Güncelleme Tarihi:
Bodrum Torba'daki Işıltur Clup'da saat 11.00'de başlayan toplantıya, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Konda Genel Müdürü Araştırmacı-Yazar Bekir Ağırdır, Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı, edebiyat ve sanat eleştirmeni, yazar Doğan Hızlan, gazeteci yazar Altan Öymen, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Eski Dekanı, Türkiye Milli Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Salih Tuğ, Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Uğur, Emekli Büyükelçi, Avrupa Birliği eski Genel Sekreteri, Doğan Holding Başkan Danışmanı Volkan Vural, Genel Sekreter Afitap Pusat, Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Bülent Çaplı, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Ayrımcılığı Önleme Komitesi Üyesi ve Avrupa Konseyi Kadınlara Yönelik Şiddetle Mücadele Komitesi Başkanı Prof. Dr. Feride Acar, katıldı.
'HER TÜRLÜ TERÖRÜ LANETLİYOR, KINIYORUZ'
Toplantının açılış konuşmasını yapan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, ülke olarak zor bir dönemden geçildiğini ifade etti. Aydın Doğan, “Türkiye'nin siyasi gündemi yine çok yoğun. Son bir yıldır başta PKK ve IŞİD'in yaptığı haince eylemler olmak üzere, terör, maalesef bütün dehşeti ile devam ediyor. Hemen her gün şehit haberi alıyoruz. Son bir yılda 500'den fazla subayımız ve polisimiz terörle mücadele ederken şehit oldu. Ailelerine ve bütün yakınlarına başsağlığı diliyorum. Terörün sona erdirilmesi için milletçe elbirliği etmek, tek yürek olmak mecburiyetindeyiz. İster PKK, ister IŞİD; terörün her türlüsüne karşı, hiçbir ayrım yapmadan mücadeleyi sürdürmek gerekiyor. Biz medya olarak her türlü terör eylemini lanetliyor ve kınıyoruz. Yayınlarımız bu kadar açık ve kesindir. Bu yalın gerçeğe rağmen, bazı medya organları, kara propaganda yaparak, bizi teröre destek olmakla itham ediyor. Bu gülünç suçlamalar bize zarar vermez, ama terörle mücadeleyi sulandırır ve zafiyete uğratır" diye konuştu.
'BİZİM SORUMLULUĞUMUZ KAMUOYUNU AYDINLATMAK'
Konuşmasında yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Aydın Doğan, “Hükümetin diğer önceliği olan anayasa konusunda gelişmeleri beklemek gerekiyor. Sayın Başbakan, anayasanın seçilmiş cumhurbaşkanı olgusuna uygun biçimde değiştirilmesi gereğini vurgularken, muhalefet partilerinin liderleri başkanlık sistemine karşı olan tutumlarını sürdürüyor. Medya olarak, bizim sorumluluğumuz kamuoyunu sistemler hakkında aydınlatmak olmalıdır. Dünyadaki uygulamalara da bakarak toplumu objektif biçimde bilgilendirmeliyiz" dedi.
'ALMAN PARLAMENTOSUNUN KARARINI KINIYORUM'
Ülke içindeki bu gelişmelerin yanı sıra dünyada ve yakın coğrafyamızda da çok olumsuz, kaygı verici olayların devam ettiğini anlatan Aydın Doğan, Alman Parlamentosu'nun sözde soykırım kararına tepki gösterip, “Alman Parlamentosu'nun sözde soykırım iddiaları ile ilgili almış olduğu karar haksız ve yersiz olmuştur. Ben bu kararı kınıyorum. 'Parlamentolar yargı makamı değildir' diyorum. Almanya'daki bazı yayın organlarını bizim yönlendirdiğimiz yolunda son günlerde yapılan yayınlar da deli saçmasıdır. Bizim hiçbir zaman Alman basınını yönlendirme, niyetimiz de, gücümüz de, çabamız da yoktur. Bunu açıkça söylemek istiyorum" açıklamasını yaptı.
'BARIŞ VE HOŞGÖRÜ DİNİ İSLAMİYETİ İSTİSMAR EDİYORLAR'
Dünyada radikal eğilimlerin güç kazandığını söyleyen Aydın Doğan şöyle devam etti;
“Avrupa'da ve ABD'deki seçim kampanyasında yabancılara ve özellikle Müslümanlara karşı düşmanlık söylemleri beni çok üzüyor. Kimileri, karanlık ve vahşi eylemleri için bir barış ve hoşgörü dini olan İslamiyeti istismar etmekten kaçınmıyor. Kimileri de, aslında büyük İslam dünyasında marjinal olan bu olayları istismar ederek, İslam dünyasını karalayıcı ve dışlayıcı bir söylem içine giriyor. Medya olarak, bu sağlıksız ve çatışmacı ortamın zararlarını topluma doğru aktarmamız ve sağduyu çağrılarını daha yüksek sesle yapmamız gerektiğine inanıyorum.Tasfir etmeye çalıştığım bu genel ortamda, bence bağımsız ve objektif yayıncılığın önemi daha da artmıştır."
POAŞ DAVASINA TEPKİ
Konuşmasının sonunda toplumsal kutuplaşma ikliminden sağduyuya geçiş gerektiğini vurgulayıp, hukuk garabeti olarak nitelendirdiği POAŞ davasına tepki gösteren Aydın Doğan, “Türkiye'de yaşadığımız kutuplaşma ikliminde sağduyuya, birbirinden kopan tarafları bir araya getirmeye, uzlaşı noktalarını bulmaya ihtiyaç var. Buna en iyi katkıyı verebilecek unsurlardan biri bağımsız ve objektif yayıncılıktır. Kutuplaşmanın parçalarından biri olmak, her olaya tarafgir bir gözlükle bakmak insanların birbirini anlamasını engeller, kutuplaşmayı derinleştirir. Tüm zorluğuna rağmen bağımsız, çok yönlü ve objektif bakan bir yayıncılığı sürdürmek gayreti içindeyiz. İşimiz zor. Bir yandan hemen her gün bir kısım medyanın sürekli saldırılarına uğruyoruz, diğer yandan tam bir hukuk garabeti olan davalarla boğuşuyoruz. Son örneğini POAŞ iddianamesinde gördük. Baştan sona temelsiz, baştan sona tutarsız, baştan sona bağlamsız bir iddianame ile karşı karşıya geldik. Kamuoyuna açıkladığımız için tekrar etmeyeyim. Olmayan bir vergiyi kaçırmak için organize bir suç örgütü kurmak gibi akla, mantığa, hukuka ve vicdana uymayan bu iddianame karşısında hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz objektif hukuka ve haklılığımıza güveniyoruz" dedi.
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın açılış konuşmasından sonra Avrupa Birliği eski Genel Sekreteri ve Doğan Holding Başkan Danışmanı Volkan Vural'ın, toplantının gündemine dair kısa açıklamalarından sonra, hem yayın kurulu üyeleri hem de yayın grubu yöneticileri, görüşlerini aktardı. Toplantı sonrasında değerlendirmede bulunan Volkan Vural, “Kurulun son toplantısından bu yana Doğan Grubu yayınlarının, ilkelere uygunluğu hususunda kurul üyeleri görüşlerini aktardı. Özellikle son zamanlarda artan başta PKK ve IŞİD terörü olmak üzere tüm terör eylemlerinin gazete ile televizyonlarda verilişinde, sunulması konusunun taşıdığı hassasiyet de dikkate alınarak ilkelere uygun bir şekilde yapıldığı üyelerce ifade edildi" açıklamasını yaptı.