Güncelleme Tarihi:
İki babanın mektuplarına ayırıyoruz bugünkü PANO'yu. İkisi de, çocuklarının ÖSYM mağduru olduğuna inanıyor.
‘‘Türkiye'deki sınav sisteminde 450 trilyon liralık rant döndüğünü’’ açıklayan, ‘‘Bu yılki sonuçlardan fevkalade memnunum. Kimseye haksızlık yapılmamıştır’’ diyen YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ve sallabaşı ÖSYM Başkanı Dr. Fethi Toker'in görüşlerini değiştireceklerini sanmıyorum ama, en azından sizler bilin diye yayınlıyorum.
Haksızlık var mı, yok mu sizler karar verin...
*
Ankara Dikmen'den Şahap Atalay yazıyor:
1999 ÖSYM Sınavı'na giren oğluma sınav sonuç belgesi geldiğinde
ÖSS-SÖZ 114,185
ÖSS-SAY 109,132
ÖSS-EA 111,569
olarak bildirildi ve ÖSYS tercih formunda da 'Yalnız tablo 3'ten yararlanabilirsiniz' ibaresi vardı.
Tablo 3, 2 yıllık yüksek okul ve Açık Öğretim ile ilgili tercih tablosunu içeren kılavuzdu.
Oğlumun üniversitede okuma isteği karşısında, 2000 yılı ÖSYM sınavında puanı düşer endişesi ile 2 yıllık okulları ve Açık Öğretimi istemediğinden tercih formunu doldurmadık. Bu arada çocuğumu daha iyi bilgi edinmesi için 8 aylığına altıyüzmilyon (taksitler halinde) riske girerek dersane kaydını yaptırdım. Sakın ola zengin paralı biri olduğumu düşünmeyin... Emekli olduğum halde çocuklarımın rızkını teminde güçlendiğim için bu yaşımda halen çalışmaktayım.
Bu arada ÖSS'nin yapılan itirazlar karşısında yaptığı incelemede çocuğumun ÖSS puanları değiştirilerek
ÖSS-SÖZ 141,95
ÖSS-SAY 136,007
ÖSS-EA 138,552
ve Orta Öğretim Başarı puanıda 46.530 olarak açıklandı.
Dağılımı
Sözel 54.019
Sayısal 53.749
Eşit Ağırlık 53.965
olarak belirtildi...
Ve sonuç olarak da,
'Tercih formu teslim edilmediğinden yerleştirme işlemine alınmadı' beyanıyla karşılaşınca göğsümüm sıkıştığını hissettim.
Derhal gerekli tıbbi müdahale yapıldı. Ondan sonra size yazıyorum, zira bizler için var olduğunuzu biliyorum...
Soruyorum,
Bu puanlar hatasız olarak bildirilseydi, haliyle çocuğum üniversite tercihini yapacak ve herhangi bir üniversiteye girecekti, yapılan hata neticesi giremedi ve baba olarak dersaneye yazdırdım.
ÖSYM benim 600,000,000,-TL lik borcumu karşılayacak mı? Zira hata benden kaynaklanmıyor!
Soruyorum,
Bu sınav stresinin yarattığı psikolojik durumu sizler de yakından takip ettiniz ve biliyorsunuz. Ailece girdiğimiz bu psikolojik stresin tedavisini ÖSYM üstlenecek mi? Çünkü soruları bizler çaldırmadık, sınav tarihini bizler erteletmedik...
Soruyorum,
Bu durum karşısında, çocuğumun herhangi bir üniversiteye girme hakkı yok mu? Neticede sonucu ÖSS açıkladı.
Ve ne acıdır ki... Hemen hemen tüm birimlerinde bir laçkalığın devam edegeldiği ÖSYM için fazla bir şey söylemeyeceğim, zira merhum Prof. Dr. Altan Günalp böyle devretmemişti kurumu...
Bu çelişkili durum karşısında hakkımızın aranması konusunda yardımlarınızı rica eder, saygılarımı sunarım.
Şahap Atalay
*
Bir mektup da Siirt'ten, yine bir babadan geldi.
Levent Oktay, ‘‘Lütfen yazdıklarımı okurken, bizlerin gerçekten ülkesini ve milletini seven insanlar olduğumuzu ve herhangi bir art niyetimizin olmadığına inanmanızı isterim’’ diye mektubuna ve devam ediyor:
Benim kızım Siirt Kız Meslek Lisesi mezunudur. Kendi alanıyla ilgili bölümleri (Ev ekonomisi gibi) kazanabilmek için, çok zor olduğunu bildiği halde gece gündüz çalışarak ÖSYM sınavında 138 sözel puan alabildi. Konuyu iyi bilen dershane elemanları ve yöneticilerinin, ‘Ev ekonomisi bölümünü tercih etmesi halinde yüzde 100 kazanacağını’ söylemeleri üzerine, Ankara Gazi Üniversitesi ve Konya Selçuk Üniversitesi'nin Ev Ekonomisi bölümlerine tercihte bulundu. Ancak yerleştirilemedi.
Zira mezun olduğu okulun başarı puanı çok düşük. Kendi ham puanına 9 puan eklendi. Şayet Batı'da bir okuldan mezun olsaydı, 30 ile 50 arasında başarı puanı eklenirdi. Yani İstanbul'da özel bir okuldan mezun olan bir öğrenci, çok daha düşük puanla aynı okulu kazanabilir. Yani bu yapılan Allah'tan reva mı?
Doğudaki talebeler iki kere mağdur durumdalar. Birincisi; zaten aldıkları eğitim herkesin malumu. İkincisi; doğudaki okulların başarısı batıdakilerle kıyaslanmayacak durumda.
İnanın, çok ümitli olan kızımın bütün dünyası ve hayalleri yıkıldı. İki gündür durmadan ağlıyor ve şunu soruyor: ‘Üniversiteyi kazanabilmek için illaki batıdaki bir okuldan mezun olmak mı gerekiyor?’
Söyler misiniz, bu gençleri hayata küstürmeye kimin hakkı var? Lütfen yetkililer bu sistemi tekrar gözden geçirsinler. Zira başarı puanı yüksek okullara büyük yığılma olacak ve yine bazıları bundan rant sağlayacak. Lütfen çocuklarımızı küstürmeyelim. Saygılarımla.
Levent Oktay, Siirt