AVRUPALI TÜRKLER KARARLI

• Konuyla ilgili anasayfadaki ankete oy verebilirsiniz

YILLARDIR Avrupa'da yaşadıkları ülkelerde oylarını kullanmaya imkan tanınmayan Avrupalı Türkler, konuyu en sonunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşımaya karar verdi. AİHM'de açılacak davanın şansı ve şartlarının değerlendirilmesi için Almanya'daki Türk Vatandaşları Konseyi Başkanı Prof. Dr. Yaşar Bilgin'in bir avukatlık bürosuna vekalet verdiği öğrenildi.

Rapor hazırlandı

Fett&Partner isimli hukuk bürosuna vekalet veren Prof. Bilgin, davanın açılabilmesi için Türkiye'deki iç hukuk yollarının tüketilmesi şartının olduğunu ve bunu yaptıktan sonra AİHM'e gideceklerini belirterek, "Dava, Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu'nun serbest oy kullanma hakkı maddesine dayandırılacak" dedi.

Avukatlar tarafından hazırlanan rapora göre oy hakkının kullanılabilmesi için seçilecek en kolay yol, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi nezdinde bir dava açmak. Ancak raporda, "Türkiye'de bireyler, Anayasa Mahkemesi'ne başvuramıyorlar. Bu nedenle bu yol kapalı" denilerek, seçilmesi gereken yolun uluslararası alanda açılacak bir davanın olduğu belirtiliyor.

Devlete karşı gelmiyoruz

Prof. Dr. Yaşar Bilgin, devlete karşı gelmediklerinin altını çizerek, şöyle konuştu:

"Şubatta Türkiye'ye gidip orada davacı olacağız. Buna paralel olarak davayı Almanya'dan da sürdüreceğiz. Biz devlete karşı gelmiyoruz. Sadece hakkımızı istiyoruz. Bizimle ilgili alınan kararlarda söz sahibi olmak istiyoruz. Bu nedenle bu bizim geleceğimiz açısından çok önemlidir. Sessiz kalmak istemiyoruz. Toplumun sesi olmak istiyoruz. Türkiye'de bütün parti grupları evet demesine rağmen kimse bunu ciddiye almıyor. 14 yıldır elimizde toplantı metinleri var, yazışmalar var. Ama hiçbir şey olmuyor."

1954'te imzalandı

Türkiye'nin 18 Mayıs 1954 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu Ek Protokolü'nü imzaladığına dikkat çeken Bilgin, "Bu ek protokolün 3. maddesinde protokolü imzalayan ülkeler, seçimlerde vatandaşlarının oy kullanabilmelerini garanti ediyorlar. 'Vatandaşlar' tanımına, haliyle yurtdışında yaşayan vatandaşlar da girişor. Bu nedenle bu kişilerin de oy kullanabilmesi için gereken düzenlemelerin yapılması gerekmektedir" dedi.

Bilirkişi raporu

Ancak avukatlar, hazırladıkları raporda son kararı AİHM'in vereceğini ve 3. maddeye aykırı bir tutum olup olmadığına hükmedeceğine işaret ederek, şu yorumu yaptılar:

"Türkiye'deki mevcut hukuki düzenlemelere göre yurtdışında yaşayanların seçme hakkının kısıtlanması, ek protokolün 3. maddesine aykırı. Türkiye bu hakkı ancak, seçme hakkının genel ruhuna aykırı olmayan, meşru bir amaca dönük olan ve orantılı olan şartlarla kısıtlanabilir. Bize göre Türk devletinin yurtdışındaki Türkler'e dönük seçim yasasının orantılı olmadığını düşünüyoruz. Türk havaalanlarında sağlanan oy kullanmi imkanının, hem maddi hem de zaman külfeti var. Bu da, seçim hakkının efektif şekilde kullanılmasına engel. Bu nedenle, AİHM'e yapılacak bir başvuru ilk bakışta başarılı olabilir."

Önce iç hukuk

İç hukuk yollarının tüketilmesi için ilk etapta Türkiye'de bir mahkemede dava açılmasını ve ardından altı aylık bir süre içinde AİHM'e müracaat edilmesi gerektiğine dikkat çekilen raporda, Avrupa Adalet Divanı nezdinde açılacak bir davanın ise başarılı olma şansının çok az olduğu belirtildi.

Ayrıntılar Hürriyet'te