Avşar kızı da oradaydı

Güncelleme Tarihi:

Avşar kızı da oradaydı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2010 10:07

TÜRKİYE İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından Pakistan’daki selzedelere yardım amacıyla düzenlenen iftar yemeğinde, 3 milyon liranın üzerinde para, 1 milyon liranın üzerinde de ilaç ve giysi yardımı yapıldı.

Haberin Devamı

PAKİSTAN'A YARDIM GECESİNDEN FOTOĞRAFLAR

Yardım gecesinin düzenlenmesinde ön ayak olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, selzedelere 100 bin lira bağışlarken, en yüksek bağışı 500 bin lira ile Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Semahat Arsel yaptı.

Türkiye İş Kadınları Derneği, Pakistan’daki selzedelere yardım amacıyla Gayrettepe Sürmeli Otel’de, iftar yemeği düzenlendi. Hazreti Muhammed’in de içinde bulunduğu ilk sivil hareket olan "Erdemliler Dayanışması" teması altında gerçekleşen iftar yemeğine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da katıldı. Yemeğe ayrıca, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Semahat Arsel, Demet Çetindoğan Sabancı, Hülya Avşar, Esra Albayrak, Siren Ertan, Günseli Kato’nun da aralarında bulunduğu iş, sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda davetli katıldı.

AVŞAR'LA KOYU SOHBET

İftara kısa bir süre kala salona gelen Emine Erdoğan’ın aynı masada oturan Hülya Avşar ile olan koyu sohbeti dikkat çekti. Erdoğan, Hülya Avşar’a kırılan ayağı nedeniyle geçmiş olsun dileğinde bulunarak "Ayağınız çabuk iyileşmiş" dedi.

GÖRMEME DUYMAMA LÜKSÜNE SAHİP DEĞİLİZ

Yardım iftarının “Fikir Annesi” olduğu belirtilen Emine Erdoğan yaptığı konuşmada ülkemizde kadın elinin ve kadın yüreğinin her alanda belirleyici olmasından dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti. TİKAD gibi örgütlerin toplumdaki kadın nüfusa anlamlı bir örnek teşkil ettiğini ve motivasyon verdiğini ifade eden Erdoğan "Küçük bir köye dönüşen dünyada sorumluluklarımız da arttı. Bugün görmeme duymama lüksüne sahip değiliz. Bu televizyon ekranının evimize taşıdığı dünyanın her köşesi ile ilgilenmek durumundayız" diye konuştu.

Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı verdiği dönemde Hindistan’dan Fas’a, Arjantin’e kadar geniş bir coğrafyanın yüreklerinde aynı sızıyı hissettiğini belirten Erdoğan, "Pakistanlı kardeşlerimiz köy köy, kasaba kasaba, seferber oldular. Bir çok kadın kollarındaki bilezikleri çıkartarak Türkiye’ye gönderdiler. Pakistan’daki hanım kardeşlerimizin bu cömertliğini unutabilmemiz mümkün değil. Pakistan aynı dayanışmayı 1999 Marmara depreminde de gösterdi. Tüm Pakistan bir kez daha ayağa kalktı. Ekmeğini, battaniyesini, kıyafetini bizlerle paylaştı. 2005’deki depremde biz oradaki kardeşlerimizin yanında olduk. Ben burada Türkiye’deki kardeşlerimin Pakistan’ın ortaya koyduğunu anlatmak istiyorum" dedi.

EVA ÇOK DUYGULANDIRDI

2005'deki Pakistan depreminde Eva adında bir kız çocuğunun, babasının kendisine bıraktığı bileziği oradaki depremzedelere gönderilmek üzere Kızılay Başkanı’na teslim etmek istemesinin kendisini çok duygulandırdığını anlatan Emine Erdoğan, "Çocukları bu hissiyat içinde olan bir millet gerçekten çok yüce bir millettir. Bu güzel Ramazan akşamında milletimin yüceliğini göstermek için büyük bir fırsat bulunuyor. Pakistan bir kez daha elimizi kendisine ulaştırmamızı bekliyor. Çok büyük afetle sarsılan Pakistan, kardeşlerinin desteğini hayır dualarını bekliyor" şeklinde konuştu.

Erdoğan, "20 vagonlu tren Başbakanlık, Kızılay, Sabah, Hürriyet gazeteleri yardımı ile ihtiyaç maddelerini götürmek üzere yola çıktı. Trenin ardından aynı şekilde yardım malzemesi yüklü 50 TIR da yola çıktı. Bu salonda bir araya geldiğimiz kardeşlerimizin de bu yardım kervanında yer alması beni duygulandırıyor" dedi.

PAKİSTAN'A GİDECEK

Pakistan’ın Kurtuluş Savaşı'ndaki yardımlarını ebediyen hafılardan silenmeyeceğini belirten Erdoğan, “İnanıyorum ki Pakistanlı kardeşlerimiz de bu gün uzanan yardım elini ebediyen unutmayacaktır" dedi. Tüm Türkiye’nin Pakistan’a yardım için seferber olduğunu kaydeden Erdoğan hafta içi Egemen Bağış ve Aliye Kavaf ve beraberindeki heyetle Pakistan’a gideceklerini belirtti.

1999 FELAKETİNİ YARIN BİR DAHA YAŞAMAYACAĞIMIZIN GARANTİSİ YOK

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da TİKAD’ın örnek bir davranışta bulunduğunu söyleyerek, "1999’da biz de benzer bir durumu yaşadık. Yarın bir daha yaşamayacağımızın hiçbir garantisi yok. Ben sizin duygularınıza güveniyorum. Yaklaşan Ramazan Bayramı’nda Pakistanlıların azıcık da olsa sevinmesi için elinizden geleni yapacağına inanıyorum" dedi.

Pakistan’da şu an itibarıyla 2 binin üzerinde ölü, 20 milyonun üzerinde de afetzede olduğunu, ülkenin tarım alanlarının neredeyse yüzde 90’ının ve tarım mamulü ambarlarının tamamının zarar gördüğünü ifade eden Bağış, şöyle konuştu:

“Sular çekildiği zaman asıl sorun ortaya çıkacak. O sular çekildiği zaman Pakistan’da ortaya çıkabilecek birtakım bulaşıcı hastalıklar, gerçek ölü sayısı ve oradaki kıtlık, sefalet ortaya çıkacak. Tahmin edilen, Pakistan’ın bu felaketten yaklaşık 100 milyar dolar civarında zarara uğrayacağı. Şu ana kadar uluslararası kamuoyunun, insanlığın ortaya koyduğu yardım 1 milyar dolar civarında. Yani ihtiyacın yüzde 1’i. Diğer ülkeleri bilemem ama bizim Pakistan’ı yalnız bırakmaya hakkımız yok. Böyle bir zor gününde bizim her zorluğumuzda yanımızda olmuş bu kardeş ülkenin ihtiyacına mutlaka cevap vermemiz lazım.”

BU YILIN KONUSU ERDEMLİLER DAYANIŞMASI

TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut da bu yılın konusunu Emine Erdoğan’ın önerisi ile ‘Hilful Fudul’(Erdemliler Dayanışması) olarak belirlediklerini söyledi. Bulut, "Bu Peygamber efendimizin içinde bulunduğu ezilenin, haksızlığa uğrayanın yanında yer alan erdemli insanların oluşturduğu ilk sivil toplum kuruluşudur. Bu gün burada da Erdemli tüm insanların toplandığına inanıyoruz" dedi.

Geceyi düzenlerken “Türkiye’de de yardıma ihtiyacı olan insanlar var" şeklinde eleştiriler aldığını belirten Bulut, "Erdemliler halkı her yere uzanacak. Ama atalarımıza borcumuzu ödememizin zamanı. Hepimiz iş kadınıyız. En lüks arabalara biniyor en lüks evlerde oturuyoruz. Rabbim bize cömert davranıyor. Biz de Pakistan’a cömert davranmalıyız. Öbür dünyaya giderken teknemizi, yatımızı değil sadece yaptıklarımızı götüreceğiz" diye konuştu.

BU AY ÇANTA ALMAYACAĞIZ

Konuşmaların ardından TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut’un bağış kampanyasını başlattı. Bulut salondaki kadın davetlilere hitaben “Buradaki hanımefendilerin bir çantaya ne kadar para verdiklerini biliyorum. Ben de dahil. Yazık günah. Bu ay çanta almayacağız. Channel’in kapısından girmeyeceğiz” dedi.

YAPILAN BAĞIŞLARI, ERDOĞAN ARAYA GİREREK YÜKSELTTİ

Davetlilerin önlerindeki bağış makbuzuna yapacakları bağışı yazarak gerçekleşen kampanyada 3 milyon liranın üzerinde bağış yapıldı.

Gecede Semahat Arsel 500 bin lira ile en fazla bağış yapan isim olurken, Varyap Holding Yönetim Kurulu üyesi Süleyman Varlıbaş 350 bin lira, Turgay Ciner 300 bin lira, Cengiz Holding 200 bin lira, Kalyon inşaat 150 bin lira, Tülin Demirören şahsı adına 100 bin lira, Metin Güneş 100 bin lira, Hülya Avşar 50 bin lira, Nurten Sancak şahsı adına 100 bin lira, Ethem Sancak 1 trilyon lira değerinde ilaç, Reyhan Demirören 50 bin lira, Demet Sabancı 100 bin lira, Ömer Sabancı 50 bin lira, Emine Kamışlı 10 bin lira, Aynur Bektaş 10 bin lira bağışladı. Bağışlar sırasında Emine Erdoğan zaman zaman devreye girerek yapılan bağışları yükseltti. Kendisi de 100 bin lira bağışlayan Erdoğan “Normal şartlarda bağışın gizli olması gerekir. Ancak teşvik olması için bunu belirtiyorum” diye konuştu.
Bağışların ardından Zen Mücevharat’ın bağışladığı iki kolye açık arttırmaya çıkarıldı. Tülin Demirören’in 110 bin liraya satın aldığı inci kolye yardım kampanyasında kullanılmak üzere Emine Erdoğan’a sunulurken, ikinci kolyeye alıcı çıkmadı. İkinci kolyenin Pakistanlı bir kıza hediye edileceği belirtildi.
Gecede ayrıca 1 milyon liranın üzerinde ilaç ve giysi bağışı da yapıldı.

Bağışların sona ermesinin ardından iftar yemeğinde bulunan Pakistan İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu, yaptığı konuşmada yardımlardan dolayı çok duygulandığını aktararak, “5 yaşında iken babamla oturuyordum. Coğrafya öğretiyordu. Elime harita geldi. Aynen Pakistan gibi idi. Baba bu kitapta yanlışlık olmalı dedim. Burada Pakistan bayrağının rengini farklı yapmışlar dedim. Aynen bizim bayrağa benziyordu. Babam ‘evladım bu ülke kendi ülkenden sonra en çok seveceğin ikinci ülke olmalı’ dedi. O zaman anlamamıştım niye böyle söylediğini. 10 sene önce Türkiye’ye gelene kadar. O zaman babamın vizyonunu anladım. Birçok ülke yardım gönderebilirdi. Ama hiç birinde Türkiye’den gelen kadar sevgi yoktu. O kadar büyük kayıp ki sizin gibi dostlar sayesinde inşallah bu günleri de arttıracağız" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!