Güncelleme Tarihi:
Uçar, “İçeride sigara içeni gördüm. Çıkmasını söyledim. Çıkmayınca doktor gibi birine söyledim. Gidip uyardı o kişiyi, dışarı çıkardı. Yüzde 10’u sarhoştu. Ama bira kutusunu gördüm. Büzülmüş şekildeki bira kutusunu atanı görmedim. Camiyi herkes boşaltınca gördüm” dedi.
İstanbul 55’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasına aralarında hekimler Yasemin Erenç Dokudan ve Sercan Yüksel’in de bulunduğu 39 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmayı CHP Milletvekilleri Umut Oran, Mahmut Tanal, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez ve Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Danışma Kurulu Sekreteri Ayşe Mücella Yapıcı, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Prof. Dr. Osman Öztürk de izledi. Mahkemenin dinlediği tanık Uçar ise şunları söyledi: “Kalabalığın sayısı 2-3 bin kişiydi. Belki daha fazlaydı. Eylemciler geldi. 15-20 kişilerdi. Bunlar caminin kapısını zorladılar. Kapı hafif açılınca imam ‘Kapıyı aç’ dedi. Ben de açtım. İçeri girdiler. Önce ayakkabılarını çıkardılar. Sonra yaralılar gelmeye başlayınca çıkarmamaya başladılar. Camiyi bölümlere ayırmaya başladılar. Örneğin eczane gibi ayakkabı koyulan rafları bölümlere ayırdıktan sonra içine ilaç koydular. Ekmek arası balık yemişler içeride. Caminin her tarafı ilaçtı. Cami kullanılmaz haldeydi. Caminin dış kameralarını kırmışlar.”
POLİS ŞİKâYETÇİ OLMADI
Sanıkların sorgularının ardından müşteki sıfatı ile dinlenen polis memuru Fuat Yıldız, “Olay günü Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi’nin etrafında tedavi amaçlı görev yaptım. Görev yaptığım süre içerisinde kişisel, manevi değerler açısından bir fiille karşılaşmadım. Bana yönelik salonda bulunan şahıslardan suç unsuru teşkil eden bir olay olmamıştır. Bu nedenle şikâyetçi değilim” diye konuştu.
Vicdanlı hekimsen müdahale edersin
DAVANIN sanıklarına destek olan bir grup duruşma öncesi Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın önünde toplandı. Burada basın açıklaması yapan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, “Hekim hastasını hastanede ve illaki muayenehanesinde beklemez. Hastanın muhtaç olduğu, yaralandığı anda o yere gider ve onu tedavi eder. Bunu anlamayan insanlar şu anda bizi yönetiyor” dedi. Erez, şöyle devam etti: “Uzun müddette Vietnam Harbi’nde hatta Kore Harbi’nden bu yana bir şey anlaşılmış. Eskiden harpte insanlar yaralanırmış, hastaneye taşınırmış. Ne olurdu? Yolda yüzde 20’si ölürdü. O zamandan bu zamana hekimleri cepheye götürüyorlar, yaralananları orada tedavi ediyorlar. Yüzde 20’i insan daha az ölüyor. Demek ki hekimsen, vicdan sahibiysen, bir eylem görüyorsan o eylemde insanların yaralanacağını biliyorsan ki zaten insanların en demokratik haklarını gasbedip kafalarına kurşun atıyorlarsa ne yapacaksın, vicdanlı hekimsen sende onlarla beraber yürüyeceksin ki bir hadise olduğu vakit müdahale edesin. Hastanede muayenehanede bekleyemezsin biz bunları anlatmaktan aciziz. Arapça mı anlatalım nece anlatalım? Onun da yolunu bulacağız.”
Gezi’de 173 beraat
ESKİŞEHİR’de Gezi Parkı eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle yargılanan 2’si avukat 176 kişinin yargılanmasına dün 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Dünkü duruşmaya haklarında ‘Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, kamu malına zarar verme, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlemek’ten 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan sanıklardan 8’i ile 13 sanık avukatı katıldı. Hâkim Berrin Yeşilyurt, sanıkların eylemlerini ‘ifade özgürlüğü’ kapsamında gerçekleştirdiklerini belirterek ifadesi alınan 173 tutuksuz sanığın beraatına karar verdi. Kendilerine ulaşılamayan 3 sanığın dosyası ayrıldı. Sanıklara gözaltı sırasında işkence ve zor kullandıkları öne sürülen görevli polisler hakkında ise Cumhuriyet Savcılığı’na bildirimde bulunulacağı açıklandı. Kemal ATLAN / DHA