Güncelleme Tarihi:
AYM Başkanı Zühtü Arslan, Hacı Bayram Veli Üniversitesi 100'üncü Yıl Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında Hak ve Özgürlüklerin Sınırlandırılması Rejimleri' sempozyumunda konuştu. Arslan, temel hak ve özgürlüklerin, kamu gücünü kullanan makamlara karşı korunması gerektiğini, bunların aynı zamanda kamu gücü tarafından korunması gerektiğini söyledi.
'MİLLETLER ARASI HUKUKTAN DOĞAN HÜKÜMLER İHLAL EDİLEMEZ'
OHAL rejiminde sınırlandırmanın Anayasanın 15'nci maddesinde düzenlendiğini ve burada belirtilen haklar dışındaki tüm hakların sınırlandırılabileceğini kaydeden Arslan, bu sınırlamaların da olağan ve olağanüstü dönemler olarak ikiye ayrıldığına dikkat çekerek, "Anayasa Mahkemesi 15'nci maddeyi yorumlarken; özellikle olağanüstü halin hukuki bir rejim olduğunu, otoritelere sınırsız bir yetki tanımadığını ve dolayısıyla 15'nci maddede öngörülen özellikli durumun gerektirdiği ölçüde kritere uyulması gerektiği sıklıkla vurgulamaktadır. Olağanüstü halde milletler arası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilemez. Olağanüstü halde durumun gerektirdiği ölçüyü aşan sınırlamalar yapılamaz. Ve olağanüstü halde Anayasamıza göre masuniyet karinesi ve işkence yasağı gibi mutlak, çekirdek haklara dokunulamaz" dedi.
Arslan, mahkemeye, 'OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin norm denetiminin yapılamadığı' yönünde eleştiriler geldiğini belirterek, "Ben bu eleştirinin haklı olmadığını düşünüyorum. Anayasa Mahkemesi sorumsuz, sınırsız bir güç kullanan bir yüksek yargı merci değildir. Egemenliği kullanan diğer organlar gibi Anayasa Mahkemesi de Anayasanın kendisine çizdiği sınırlar içerisinde görevini icra eden, yerine getiren, yetkilerini kullanan, kullanmak zorunda olan bir kurumdur" diye konuştu.
'OHAL GEÇİCİ NİTELİKTE '
OHAL'in geçici nitelikte olduğunu vurgulayan Arslan, "Buna rağmen dünyanın her yerinde olağanüstünün olağanlaşması diye bir olgudan bahsedilir. Bu da OHAL rejiminin bir süre sonra olağan araçlarla OHAL rejimi ilan edilmeden devam etmesi anlamına gelir. Bu belki de OHAL rejimlerinin sonrasındaki en büyük tehlikedir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemelerine düşen de olağanüstünün olağanlaşmasını engellemektir" ifadelerini kullandı.