Ayhan Çarkın: Dokuz kişiden biriyim

İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Ayhan Çarkın, Abdülkadir Ünal, İsmail Yılmaz ve Fırat Dişçeken katıldı. Davanın tutuksuz sanığı Hikmet Kişmir ise duruşmaya gelmedi.Sorgusu yapılan Ayhan Çarkın, “yıllarca terörle mücadele kapsamında özel harekatta çalıştığını, yasadışı örgütlerin hücre operasyonlarında bulunan 9 kişiden birinin kendisi olduğunu” belirterek, “bu yüzden her türlü terör örgütünün hedefi konumunda bulunduğunu” kaydetti.

Çarkın, “Bu benim savaşım değildi, Türkiye Cumhuriyeti'nin savaşıydı. Susurluk davası nedeniyle 19 yıllık görevimden alındım. Savunmasız bırakıldım” dedi.

Erdek'te 2000 yılında karıştığı olay sonrası silahının alındığını hatırlatan Çarkın, “Terör örgütlerinin hedefi olmam psikolojisiyle kendime ve aileme bir saldırı olacağını düşünüyorum. Silah verilmesi için yaptığım başvuru kabul edilmedi. Ben de koruma amaçlı ruhsatsız silah aldım” diye konuştu.

“Son olaydan 1 ay önce kendisine yönelik silahlı eylem düzenleneceğini içeren yazılı ve sözlü uyarı aldığını” ileri süren Çarkın, sözlerine şöyle devam etti:

“Sarayburnu'ndaki çay bahçesini bir arkadaşımla işletiyorum. O gece sivil kıyafetli 5 kişiyi gördüm. Bunları terörist zannettim. 'Ayhan' diye ses duyunca, hata yaparak ruhsatsız silahımı onlara doğrulttum. 'Polis' denince, 'ışığın altına gelin bana kimliğinizi ibraz edin' dedim. Kimlik gösterince özür diledim. Meslektaşıma böyle bir hatayı yapmamam lazımdı. Utanç duyuyorum.”

Çarkın, “silahı ruhsatlı olması durumunda da aynı hareketi yapacağını” anlatarak, “olay sırasında polislere karşı hiçbir hakarette bulunmadığını” sözlerine ekledi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait spor tesislerinde antrenörlük yaptığını belirten sanıklardan İsmail Yılmaz ile çay bahçesinde çalışan Abdülkadir Ünal ve Fırat Dişçeken de, “polislere karşı mukavemette bulunmadıklarını” ifade ederek, tahliyelerini istediler. İsmail Yılmaz ve Fırat Dişçeken'in tahliyesine karar veren hakim, duruşmayı erteledi.

Bu arada “Susurluk Davası”nda yargılanan Oğuz Yorulmaz da Çarkın'ın duruşmasını izlemek için adliyeye geldi.

İDDİANAMEDEN-

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 20 Ağustos 2004 tarihinde, “bir çay bahçesindeki 7-8 kişi arasında silahlı çatışma çıkabileceği” ihbarını alarak olay yerine giden polis memurlarının, buradakilerin kimlik kontrollerini yapmak istedikleri belirtiliyor.

Bu sırada Ayhan Çarkın ile İsmail Yılmaz'ın ellerindeki tabanca, Abdülkadir Ünal'ın da bıçakla polise direndikleri, Fırat Dişçeken ile Hikmet Kişmir'in de diğer sanıkları polisin elinden kurtarmaya çalıştıkları anlatılan iddianamede, Çarkın'ın üzerinde yapılan aramada 1 adet tabanca ele geçirildiği ifade ediliyor.

Çarkın ile Yılmaz'ın “Görevli memura silahla mukavemet etmek” ve ”6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na aykırı şekilde ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından 3 ile 6'şar yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Ünal'ın da “Görevli memura mukavemet etmek” ve “6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na aykırı şekilde bıçak bulundurmak” suçundan 2.5 ile 4 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

İddianamede, Kişmir ile Dişçeken'in de 2 ile 3'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.