Güncelleme Tarihi:
Beylikdüzü’nde Türkmen arkadaşı Ayjeren Atayeva (42) ile birlikte yaşayan 12 yıllık avukat Serdar Yıldız (35), 20 Ağustos tarihinde öğle saatlerinde evinden çıktı. Kız arkadaşına ‘iş için çıktığını’ söyleyen Yıldız’dan bir daha haber alınamadı. Atayeva olay üzerine sevgilisinin kız kardeşi Sema Kılıç’ı aradı. Abla Kılıç ise hemen polise haber vererek kardeşi Serdar Kılıç’ın kayıp olduğunu ve ulaşamadıklarını söyledi.
Çalışma başlatan polis ekipleri günler sonra Eyüp’te metruk bir binada bir erkek cesedi buldu. Kayıp başvurusu yapan aileye bilgi verildi. Aile cesedin Serdar Yıldız olduğunu teşhis etti. Vücudunda ateşli silah, kesici ya da delici alet izi bulunmayan avukat Yıldız’ın cesedi incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Ailesi tarafından Adli Tıp Kurumu’ndan cenazesi alınan Avukat Yıldız, 4 Eylül 2017 günü memleketi Giresun’da kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Avukat Yıldız’ın kesin ölüm nedeninin Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak ayrıntılı inceleme ile netlik kazanacağı belirtildi.
“Kardeşimin ölümüne torbacılar neden oldu”
Avukat Serdar Yıldız’ın Giresun’da yaşayan ağabeyi Erdal Yıldız ise kardeşinin uyuşturucu tedavisi gördüğü söyledi. Erdal Yıldız, “Kardeşim çok iyi bir insandı. Hayat doluydu. Beş yıl önce arkadaş çevresinde uyuşturucuya bulaşmış. Eroin ve kokain kullanıyordu. Bağımlı olmaya başladıktan sonra işleri bozuldu. Bürosunu kapattı. Kardeşim için çok uğraştık. Giresun’da tedavi için hastaneye yatırdık. Orada tedaviyi kabul etmedi, kaçıp İstanbul’a geri döndü” dedi.
Geceleri gelip uyuşturucu kullanıyorlar
Avukat Serdar Yıldız’ın cesedi, Eyüp, Akşemsettin mahallesinde kentsel dönüşüm projesi kapsamında boşaltılan bir binada bulundu. Harabe haldeki binanın çevresindeki evlerde yaşayan mahalle sakinleri ise uyuşturucu satıcılarından tedirgin olduklarını söyledi. Metruk binanın yakınında oturan Erdoğan Koç, “Bu bina geçtiğimiz yıl dönüşüm için boşaltıldı. Ancak yıkılmadı. Bina sakinleri ile firma arasında anlaşmazlık olmuş. Boşaltıldıktan sonra burası uyuşturucu bağımlılarının evi oldu. Özellikle geceleri gençler binanın içerisine giriyorlar. Bazen motorlu gruplar geliyor. İçeri girip uyuşturucu içiyorlar. Bazen kendi arlarında kavga da ediyorlar. Biz defalarca polise haber verdik. Polis geldiğinde çocuklar kaçıyor. Şikayetler sonrası binanın önü kapatıldı. Ancak uyuşturucu kullananlar binanın arkasından rahatlıkla içeriye gidiyor. Önlem alınmalıdır” dedi.
Metruk binanın bitişiğinde oturan Yalçın Çakır ise “Gece gündüz geliyorlar metruk binaya. Rahatsızlık veriyorlar. Korkuyoruz da gelen kişilerden. Polise haber veriyoruz. Polisler de gelip bakıp gidiyor. Çocuklarımızı sokağa bırakamıyoruz. Binanın biran önce yıkılması gerekiyor” dedi.