Zeynep BİLGEHAN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2011 00:00
Yeni başladığımız 2011’le ilgili bile öngörülerde bulunmak hiç kolay değilken acaba 10 yıl sonrasında hayatımız nasıl olacak? Dünyada neler değişecek? Vodafone’un desteğiyle Dr. Tim Jones’un yazdığı ‘Future Agenda, 2020 Yılında Dünya’ kitabı 16 başlık altında 200 öngörüyle bu soruya cevap veriyor. Öngörüler, İngiltere’deki Royal College of Art (RCA) Tasarım Mühendisliği Bölümü öğrencilerine de ilham verdi. Proje için İstanbul’a gelen RCA öğrencileri ve hocaları fütüristik projelerle hazırladıkları çözüm önerilerini anlattı
Toplumun önde gelenleri, ihtiyaçlara cevap verebilmek için tarih boyunca geleceği anlamaya çalışmışlar. Günümüzde de bu görev politikacı, işadamı ve STK’lara düşüyor. Ancak hızla gelişen teknolojiyle birlikte bu iş, şu anda hiç olmadığı kadar zor! Buradan yola çıkarak Dr. Tim Jones, Future Agenda adını verdiği bir proje başlattı. Vodafone’un desteklediği ‘Future Agenda’, belli sektörlerdeki yeniliklerin ve zorlukların tartışıldığı açık bir platform. Amacıysa değişik katılımcıların öngörüleriyle 2020’de nasıl bir dünyayla karşılaşabileceğimize biraz olsun ışık tutabilmek. Böylece politikacılardan, şirketlere, sivil toplum liderlerinden halka tüm taraflar yeni şekillenecek geleceğe göre hareket edebilecek. Future Agenda için 150 ülkeden iki binden fazla kişi ve kurum fikir ve deneyimleriyle katkı sağladı.
EN BÜYÜK SORUN NÜFUS ARTIŞIObjektif bir platformda gerçekleşen çalışmalarla toplanan veriler, bu ay içinde lansmanı İstanbul’da yapılan ‘Future Agenda: 2020 Yılında Dünya’ adlı kitapta toplandı. Kitapta, 2020 yılıyla ilgili çarpıcı öngörüler sunuldu: Dünyanın önündeki en önemli sorunların başında hızla ve dengesiz biçimde artan dünya nüfusunun geliyor. Buna karşın insanlığın fiziki, iktisadi ve siyasi açıdan ciddi bir kaynak sıkıntısı içinde olduğu vurgulanıyor. Dünyadaki iktisadi gücün ekseninin aşamalı olarak Batı’dan Doğu’ya doğru kaydığı da kitapta uzmanların üzerinde durduğu konular arasında. Bu dört genel öngörü dışında, 16 başlığın her birine dair temel öngörüler var: Sağlık alanında küresel salgınların ortaya çıkışı, enerji alanında güneş enerjisinin yükselişi veya ulaşım alanında Çin trenlerinin parlayan yıldızı gibi. Kitapta, söz konusu sorunların aşılmasında, küresel müdahaleler kadar, yerel çözüm önerilerinin ve tedbirlerin ön plana çıkacağı belirtiliyor.
ENERJİSİZ BİR DÜNYADA GÜNEŞ PAYLAŞIMIProgramın bir parçası olarak, dünyanın en iyi tasarım ve görsel sanatlar yüksek lisans akademisi İngiliz Royal College of Art öğrencilerinden, kitaptan seçecekleri altı ana konu için çözüm önerileri üretmeleri istendi: Şehirler, sağlık, refah düzeyi, güvenlik, bireyler ve yerellik. Lisans eğitimlerini tasarım, mühendislik ve iktisat gibi farklı konularda almış Yenilikçi Tasarım Mühendisliği üçer kişiden oluşan sekiz grup halinde dünyanın 10 yıl sonra yaşayacağı sorunlara yaratıcı çözümler ürettiler.
Projelerden en ilgi çekeni ileride, hızlı tüketen bir dünyanın sonucu olarak enerjisiz yaşamın nasıl olacağıyla ilgili bir sunumdu. Fikri yaratan ekipten Gaetano Ling (26) ileride aydınlanmak için güneş enerjisi kullanımı modelini anlattı: “Dünyanın bir yerinde her zaman bir güneş ışığı vardır. 2020’de, güneş ışığını taşıyabilen mikrofiber kablolar üreteceğiz. Böylece gündüz olan yerlerden gece olan yerlere güneş ışığı taşıyacağız. Bunu öyle bir sistem haline getireceğiz ki, evlerde bir panel olacak, aydınlanmak için istersek Sahara Çölü’nün öğlen güneşini istersek de dünyanın öbür ucundaki bir ülkenin akşamüstü güneşini kullanabileceğiz.”
Program kapsamında Türkiye’de yapılan çalışmalar www.gelecekgundemde.org, diğer fütüristik projelerse www.futureagenda.org ‘dan izlenebilir.
GELECEĞİN ÜRÜN TASARIMI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÜSTÜNE OLACAKTürkiye’ye gelen ekibin lideri Panos Delilabros (36) da tasarımın gelecekte farklı ihtiyaçlara göre şekilleneceğini anlattı: “Tasarımcılar bugünkü duruma bakıp, gelecekte insanların neye ihtiyacı olacağını anlamaya çalışıyorlar. Tasarımda büyük bir uyanış gerçekleşecek. Önümüzdeki yıllar için artık görünüşten ziyade fonksiyonun öne çıktığı ve mobilite özelliği olan akıllı ürünler tasarlayacağız. Sadece toplu tüketim üstüne tasarlamayacağız. Sürdürebilirlik önem kazanacak. En fazla geri dönüşüm yapılabilen malzemeler kullanılacak. İnsanlar az paraya ‘kullan-at’ şeklindeki ürünler yerine, biraz daha fazla harcama yapıp, ileride torunlarının bile kullanabileceği sağlam eşyalara yönelecek.”