Avrupa futboluna yön veren örgüt G-14

Maçın tarafsız sahaya alınması kararının arkasında acaba Juventus'un da üyesi olduğu G-14 grubunun bir rolü var mıydı? Öyle ya Real Madrid, Milan, Manchester United, Bayern Münih gibi Avrupa'nın en prestijli takımlarının meydana getirdiği bu örgüt UEFA ve FIFA'yı dinlemiyor, tüm kararlarda söz sahibi olmak istiyor ve zaman zaman da başarılı oluyor. Peki nedir bu G-14, nasıl çalışır, yaptırım gücü nedir? İşte Avrupa futbolunun kaymak tabakası.

2000'in ağustos ayı. Avrupa'nın gözde kulüplerinin temsilcileri Monaco'daki Metropole Oteli'nde bir masanın etrafında toplanmış futbolun sorunlarını konuşuyorlar. Sanki devlet başkanları toplantısı gibi bir hava esiyor. Limuzinlerle toplantıya gelen, gizli bir geçitten toplantı salonuna ulaşan bu yöneticilere bir sürü danışman eşlik ediyor. Salonda beş ayrı dilde simültane tercüme yapılıyor.

Amaçları Avrupa futbolunun idaresinde söz sahibi olmak. Avrupa Kupaları'nı tekeline alan bu kulüpler UEFA'nın tüm ipleri elinde tutmasından rahatsızlar. Real Madrid'in becerikli başkanı, İspanya'nın inşaat kralı Florentino Perez, kulübünün şaşaalı geçmişine güvenerek bu girişimin başını çekiyor. Perez, en az beş Avrupa Kupası kazanmış sekiz kulübün temsilcilerini yine bir araya getirmiş.

Kimler mi var bu sekiz kulüp arasında? Real Madrid, Barselona, Liverpool, Bayern Münih, Juventus, Milan, Inter ve Ajax. Ama, tarihi başarılarına ve mali yapılarına bakarak Manchester United, Dortmund, PSV Eindhoven, Marsilya, Paris St-Germain ve Porto'yu da davet etmiş. Avrupa futbolunun kaymak tabakası birkaç yıllık çabasını kağıda dökmek üzere.

ALTERNATİF LİG ŞANTAJI

İşte G-14 grubu 2000'in eylül ayında merkezi Brüksel'de bulunan derneklerini kurdular. Dernek halen Brüksel'deki 400 metrekarelik ofisinden yönetiliyor. Elbette Florentino Perez başkanlığı kimseye bırakmadı. Ama işleri genel müdür Thomas Kurth çekip çeviriyor. Eski UEFA mensubu Kurth merkezden kulüplerin sağladığı bütçeyi yönetip günlük işleri idare ediyor.

Bu kulüpleri ilk kez bir araya getiren 1998'de Mediapartners adlı kuruluşun ortaya attığı Avrupa Ligi fikriydi. UEFA'nın Şampiyonlar Ligi'ne alternatif olarak ortaya çıkan bu organizasyonun vaat ettiği 1.2 milyar dolar öyle büyük bir meblağdı ki az kalsın tüm kulüplerin aklını çeliyordu. O tarihte Milan'ın başını çektiği kulüpler isyan bayrağını açtılar. UEFA'nın kendilerine Şampiyonlar Ligi pastasından çok az pay verdiğini iddia ediyorlardı. UEFA Avrupa futbolundaki bölünmeyi engellemek için Şampiyonlar Ligi'nde reform yaptı. Toplam geliri 165 milyon dolardan 500 milyon dolara çıkardı ve kulüplerin aldığı payı artırdı. Bu sayede hem sportif başarı hem de yüksek gelir hedefleyen kulüplerin istediği oldu.

Bu çekişme sırasında yaşanan işbirliği büyük kulüpleri birbirine yaklaştırdı ve G-14'e giden sürecin ilk adımlarını oluşturdu. Şampiyonlar Ligi gelirlerinden aldıkları payın artırılması G-14'lerin ilk stratejik başarısıydı. Ardından, UEFA ve FIFA'nın milli takım organizasyonlarının takvimini belirlerken mutlaka kulüplerin fikrini almasını istediler. Yüksek maaşlar ödedikleri futbolcuların milli takım maçından sakat dönmesi durumunda tazminat ödenmesi gerektiğini öne sürdüler.

Geçen ay da milli takımda görev alan her oyuncu için kulüplere ödeme yapılması teklifini ortaya attılar. FIFA'nın ve UEFA'nın düzenlediği Konfederasyon Kupası gibi bazı organizasyonların takvimden çıkarılması gerektiğini öne sürdüler.

G-14 geçen yıl Arsenal, Bayer Leverkusen, Lyon ve Valencia'nın katılımıyla üye sayısını 18'e çıkardı. Ama genel müdür Thomas Kurth'a göre bundan sonra bu kaymak tabakasına girmek zorlaşacak. Parma, Roma, Lazio, Rangers, Celtic, Feyenoord, Chelsea, Benfica, Sporting, Hertha Berlin takımları başvuruda bulundular. Henüz hiçbiri kabul edilmedi. Bu arada kulüplerin üyelikte kalabilmeleri için de bazı şartlar var: İkinci lige düşen, üç yıl üstüste Avrupa Kupaları'na katılamayan, sağlıklı bir mali bilançoya sahip olmayan kulüplerin üyeliği askıya alınabiliyor.

KİMLER YÖNETİYOR

Avrupa'nın seçkin kulüplerinin başkanlığını Real Madrid Başkanı Florentino Perez yürütüyor. Yardımcıları Bayern Münih İkinci Başkanı Rummenigge, Milan İkinci Başkanı Galliani, Ajax Genel Müdürü Van Eijden, M. United CEO'su Gill ve PSG Başkanı Graille. Üye kulüplerin kazandıkları Avrupa Kupası sayısına göre oy hakları var. Ayrıca, her kurucu üyenin üç oy hakkı daha bulunuyor. Buna göre toplam 144 oy hakkının 18'i R. Madrid'e ait.

G-14 KULÜPLERİ NELER İSTİYOR?

Milli maçlar tüm dünyada ortak bir takvime bağlansın ve hiçbir şekilde kulüp maçlarıyla kesişmesin.

Milli takım kampına giden her oyuncunun günlük tazminatı olarak kulüplerine 5000 euro ödensin.

UEFA ve FIFA gibi uluslararası konfederasyonların aldığı kararlarda kulüplerin de görüşü sorulsun.

Futbolcu maaşlarının kulüp gelirlerinin yüzde 60'ını aşmaması için NBA'deki gibi maaş tavanı uygulamasına geçilsin.

Futbolcuları yoran Dünya Kulüpler Şampiyonası gibi bazı turnuvalar iptal edilsin.

ÜYE KULÜPLER

1. Ajax (Hollanda)

2. Arsenal (İngiltere)

3. Barselona (İspanya)

4. Bayern Münih (Almanya)

5. Bayer Leverkusen (Almanya)

6. Borussia Dortmund (Almanya)

7. İnter (İtalya)

8. Juventus (İtalya)

9. Liverpool (İngiltere)

10. Lyon (Fransa)

11. Manchester United (İngiltere)

12. Marsilya (Fransa)

13. Milan (İtalya)

14. Paris St. Germain (Fransa)

15. Porto (Portekiz)

16. PSV Eindhoven (Hollanda)

17. Real Madrid (İspanya)

18. Valencia (İspanya)

DÜNYANIN EN ZENGİN 20 KULÜBÜNDEN 11'İ G-14 ÜYESİ

2001-02 sezon gelirleri (milyon euro)

1. Real Madrid 252

2. Manchester United 207.3

3. Juventus 195

4. Bayern Münih 176

5. Milan 161.7

6. Chelsea 161

7. Barselona 105.7

8. Roma 143.8

9. Liverpool 138.6

10. Arsenal 127.4

11. Inter 125.7

12. Leeds United 114.1

13. Lazio 112

14. Dortmund 102.4

15. Newcastle 99.3

16. Tottenham 91

17. Bayer Leverkusen 80

18. Celtic 79.6

19. Aston Villa 65.4

20. Rangers 62.7

Kaynak: World Soccer