onun için de uyduk. Ama saygı duymak zorunda değilim. Ve bu karara saygı da duymuyorum. Niye saygı duymuyorum. Şu anda alınmış olan bu karar birincil mahkemeler müracaat edilmeden, hukuk yolları tüketilmeden AYM’ye götürülmüştür. Bir defa usul yönünden AYM bunu reddetmesi gerekirdi, bu bir. İkincisi özgürlükler yaklaşımını doğru bulmuyorum. Zira bu bir ticari şirkettir ve ortada bir ürünü vardır. Bu ticari şirket sadece Twitter değil. Youtube da ticari şirkettir, Facebook da ticari şirkettir velhasıl. Ve bunun ürününü alıp almamak herkesin serbest tasarrufundadır. Bunun özgürlükle filan falan alakası yok. Ve böyle bir konuda özgürlük noktasında, temel haklar noktasında şu anda AYM’de bunca bekleyen dosyalar varken 2 gün içersinde AYM’nin birincil mahkemelere başvurulmadan direkt kendilerine başvurmak sureti ile böyle bir kararı almasını doğrusu milli bulmuyorum.

BU HUKUK DEĞİLDİR

Haberin Devamı

Milli bulmamanın yanında Amerikalı böyle bir şirketin ürününü savunması yapılırken öbür tarafta bizim kendi milli, ahlaki her türlü değerlerimiz bir tarafa konuluyor. Bu ülkenin Başbakanı’na hakaretten tutunuz da bakanlarına hakarete varıncaya kadar her şey ortada. Buna yönelik atılan adım var. Burada hemen iki gün içerisinde alınan bir karar var. Ve bu konu ile özellikle alt mahkemelerin başka dosyalarla ilgili bu konuda vermiş olduğu kararlar var. Bu kararların hiçbirini gözönüne almıyorsunuz. Bunların hepsini yok farz ediyorsunuz ve böyle bir kararı alıyorsunuz. O zaman tabii ister istemez farklı düşünmek durumunda kalıyoruz. Ha nedir, AYM’nin verdiği karara uyma zorunluluğu olması hasebi ile biz bu karara uyarız ve onun için de arkadaşlarımıza gerekli talimatı verdik uyduk. Olay bu. Ama saygı duymuyorum. Ve bu sadece bir yasaya uymaktır. Bu hukuk değildir onu söyleyeyim. Hukuk başka bir şeydir. Ve burada bir hukuki uygulama yok. Bir yasal uygulamayı maalesef usule de ters olarak ortaya koymuşlardır. Ben bunu milletimin takdirine bırakıyorum. Karar alınırken ne Amerika, ne Fransa, ne İngiltere, ne İspanya bütün buralarda bu konularla ilgili verilmiş kararlar dahi göz önüne alınmamıştır. Hemen alelacele ne adına yapıldı bunu anlamak mümkün değil.

SANDIK MESAJI

Haberin Devamı

30 Mart seçimleriyle Türkiye istikrar ve huzurdan yana bir tercih kullanmıştır. Milletimiz hükümetimize çok çok güçlü bir güvenoyu vermiştir. Ve bu güvenoyu tartışılmazdır. Bir yerel seçim olmasına rağmen aziz milletimiz gerek oy oranları gerek büyükşehir, il, ilçe, belde belediye başkanlıkları gerekse belediye meclis üyeliklerinde partimizi hem tekrar birinciliğe taşıdı hem de rekor seviyede destek verdi. Elbette sandıktan çok sayıda mesaj çıktı. Ancak bunlardan en önemlilerinden biri dış politikamıza olan destektir. Türkiye’nin barışçı, diyalogdan yana hakkı ve hukuku savunan dış politikası milletimizden bir kez daha tam not almıştır. İlk resmi ziyaretimizi Azerbaycan’a yaparak dış politikamızdaki öncelikleri tekraren vurgulamış oluyoruz.

AA’YI PARALEL YAPI HAZMEDEMEDİ

Haberin Devamı

(AA’nın seçim sonuçları) Herşeyden önce AA’nın malum 94 yıllık bir mazisi var. Bir defa AA’nın yayın politikasını hazmedemeyenler veyahut bu seçimlerde üstlendiği görevi hazmedemeyenler kendi rekabet alanlarının daralmasından rahatsız olanlardır. Bu birinci derecede yine paralel yapının rahatsızlığıdır. Çünkü rekabet alanında daha önce 1-2 ajans çok aktifti veya üç ajans. Şimdi AA’da buraya girince bir defa bunların rekabet alanı daraldı. Zira bildiğim kadarıyla yüzde 60 civarında bu noktada kendilerinden alım yapıldı. Neymiş Ajansın Genel Müdürü partimizin genel merkezine gelmiş. Yani buna ancak ‘Hayda’ denir. Bütün ajansların genel müdürleri, yöneticileri bizim genel merkezimize gelirler. Bunda herhangi bir şey söz konusu değil. Kaldı ki bu bizim aynı zamanda devletimizin iyi bir ajansıdır. Diğer ajansların genel müdürleri, yöneticileri genel merkezimize geldiği zaman bir rahatsızlık olmuyor da AA’nın Genel Müdürü geldiği zaman niye rahatsızlık oluyor? Daha önce benim veya Başbakan Yardımcımın danışmanı olduğu için mi? Böyle saçmalık olmaz. Biz her ajansın, her medyanın mensuplarıyla bugüne kadar görüştük. Ama tabii bu süreçte, bazı ikili ilişkilerimize gölge düşürenler olmuştur. Gölge düşürenlerle bu noktada tabii ki mesafedeyim. Mesafeli oluşumun sebebi de bellidir. Bunlar ahlaki olmayan yollara başvurdukları içindir. Eğer bir ahlak çerçevesi içerisinde bunu yürütmüş olsaydılar, benim yaklaşım tarzım her zaman kucaklayıcı olmaktır, yine kucaklayıcı olurdum.

YENİLMEYE DOYMUYORLAR

Haberin Devamı

(Seçim sonuçlarına itirazlar) Erzurumlu Teyyo Pehlivan’ın hikayesini biliyorsunuz değil mi. Yenilmeye doymazmış. Bunların durumu böyle... İstanbul’da yaklaşık 700 bin oy farkı var. İstanbul’a itiraz edip burada acaba bir şey çıkartabilir miyiz? Ankara’da 30 bini aşkın oy farkı var. Acaba buradan bir şey çıkartabilir miyiz? Hadi samimi olarak dürüst olarak itirazlarınızı yapabilirsiniz. Fakat bu eylemler niye. Mesela Şanlıurfa’da olan olaylar. Silah tehdidi. Bunlar akıl almaz işler ya. Böyle seçim olur mu? Çünkü bunlar hayatlarında girdikleri yerde aldıkları birkaç belediyede eğer şimdi kaybediyorsa buna tahammül edemiyor.

DEMOKRASİ BUDUR

Yani AK Parti olarak bizim böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızda hiçbir AK Parti’linin bu tür yollara başvurduğunu gördünüz mü? Demokrasi budur arkadaşlar. Önce tahammülü öğreneceksin. Bunlarda bu tahammül yok. Galip geldi. Ben buna teşekkür edeyim saygı duyayım böyle bir şey yok. Ortada yaklaşık yüzde 46 oy almış bir siyasi parti var. Diğer tarafta ikinci sıradaki partinin oy oranı görüyorsunuz yüzde 27 küsür. Yüzde 28 diyelim. Arada böyle bir fark var. Ve hâlâ kalkıp biz yenilmedik.

YAPANLA YÜRÜMEYİZ

Haberin Devamı

(Egemen Bağış’a ait olduğu iddia edilen Kuran’la ilgili tapeler) Biz arkadaşımızı bu tür uydurma, bu tür montaj, bu tür dublaj olaylarını yapanlardan daha iyi tanıyoruz. Egemen Bey böyle bir şeyi söylemediğini kendisi ifade ettiği gibi, biz de bu noktada kendisine inanıyoruz. Böyle bir şey zaten söz konusu olamaz. Böyle bir şeyi yapanla zaten bizim yürümemiz hiçbir zaman da mümkün değildir ama arkadaşımız bu açıklamayı zaten kendisi çok sert olarak yapmış durumda. Onun için daha fazla bir şey zaten söylemeye gerek yok.

BİZ CUMAYI BİLİRİZ

İftira atanlar her zaman bu tür iftiraları yapabilir. Mesela ben de cuma namazını kılmıyorum biliyorsunuz. Benim için de bunu söylüyorlar. Kim? Aynı mihraklar. Biz cuma namazının nerede, nasıl, hangi şartlarda kılınacağını onlardan çok daha iyi biliriz. Artık hiçbir şeyden vuramadılar, her türlü iftirayı attılar, şimdi geldiler ‘Başbakan cuma namazı kılmıyor’. Bunlar sahtekar ya, müfteri. Söyledim ya seçim kampanyaları boyunca, bunlarda takiye var, yalan var, her şey var, iftira var.

ERKEN SEÇİM YOK

(Genel seçimin erkene alınması ya da seçimlerin birleştirilmesi) Hayır. birleştirilmesi zaten söz konusu değil. Çünkü cumhurbaşkanlığı seçimi zaten takvimi açıklanmıştır bitmiştir. Bu bir yıl öncesinden ancak olabilirdi. Böyle bir şey söz konusu değil. Fakat erken seçim noktasında bizim partimizin ilke kararı vardır. Biz Türkiye’de normalleşmeden yana olduk. İstikrar buradadır. Cumhuriyet tarihinde bize kadar çok partili dönemde 16 ayda bir seçim olmuştur. 16 ayda bir seçim olan bir ülkede istikrar olur mu? Bu ülkeye yatırımcı gelmez. Bizim dönem niçin başarılı olmuştur. Çünkü yatırımcı önünü gördü. Ve baktı ki burada istikrar var.

Cumhurbaşkanı ile bir karara varırız

(Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamaları ve cumhurbaşkanlığı seçimleri) Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuyu aramızda müzakere ederek bir karara varırız kanaatini ben de paylaşıyorum. 3 dönem kuralı ile alakalı olarak tabandan, partimiz içinden birçok bu konuda kanaat belirtenler var. Ben kanaatimi daha önce belirttim. Bu konu biz partinin kuruluşunda tüzüğümüze bunu uzun istişareler neticesinde koyduğumuz bir konudur. Bunun Türkiye’de inanıyorum ki bir karşılığı var. Bundan sonra bu konu ile ilgili kararı verecek olan mercii partinin bazı arkadaşlarım merkez karar diyor ama merkez karar değildir. Tüzük tadili ile alakalı konu genel kurulun işidir. Olağanüstü olur normal genel kurul olur. Ama orada olur. Genel kurul böyle bir tüzük tadiline giderse ancak böyle bir şey olabilir. Fakat benim kanaatim 3 dönemden yanadır. 3 dönemli siyasi hayat bitmiyor. 3 dönemden sonra bir dönem bırakarak sonra devam etmek herkes için söz konusu. (Köşk’e çıkmanız konusunda baskı hissediyor musunuz?) Bunlar ayrı bir konu. Onu konuşmak şu anda bana göre gereksiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!