Avrupa'dan Kurtsan'a davet

Güncelleme Tarihi:

Avrupadan Kurtsana davet
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2001 00:00

BİRLEŞMİŞ Milletler Avrupa Ekonomi Komisyonu'nun (UNECE) 22 Ekim günü Cenevre'de ilk kez düzenleyeceği kadın girişimciler forumuna, Meltem Kurtsan konuşmacı olarak davet edildi.Meltem Kurtsan kim?Kurtsan Eczacılık Şirketi'nin murahhas üyesi.Geçenlerde, Avrupa Ekonomi Komisyonu'nun açıkladığı ‘‘mükemmel kadın girişimci’’ listesinde, 9 Türk kadınıyla birlikte yer almayı başarmıştı.Yanlış hatırlamıyorsam, 1999 Davos Ekonomik Forumu'nda ‘‘geleceğin global lideri’’ seçilmişti.Meltem Kurtsan, Cenevre'de Ermenistan, Kırgızistan, Polonya ve Ukrayna'dan gelen diğer kadın girişimcilerle birlikte katılacağı panelde kendi deneyimlerinden söz edecek.Şimdi gelelim UNECE'nin verilerine.ABD'de kadın girişimcilerin sayısı 8.5 milyon.İngiltere'de iş hayatına atılan her dört kişiden biri kadın.Fransa, Almanya, İtalya ve diğer gelişmiş ülkelerde kadın tarafından yönetilen şirketlerin sayısında son yıllarda büyük bir artış gözleniyor.Ne var ki, gelişmekte olan ülkelerde durum hiç de böyle değil.Kadın girişimcilerin sayısı hayli düşük olduğu gibi, ülkeler değişik tablolar arzediyor.Meselá Macaristan'da, 1990-1996 yılları arasında girişimcilerin yüzde 40'ı kadın. Oysa Azerbaycan'da aynı dönemde kadın girişimcilerin oranı yüzde 7.Cenevre'deki forum, kadının iş hayatına atılmasının ekonomik büyümeyi de körükleyeceği düşüncesinden hareketle, gelişmekte olan ülkelerde kadın girişimcileri desteklemek amacını taşıyor.İşte bu yüzden, aynı zamanda TÜSİAD'ın ‘‘Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu’’ nun başkanı olan Meltem Kurtsan'ın bu foruma katılıyor olması son derece önemli. UNECE'nin Cenevre'deki forumuna katılmak isteyen kadın girişimciler, 0041229171698 numaralı telefondan, Ewa Ruminska-Zimny'den bilgi alabilirler. E-posta adresi şöyle: Ewa.Zimny@unece.orgABD Japonya'dan ders almışÖNCE İkiz Kulelerin vurulması, ardından Afganistan'a saldırı derken herkesin kafasında aynı soru: ‘‘Dünya ekonomisi ne olacak?’’Ekonomistlere göre, belirsizliğin anahtarı Amerikalı tüketicinin elinde.Durgunluk çanları çaldığında da öyleydi; şimdi de öyle.Yani Amerikalı tüketici şoku atlatıp harcamaya başlarsa ekonomi nefes alacak.Halen geleceğinden ‘‘kaygılı’’ olan tüketici, bir de ‘‘korkuya’’ kapılırsa o zaman durum vahimleşecek. ‘‘Ben ne olacağım’’ korkusu dünya ekonomisini olumsuz yönde etkileyebilecek. Ancak Massachusetts İnstitute of Technology profesörlerinden Olivier Blanchard, son derece iyimser bir görüşle ‘‘kaygılı’’ tüketicinin, korkuya kapılmadığı takdirde, tam aksine harcama hastalığına yakalanabileceğini iddia ediyor. ‘‘Trajik olayları unutmak için mesela egzotik yolculuk talebinde patlama yaşanabilir’’ diyor. Diğer bir iyimser görüş de IMF'nin şef ekonomistlerinden Kenneth Rogoff'tan.Frankfurt'ta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kenneth Rogoff şöyle konuşmuş: ‘‘Amerikan ekonomisinin zayıflığı, uzun bir büyüme döneminin sonu değil, sadece bir ara verme.’’‘‘Yıllarca süren durgunluğun pençesindeki Japonya'ya benzemeyecek kaderimiz’’ diye de eklemiş.Rogoff'a bakarsanız, Amerikan Merkez Bankası, Japonya'dan ders alarak, hemen faiz oranlarını keserek durumu kurtarmış. IMF yetkilisinden son söz: ‘‘Para politikası bir bilim değil, bir sanattır. Bu bağlamda Alan Greenspan dönemin en büyük sanatçılarından.’’Keşke diyorum şu sanatı öğretecek bir okul olsa; bu okul da Türkiye'de açılsa.Gaziantep'ten Rotterdam'a taşınan Cola şişeleri ONLARI İlk kez Yeşilköy iç hatlar binasında gördüm.Doğrusu oldukça gözalıcıydılar.Gözüme ilk ilişenler rengarenk boncuklu, Egeli, mercan ve firuze çinili Marmaralı, kilim motifli Akdenizli oldu.Gaziantepli bakır dövmeliydi.Diğer üçü, ahşap oymalı İç Anadolulu, iğne oyalı Doğu Anadolulu ve örme sepet biçimli Karadenizliyi de seyretmek pek keyifliydiSözünü ettiğim yedi ayrı kıyafete bürünmüş olan Coca-Cola şişeleri.Yedi el sanatları ustasının, Türkiye'nin geleneksel el sanatlarını kullanarak ürettikleri dev boyuttaki Coca-Cola şişeleri, yarın Rotterdam'daki ‘‘Göz Nuru’’ festivaline katılıyor.Şişelerden her biri 1.96 metre boyunda.Boncuklu olan için toplam dokuz bin boncuk kullanılmış.Uluslararası sergide Türkiye'yi temsil edecek olan oyalı şişe için 800 metre uzunluğunda oya gitmiş.‘‘Türkiye'den Coca-Cola şişeleri’’ projesinin esas amacı, Türkiye'nin ve kültürünün tanıtılması.Ayrıca yerel el sanatlarının desteklenmesi ve genç kuşaklara taşınması diğer bir hedefi.Coca-Cola projesiyle ilgili ‘‘Türkiye'yi dünyaya tanıtarak kendi payımıza düşen katkıyı sağlamayı amaçlıyoruz’’ diyor.Yani, Türkiye'de yeni yeni yerleşmeye başlayan ‘‘şirketlerin toplumsal sorumlulukları’’ kapsamında üretiyor bu projeyi.Burada küçük bir parantez açıyorum.Batı'da şirketlerin hem global, hem toplumsal sorumluluk taşımaları konusu uzun bir süreden beri gündemde. İdeal bir şirketin tanımı, sadece çalışanlarına, hissedárlarına ya da alıcılarına karşı değil tüm topluma karşı sorumlu olan bir şirket olarak yapılıyor. Özellikle de çokuluslu şirketler bu konuda dikkatli davranıyor. Yani işin özü şu: Zenginleştiğin oranda karşılığını vereceksin. Katkın her boyutta olabilir: Kültür, eğitim, sağlık vs gibi.TESEV de önümüzdeki hafta, ‘‘Sosyal Sorumluluk: Kamu Sektörü-Özel Sektör- Sivil Toplum Kuruluşları Arasında Ortaklık’’ konulu bir konferans düzenliyor. Coca-Cola'ya dönersek, geçtiğimiz mart ayında Atlanta'daki Coca-Cola müzesini gezerken bir tanıtım filmi izlemiştim. Filmde Filipinler'den, Mısır'a kadar sayısız ülke vardı, ama Türkiye yoktu. Bayağı üzülmüştüm bu işe. Bu proje üzüntümü unutturdu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!