Avrupa’da sahte mallarda Çin lider, Türkiye de ilk sıralarda

Güncelleme Tarihi:

Avrupa’da sahte mallarda Çin lider, Türkiye de ilk sıralarda
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2008 00:00

Avrupa'da ele geçirilen sahte ürünlerin yüzde 80’inin Çin’den geldiğini belirten AB Komisyonu Fikri Mülkiyet Hakları Bölümü Başkanı Luc Pierre Devigne, "Rusya, Ukrayna, Şili’nin ardından Türkiye en çok sahte ürünün geldiği ülke. Türkiye’de mevzuat tamam ama yürütmede sorun var" dedi.

AVRUPA Birliği (AB) gümrüklerinde 2006 yılında ele geçirilen 130 milyon sahte malın yüzde 80’inin kaynağını Çin olarak açıklayan AB Komisyonu Fikri Mülkiyet Hakları Bölümü Başkanı Luc Pierre Devigne, "Eğer biri bu rakamları ürünleriyle geçecekse bu ülke sahte ilaç ithalatının beşiği olan Hindistan’dır. Türkiye de sahte gıda malzemelerinin ve alkolün ele geçirildiği ilk ülke" dedi. Devigne şöyle devam etti: "Yaptırdığımız 2006 Global Uygulama Araştırması da Çin’in sahteciliğe karşı mücadelede ayrı bir kategori oluşturduğunu tespit etti. Diğer öncelikli ülkeler Rusya, Ukrayna, Şili, Türkiye, Kore, Güneydoğu Asya ve Güney Amerika olarak sıralanıyor."

TEK BAŞINA MEVZUAT YETMEZ: Tescilli Markalar Derneği’nin (TMD) ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Sportif Ürünler Endüstriyelleri Federasyonu (FESI), yıllık toplantısı için İstanbul’a gelen Devigne, Hürriyet’in sorularını yanıtladı. Devigne Türkiye’nin fikir hakları karnesini şöyle açıkladı: "Türkiye’de fikir hakları mevzuatının uygulanmaya başlaması iyi bir ilerleme ancak sanayimiz belirli fikir haklarının yerine getirilmesi ve uygulanmasında eksiklikler olduğu konusunda ciddi endişelere sahip. İyi bir mevzuatın, doğru şekilde uygulanmadığı takdirde, değeri yoktur. Mevzuatın gereklilikleri sadece bir kere benimsenir ve bu şekilde kalırlar ancak yürütme hiç bitmeyen bir görevdir. Sahteciler her zaman kaçakçılık yapmak için yeni kanallar icat ederler."

KAZAN-KAZAN OYUNU: Sahte ürün almanın, neye para ödendiği bilindiğini sürece, bir kazan-kazan oyunu olduğunu belirten Devigne, herkesin pazarlıktan hoşlandığını ancak bu tür bir suçun gerçekten de kimseye zarar vermediğini söylemenin çok kolay olduğu kadar yanlış olduğunu da vurguladı. Sahteciliğin derecesinin, yenilikçilik, buluşlar, yüksek kaliteli tasarım ve üretim konusundaki birikimleriyle rekabet eden AB için önemli olduğunu kaydeden Devigne "Korsanlık bu rekabet avantajını alıp götürür. Ekonomimiz, gelişmekte olan dünyanın düşük maliyetli rekabetine uyum sağlıyor. Kendi rekabet avantajlarımızın saygı görmesi konusunda meşru hakkımız var. Ayrıca, menşe ülkesi de mali gelirinin önemli bir kaynağını kaybediyor" dedi.

SADECE YABANCILARI KORUMAZ: Sorunun, zengin ülkelerdeki ’iyi’ fikir hakları sahipleri ile dünyanın geri kalan kısmındaki ’kötü’lerden ibaret olmadığına işaret eden Devigne şunları söyledi: "Zengin-fakir, çok-az gelişmiş hiçbir ülke bu sorunu görmezden gelmeyi kaldıramaz. Özellikle de üretilen pek çok ürünün ülke vatandaşlarının sağlığı, güvenliği ve emniyeti üzerinde doğrudan etkisi varken, sanayisinin ve ticari kaynaklarının bir kısmının ’paralel bir ekonomi’ haline dönüşmesine izin veremez. Gelişmekte olan ülkelerdeki hastalar, sahte ilaçlardan çok daha fazla etkileniyor. Bir ülke global ekonominin bir parçası olmak, yabancı yatırımcıları çekmek, teknoloji ve bilgi-birikimi transfer etmek, ilerlemek ve gelişmek istiyorsa, bu korumayı sunmalı. Bu, sadece yabancıların çıkarlarını korumaktan ibaret değil. Yerel hak sahipleri de korunmayı hak eder. Orta vadeden uzun vadeye, uygun koruma, yerel yazarları, mucitleri ve yatırımcıları teşvik eder ve bu ülkelerin gelişimine katkıda bulunur."

Avrupa’da sahteciliğin gözdesi sigara, giyim ve lüks

AVRUPA’da el konulan ithal mallara dayanarak, sahtecilik konusunda en fazla gelenekselleşmiş sektörlerin, sigara, giyim ve lüks eşya olduğunu belirten Luc Pierre Devigne "El konulan malların sayısında geçtiğimiz yıl ciddi bir artış oldu. 2006’da AB sınırında 130 milyon mal ele geçti. 2005’te bu rakam 75 milyondu. Sahte ilaçlar 2005’te 0.5 milyonken, 2006’da 2.7 milyona ulaştı. İlaç, oyuncak ve kozmetik gibi ürünlerde tehlikeli sahteciliğin artması konusunda endişe verici bir eğilim gösteriyor" diye konuştu.

Sahtecilik, suç örgütleri için dünyada büyük bir iş

"SAHTECİLİK
, suç örgütleri için uluslararası ekonominin bütün sektörlerini etkileyebilen büyük bir iştir" diyen Luc Pierre Devigne şunları söyledi: "Doğal olarak doğru şekilde uygulanmayan, daha az etkili fikri mülkiyet hakları kanunlarının bulunduğu ülkeler ister zengin ister fakir olsun, sahte üretim yapılma riskini taşır. Korsanlık ve sahtecilikle mücadelede tüm ülkelerin doğrudan çıkarı vardır."

Türkiye’de her yıl 6 bin marka ihlal davası açılıyor, bin baskın yapılıyor

TESCİLLİ Markalar Derneği Başkanı Selçuk Güzenge Türkiye’nin fikri mülkiyet hakları alanında son dönemlerde gösterdiği hassasiyetin AB Fikri Mülkiyet Hakları Komisyon üyelerinin ve FESI’nin ilgisini çekip, takdirle karşılandığını söyledi. Güzenge şöyle konuştu: "TMD kuruluşundan bu yana kanuni çerçevenin hazırlanması, taklitle mücadele alanında uygulamada birlik sağlanması konularında çalışmalar yapıyor. Bugün Türkiye’de her yıl ortalama 5-6 bin marka ihlal davası açılıyor. Her yıl bine yakın baskın yapılıyor. Bu rakamlarla Çin, Rusya ve Ukrayna’nın ardından dördüncü sıradayız. Marka ihlállerine karşı mücadelede tüm kesimler birbirine destek verirse ilerleme olur."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!