Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği'nin (AB) ilk başkanı Herman von Rompuy ve İspanya Başbakanı Jose Luis R. Zapatero'nun, İspanyol El Pais için birlikte kaleme aldığı makalede, AB üyeliğinde 25'inci yılına giren İspanya'nın 1 Ocak itibariyle devraldığı dönem başkanlığının Madrid'in kendini ispatlaması için eline geçen büyük bir fırsat olduğuna dikkat çekildi.
"Avrupa Konseyi Başkanı ve AB dönem başkanlığını devralan hükümetin lideri olarak, Lizbon Antlaşması uyarınca yapılması gerekenleri yapmak; birliğe duyduğumuz saygıyla ve işbirliğine olan inancımızla, AB üyelerinin genelini ilgilendiren sorunlara cevap bulmak istiyoruz" diyen van Rompuy ve Zapatero, yeni süreçte bütün yetkililerin üstlendikleri sorumlulukların farkında olduğuna ve hep birlikte hem dönem başkanlığı hem de komisyon başkanlığının getirdiği önceliklere işaret edeceklerine işaret etti.
İLK ÖNCELİK ANTLAŞMA
İki lider ilk önceliklerinin Lizbon Antlaşması'nın gerektiği gibi uygulanması olduğunu belirtirken, birliğin diğer hedeflerinin peşinden koşma sözü de verdi. Liderler, finansal iyileşmeyi garanti altına almak için ulusal ekonomi politikalarını işbirliği içinde yürütmeyi, Avrupa'nın değerlerini ve çıkarlarını koruması için dünya sahnesinde bütün olarak, güçlü bir duruş sergilemesine yardımcı olmayı ve AB'yi bütün vatandaşlarına yardım eder hale getirmeyi temel görevleri olarak sıraladı.
Makalede, Maastricht Antlaşması ile Avrupa Ekonomik ve Parasal Birliği'nin (EMU) kurulduğuna dikkat çeken van Rompuy ve Zapatero, tek bir para piyasasının oluşmasına rağmen, kıtada ekonomi birliğinin hâlâ kurulamadığını ve son yıllarda yaşanan finansal krizin, böyle bir birliğe ne kadar ihtiyaç duyulduğunu gösterdiğini vurguladı.
"Aslında kıtanın ekonomik iyileşmesini rayına oturtmak için, işbirliğini güçlendirmemiz gerekiyor. Aynı zamanda, sürdürülebilir bir kalkınmanın temellerini atmak için koordineli çalışmak da şart" diyen liderler, ekonomik açıdan daha rekabetçi, temelleri daha fazla eğitime ve Ar-Ge çalışmasına dayanan bir sürdürülebilirlik istediklerini belirtti.
Makalede aynı zamanda, İspanya'nın dönem başkanlığında, sürdürebilirliğin, Ekonomik Büyüme ve İstihdam faslının da temel önceliklerinden biri olarak kabul edileceğine işaret edildi.
AB DEMOKRASİNİN ÖNCÜSÜ OLMAYA DEVAM ETMELİ
Van Rompuy ve Zapatero, ikinci büyük hedefleri, birliğin çok kutuplu ve çok yönlü bir dünya yaratma konusunda öncü rolünü devam ettirmek olarak belirlerken, AB'nin demokrasi, insan hakları ve dünya genelindeki sosyal kalkınmanın güvenilir bir referansı olmaya devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.
AB Yüksek Temsilcisi görevine getirilen Catherine Ashton ve ABD'nin de yardımıyla, Avrupa'nın artık dünya sahnesinde daha güçlü hale geldiğine dikkat çeken liderler, AB'nin dünya genelindeki birlik vatandaşlarına hizmet eden Avrupa Dış İşleri Servisi (EEAS) ile birliğin denizaşırı ülkelerdeki duruşunun daha da kuvvetlendiğine işaret etti.
Uygulamaya koyulan Lizbon Antlaşması'nın, AB'nin birlik vatandaşlarının günlük yaşamları, güvenlikleri ve özgürlükleriyle yakından ilgilendiğini gösterdiğini belirten van Rompuy ve Zapatero, antlaşma dâhilindeki Temel Haklar Yasası'nın bu yönde atılmış ilk adım olduğunu vurguladı.
Van Rompuy ve Zapatero, makaleyi şu sözlerle tamamladı: "Yenilenmiş bir Avrupa'nın gereklerini yerine getireceğimiz yolculuğumuz 2010'un ilk yarısında başlıyor ve bu süreçte hep birlikte hareket edeceğiz."