Güncelleme Tarihi:
Resmi Gazete'de yer alan karara göre, Gökçek, sosyal medya hesabından olay tarihinde Ankara milletvekili olan Nazlıaka'nın ailesinin "kaçak su kullandığı" iddialarına yer verdi ve Nazlıaka'nın eşine ait şirketin açık adresi, eşiyle diğer yakınlarına ait kimlik bilgileri ve imzaları içeren fotoğrafları paylaştı.
Bunun üzerine Nazlıaka, Gökçek hakkında suç duyurusunda bulundu ancak soruşturmaya izin verilmedi. Daha sonra Nazlıaka, tazminat davası açtı. Mahkeme ise Gökçek'in eyleminin sert eleştiri niteliğinde olduğunu ve "ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, davayı reddetti.
Yargıtayın kararı onamasının ardından Nazlıaka, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. Nazlıaka, kişisel verilerinin korunması, özel hayata saygı ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürdü.
Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 20. maddesinde belirtilen özel hayata saygı kapsamında Nazlıaka'nın kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
KARARIN GEREKÇESİNDEN
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında, Anayasa'nın 20. maddesinde özel hayata saygı hakkının düzenlendiği hatırlatıldı ve devletin, kişilerin özel ve aile hayatına keyfi müdahale etmemek ve üçüncü kişilerin haksız saldırılarını önlemekle yükümlü olduğu belirtildi.
Kişisel bilgiler ve verilerin de özel hayata saygı hakkı kapsamında olduğuna işaret edilen kararda, "Bir kişinin imzasının, kimlik, abonelik ve ailesine ilişkin bilgileri ile ev ve iş adresinin kişisel veri kapsamında olduğu açıktır. Başvurucunun anılan bilgilerine ulaşılmasına ve sosyal paylaşım sitesinde açıklanmasına ilişkin bir rızasının olmadığı sabittir." tespitine yer verildi.
Yerel mahkemede açılan tazminat davasında da Nazlıaka'nın kişilik haklarının zedelendiğini belirttiği ifade edilen kararda, mahkemenin ifade özgürlüğü kapsamında karar vermesi karşısında, "Başvurucunun kişisel verilerinin hangi kapsamda ve nasıl ele geçirildiğine, hangi meşru amaç doğrultusunda bu bilgilerin sosyal paylaşım sitesinde kullanıldığına ve açıklanmasının ne gibi bir kamusal amaca hizmet ettiğine ilişkin bir tartışma yapılmamıştır." değerlendirilmesi paylaşıldı.
Yerel mahkemece dava konusu olayda kişisel verilerin korunması iddialarına yönelik bir değerlendirmede bulunulmadığı vurgulanan kararda, "Bu durumda derece mahkemelerinin özel hayata saygı kapsamında kişisel verilerin korunması hakkına yönelik anayasal güvenceleri gözeten özenli bir yargılama yaptığı ve somut olaya özgü gerekçe sunduğu söylenemez." ifadesi kullanıldı.
Kararda, şunlar kaydedildi:
"Açıklanan gerekçelerle uyuşmazlığı karara bağlayan derece mahkemeleri tarafından yukarıda belirtilen anayasal güvenceleri gözeten, özenli bir yargılama yapılarak pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği anlaşıldığından başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."
Nazlıaka'nın tazminat talebini ise reddeden Yüksek Mahkeme, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesini kararlaştırdı.