Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2006 00:00
1910 yılında Türkiye’de faaliyete geçen ve bugün yıllık 1.2 milyar Euro’luk cirosuyla Türkiye’nin en gruplarından biri olan Bosch Grubu adına konuşan Genel Müdür Gürcan Karakaş, Türkiye’deki üretim ve ihracatın büyük kısmının dizel kaynaklı olduğunu söyledi.
Bosch’un Türkiye’de bir dizel üssü kurduğunu belirten Karakaş, "1971 yılında üretime başlayan şirketimiz 1995-2005 yılları arasında sadece dizel sistemlerine 685 milyon Euro yatırım yapmıştır. Bugün Avrupa’da Bosch sistemi ile donanmış binek araçların üçte biri Bursa’da üretilen enjektörlerle çalışıyor" dedi.
Bosch’un Türkiye’deki dizel faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?
1910 yılında verdiği bir temsilcilik ile Türkiye’de faaliyete geçen Bosch, bugün 6 ayrı kuruluşu kapsamaktadır. Grubumuz 2005 yılında 1.2 milyar Euro ciro elde etmiş olup, bunun 543 milyon Euro’luk kısmı dizel püskürtme sistemleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Yine aynı dönem toplam ihracat 663 milyon Euro, yatırımlar ise 229 Euro’dur. İhracatın 435 milyon Euro’luk, yatırımların 168 milyon Euro’luk bölümü dizel kaynaklıdır. Toplam istihdam 6 bin 700 kişi iken, yaklaşık 4 bin 300 kişi dizel sistemlerinde istihdam edilmiş durumdadır. Rakamlardan da açıkça görüldüğü üzere, Bosch Türkiye’de bir dizel üssü kurmuş bulunuyor. 1971 yılında üretime başlayan şirketimiz 1995-2005 yılları arasında sadece dizel sistemlerine 685 milyon Euro yatırım yapmıştır.
Dizel konusunda imalatın yanı sıra 60’lı yıllardan bu yana bakım onarım hizmeti veriyoruz. Bugün 230 Bosch Car Service ve 42 Bosch Diesel Center ile Türkiye’nin çeşitli yerlerinde araç sahiplerine ulaşıyoruz. Binek otomobillerde yeni dizel sistemlerinin kullanımının artışına paralel, dizel araçlara yönelik servis ağımızı genişletiyoruz.
Türkiye’nin Bosch ülkeleri arasındaki konumu nedir?
1971’den bu yana dizel konusunda üretim yapan Bursa tesislerimiz ile Türkiye, Bosch için bir dizel üssü halini almıştır. Bursa’da halen iki tesisimiz bulunuyor ve buralarda başta Common Rail enjeksiyon sistemleri için enjektörler olmak üzere çeşitli komponentler (parçalar) imal ediyoruz. Halen 4 bin 500’e yakın bir istihdamımız var. İmalatında bulunduğumuz ürünler tamamen teknolojik olup, Avrupa’da Bosch sistemi ile donanmış binek araçların üçte biri Bursa’da üretilen enjektörlerle çalışıyor. Sahip olduğumuz bu hacim, bizi grup içinde öne çıkarıyor. Ayrıca, Bosch Bursa 2003 yılında operasyonel birimler kategorisinde Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nü kazandı. Bu ödül de bizim Bursa’da kullandığımız yönetim sistemlerinin elde ettiği başarının bir göstergesidir.
Bursa’da hangi araç üreticileri için üretim yapıyoruz?
İmalatımızın yaklaşık yüzde 95’i ihraç ediliyor. Dünya çapında 30’dan fazla saygın markaya ürün tedarik ediyoruz. Ağırlıklı olarak Avrupalı üreticilere çalışıyoruz. Hemen hemen hepsine ürün sağlıyoruz, en lüksünden en kitlesel üreticisine kadar. Bir süredir Asyalı araç üreticileri müşterilerimiz için de üretim yapıyoruz; en son Hintli müşterilerimiz eklendi listemize.
Türkiye’de hangi üreticiler müşteriniz arasında yer alıyor?
Biz ağırlıkla ihracata yönelik üretiyoruz. Türkiye’deki müşterimiz ise Ford Otosan. Fiat, Renault ve Toyota gibi diğer üreticiler ise araçlarına, başka ülkelerden gelen ve bizim enjektörlerimizle donatılmış olan motorlar monte ediyorlar. Yani enjektörlerimiz yurtdışından tekrar geri geliyor. Binek araç motorlarının montajı yurtdışında yapılıyor ve sonra bu motorlar ithal edilerek monte ediliyor.
Türkiye’de otomotiv sektörüne ilişkin neler yapıyorsunuz ?
Türk ana sanayiinin bir tedarikçisi olarak birincil hedefimiz, ülkemizdeki tüm müşterilerimizin beklentilerini yerine getirmek. Bunu yaparken de en önemli konu, ürün geliştirme ve uygulama mühendisliği olarak karşımıza çıkıyor. Mevcut ürünleri, yerel ihtiyaç ve talepleri karşılamak için geliştiriyoruz. Bu işi yapan özel bir kadromuz var ve geçen yıl bu işe yaklaşık 6 milyon Euro’ya yakın bir bütçe ayırdık.
Dizel 90’lı yıllarda yaşlı işiydi bugün spor otolara bile girdi
Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. Teknik Genel Müdürü Dr. Andreas Wolf, 90’lı yılların başlarında dizel otomobillerin yaşlılara göre olduğunu belirterek, "Tipik dizel otomobil, otobanda sağ şeritte ağır ağır giden otomobildi. Oysa şimdi, spor bir otomobil kullanmak isteyenler bile dizel tercih etmeye başladı" dedi. Wolf, soruları şöyle cevaplandırdı:
Dizel otomobil kullanmanın avantajları nelerdir?
Birincisi, dizel araç kullanmak zevklidir. 90’lı yılların başlarında, dizel yaşlılara göreydi, özellikle de Avrupa ülkelerinde. Tipik dizel otomobil, otobanda sağ şeritte ağır ağır giden otomobildi. Oysa şimdi, spor bir otomobil kullanmak isteyenler bile dizel tercih etmeye başladı. Benzinli ve doğalgazlı motora kıyasla dizel motor çok daha yüksek torka, dolayısıyla da daha iyi bir hızlanmaya sahiptir, özellikle de düşük devir aralığında. Dizelin eski gürültülü, kötü kokan, hantal imajı, modern sistemler sayesinde değişti. Common Rail Dizel enjeksiyon tekniğimizle artık Euro 4 normuna bile ulaşmaktayız.
Diğer bir avantaj ise çevrenin korunması. Dizelin yakıt tüketim avantajı ve modern egzoz gazı arıtma teknikleriyle birlikte, eşdeğer güçteki motorlara oranla yüzde 30’a varan yakıt tasarrufu elde ediyoruz. Bu da aynı zamanda doğal çevre için yüzde 30 daha az yük demek. Daha az karbondioksit emisyonu, daha az sera etkisi... Özet olarak, dizel başlıca üç avantaj sağlıyor: sürüş zevki, ekonomiklik ve modern egzoz gazı arıtma teknolojisiyle birlikte çevrenin korunması.
Dizel araçlar kaç kilometreden itibaren kárlı oluyor?
Bu öncelikle, hangi otomobil modelini kullandığınıza bağlı. 8 bin ile 10 bin kilometreden itibaren benzinli motordan daha ekonomik olan modeller var. En başından daha ekonomik olanlar da var. Ama fiyat farkının çok büyük olduğu ve daha ekonomik olabilmesi için yılda en az 30 bin kilometre yol yapmanız gereken modeller de var. Artık dizel çok yol yapmayanların da ilgisini çekiyor. Ekonomik dizel motorlar sayesinde bir yandan sürüş zevki artarken, diğer yandan da göreceli olarak düşük yakıt tüketimiyle çevre korunmuş oluyor.
Dizel püskürtme sisteminin gelişiminde Bosch’un oynadığı rol nedir?
Bu alanda lider ve uzun bir geçmişe sahip olan Bosch, daha 1930’lu yıllarda o zamanların dünyanın en güçlü dizel kamyonu için enjeksiyon teknolojisi tedarik etmekteydi. Bu teknoloji, müşterimiz MAN için üretilen bir pompaydı. Bosch 90’lı yıllarda modern yüksek basınçlı enjeksiyon teknolojisini müşterileriyle işbirliği içerisinde seri üretim olgunluğuna ulaşıncaya kadar geliştirdi. Dolayısıyla dizel otomobilin 90’lı yıllardaki başarısı Bosch firmasının yalnızca ürünlerine değil, Bosch’un geliştirdiği teknolojilere de dayanmaktadır. Çünkü geliştirmek başka şey, geliştirilen teknolojinin seri üretime hazır mükemmel kalitedeki bir ürün haline getirilmesi yine başka bir şeydir.