Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2003 21:32
Amerikalı CEO'ların şişkin maaşları son yıllarda eleştiri oklarının hedefi oldu. Bu durumu gören Avrupalı ve Asyalı şirketler şeffaflaşmak için harekete geçtiler.
CEO'ların maaşlarını belirlemek şirketlerin yönetim kurullarını en çok zorlayan konulardan biri. Çünkü bütün gözler milyon dolarların konuşulduğu bu maaşların üzerlerinde. Amerikalı CEO'ların şişirilmiş maaşları tepkilerin odak noktası. Bu nedenle Avrupalı ve Asyalı şirketler bu konuya el atarak şeffaflaşma sürecine girdiler. Forbes dergisinin haberine göre bazıları bunu başarırken, büyük bir kısım işi yeterince ciddiye almıyor.
Avrupa'da halka açılmış şirketlerin yöneticileri ABD'nin aksine aldıkları ücretleri açıklamak zorunda değil. Bunun sebebi olarak 'ABD ile aynı kulvarda yarışmamalarını' gösteriyorlar. Avrupalı yöneticilerin ücretleri ABD'lilerin yanına bile yaklaşmıyor. Örneğin, Forbes'un geçen yıl ABD için yaptığı sıralamanın en tepesinde duran Tenet Healthcare'den Jeffrey Barbakow'un aldığı ücret yılda 116 milyon dolar. 82 milyon dolarla Dell Bilgisayar'dan Michael Dell, 63 milyon dolarla Qualcomm'dan Irwin Jacobs'un maaşları da geri kalmıyor. Buna karşılık Avrupa'da en çok kazanan Nokia'nın CEO'su Jorma Ollila 11.6 milyon dolar alıyor.
Düzgün ve şeffaf bir ücret paketi hissedarlara şirketin doğru yönetildiğini müjdeliyor. CEO'ların aldıkları yüksek maaş paketlerini hak edip etmedikleri ayrı bir tartışma konusu. Asıl önemli nokta, maaşların şeffaf ve net bir şekilde herkese açıklanması.
CEO'ların maaşlarını açıklamaları aslında önemli bir sorumluluk. Çünkü bu sayede hissedarlar yönetimin paralarını iyi yönetip yönetmediğini ölçebiliyor. Hissedarların başa getirdiği yönetim eğer maaş konusunda CEO'lara 'hayır' diyemiyorsa, genelde diğer konularda da başarılı bir yönetim uygulayamıyor. Şeffaflık konusunda Kıta Avrupası'nda yavaş da olsa bir ilerleme görülüyor.
Almanya, Avrupa'da kurumsal yönetişim konusunu en geç masaya yatıran ülke oldu. Yatırımcıların şirketlerin yönetiminden şikayetçi olması üzerine kollar sıvandı. 2002 şubatında Almanya'da yürürlüğe giren 'kurumsal yönetişim yasası' üst düzey şirket yöneticileri, yatırımcılar, akademisyenler ve denetimciler tarafından hazırlandı. Yasa, ulusal ve uluslararası yatırımcıların güvenini kazanmayı amaçlıyor. Bugüne kadar Almanya'da yasanın gereklerini 'layığıyla' uygulayan büyük şirketlerin sayısı 27'ye ulaştı. Yasa yönetim alanında birçok yenilik getiriyor. Örneğin, CEO'ların maaşlarının şirketlerin web-sayfasında bulunması gerekiyor. Ancak, bir de kötü yanı var. Birçok maddesi yalnızca tavsiyelerden oluşuyor. Yani, şirketler kurallara uyup uymamakta serbest. Başka bir deyişle, 19 milyar dolar ciro ile Almanya'nın en büyük reasürans şirketi olan Munic Re'nin CEO'su Hans Jürgen Schinzler'in cebine ne kadar gittiğini öğrenmek için sabırsızlananlar, hayal kırıklığına uğrayabilirler.