Güncelleme Tarihi:
BBC Türkçe servisinden alınmıştır
Nüfus 66,2 milyon GSMH 147,6 milyar $ Kişi başına GSMH 2,230 $ İşsizlik oranı % 11,8 AB'ye ihracat (tüm ihracata oranı) % 50TÜRKİYE
Türkiye'nin Avrupa Birliği macerası 1963 yılında taraflar arasında yapılan Ortaklık Anlaşması'yla (Ankara Anlaşması) başladı. Ancak komşusu Yunanistan 1981 yılında Birliğe üye olurken, Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle ilişkileri 1980 yılındaki askerî darbeyle askıya alındı.
1987 yılında tam üyelik için başvuruda bulunan Türkiye, bundan 10 yıl sonra insan hakları sicili nedeniyle reddedildi. 1999 yılında Helsinki Zirvesi'nde resmen aday olarak tanınan Türkiye, siyasî kriterleri henüz yerine getiremediği gerekçesiyle üyelik görüşmelerine başlayamadı.
Başbakan Bülent Ecevit liderliğindeki koalisyon hükümeti döneminde, ifade özgürlüğü, ölüm cezasının kaldırılması gibi önemli anayasal değişiklikler gerçekleşti. Ancak Avrupa Birliği, ordunun siyaset üzerindeki etkisinin kaldırılmasını, Kürt azınlığa daha fazla kültürel haklar verilmesini, Yunanistan'la sorunların çözümlenmesini ve Kıbrıs sorununun siyasî yollardan halledilmesini talep ediyor.
Türkiye'nin GSMH'sı Avrupa Birliği ortalamasının sadece üçte biri seviyesinde. 65 milyondan fazla nüfusuyla Türkiye, üye olduğu zaman, Avrupa Birliği'nin ikinci büyük ve tek Müslüman ülkesi olacak.
Yapılan kamuoyu yoklamaları, Avrupa Birliği halklarının sadece %30'unun Türkiye'nin üyeliğini desteklediğini, %48'inin ise buna karşı olduğunu gösteriyor. Orta Avrupa'dan adaylık başvurusu yapan ülkeler arasında en varlıklı ülke olma konumunu koruyan Slovenya'nın yerli üretimi Avrupa Birliği ortalamasının yaklaşık %70'ine eşit. Bu durumuyla Slovenya kendi kendine yeterli bir ülke konumunda. Ancak Komünizm döneminde kamulaştırılan arazilerin satışı ve bankacılık sektöründe yapılan özelleştirmeler oldukça yavaş bir seyir izledi. Bu, yabancı yatırımcıların Slovenya'da yatırım yapmalarını da geciktirdi. Avrupa Birliği'nin Slovenya'dan ytalepleri arasında başlıca sırayı yönetim ve yargıda yapılacak reformlar oluşturuyor. Bu gecikmenin sebebi, Başbakan Vladimir Meciar yönetimi döneminde demokrasi ve azınlık hakları konusunda yaşanan endişelerdi. 2002 yılında yapına seçimlerde Meciar'ın yendien gçreve gelmesi olasılığı Slovakya'nın siyasî geleceği ve reformların sürekliliği konusunda endişe yaratıyordu. Ancak yapılan seçimlerde Mikulas Dzurinda liderliğindeki koalisyonun göreve gelmesiyle Avrupa Birliği reformlarına hız verildi. Kasım ayında Prag'da yapılan NATO Zirvesi'nde Slovakya resmen NATO'ya davet edildi. Ancak Slovakya'nın reform süreci kolay olmadı. Özelleştirmenin hızlanması sonucunda işsizlik oranı Avrupa'nın en yüksek oranı olan yaklaşık %20'ye çıktı. Yçnetimdeki hükümet, azınlık hakları konusunda da reformlar hazırladı. Ülkede bulunan Macar azınlık, eğitim ve kültürel haklar konusunda daha geniş yetkiler talep ediyor. Ülkede bulunan büyük Çingene azınlık arasında ise yoksulluk ve sosyal haklara sahip olamamak büyük sıkıntı yaratıyor. Avrupa Birliği'yle yapılan anlaşma uyarınca, Bohunice'deki Sovyet tasarımı iki nükleer enerji santralı 2008 yılına kadar kapatılacak. Yaklaşık on yıllık gecikmenin ardından, güçlü bir sol kanat hükümet, uzun zamandır ihtiyaç duyulan reformları gerçekleştirmeye başladı. Bunların en önemlileri, zarar eden işletmelerin ve devlet bankalarının özelleştirilmesiydi. Herhangi bir Avrupa ülkesinde bulunan en büyük Çingene nüfusunun entegrasyonu da bir başka önemli engel. Avrupa Birliği'nin bir diğer talebi de Romanya'nın Ukrayna ve Moldova'yla olan uzun sınırında daha etkin kontrol sağlanması. İşte bu nedenle, özellikle Almanya için ilk dalga genişlemenin Polonya olmadan gerçekleşmesi hiçbir anlam taşımıyor. Bütün bu özelliklere rağmen, ülkedeki yolsuzluklar, ve özellikle tarım, çelik, yargı, çevre ve sınır kontrolü konusunda yapılması gereken reformların istenilen hızda gerçekleşmemesi endişe yaratıyor. Polonya, üyelik görüşmeleri sırasında, yabancıların ülkede arazi satın almaları konusunda katı bir politika izledi. Buna karşılık, Polonya'dan gelecek ucuz işgücünden endişe duyan Almanya ve Avusturya, Orta Avrupa ülkelerinden gelen işçilerin Batı'da çalışabilmelerinin olabildiğince geciktirilmesini talep etti. Polonyalı çiftçiler arasında Avrupa Birliği karşıtlığı oldukça yaygın. Bunun başlıca nedeni de Polonyalı çiftçilerin tarım desteklerinden diğer ülkelere kıyasla oldukça küçük bir oranda yararlanabilecek olmaları. 1996 yılında göreve gelen İşçi Partisi hükümeti, Malta'nın Avrupa Birliği adaylığını dondurdu. Bundan iki yıl sonra göreve gelen Milliyetçi Parti hükümeti ise başvuruyu yeniledi. İşçi Partisi, Avrupa Birliği'nin katı kurallarının ülkeye yarar sağlamayacağını savunurken, Milliyetçi Parti, gelecekteki büyüme ve Avrupa Birliüi'nin Malta'nın en büyük ticaret ortağı olması dikkate alındığında, Birliğe üye olmanın ülke açısından gerekli olduğuna inanıyor. Önemli bir turistik merkez olan Malta'nın Avrupa Birliği'ne üyeliği Birlik üyesi ülkeler tarafından desteklense de, Maltalılar arasında bu konuda görüş ayrılıkları var. Bu konu, üyelik konusunda yapılacak referandumun sonuçları konusunda endişe yaratıyor. Malta, ekonomik konularda Avrupa Birliği standartlarına ulaşmış olsa da, devletin ekonomideki kontrolünün azaltılması konusunda yapılması gerekenler var. Avrupa Birliği'nin talepleri arasında, çevre koruma konularında daha katı kurallar getirilmesi de yeralıyor. Letonya'nın sigara ve uyuşturucu kaçakçılığında önemli bir geçiş yolu haline gelmesi, yolsuzluk ve organize suçlar konusundaki endişeleri arttırdı. Letonya nüfusunun yaklaşık %40'ını Rus azınlık oluşturuyor ve nüfusun beşte biri Letonya vatandaşlığı taşımıyor. Avrupa Birliği ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü, Rusya'nın büyük tepkisini çeken tartışmalı vatandaşlık yasasının değiştirilmesi konusunda yoğun baskı uyguladı. Ancak özelleştirme sürecindeki dengesizlikler ve yolsuzlukla mücadele eden kurumlar arasındaki işbirliği eksikkliği Avrupa Birliği'ni endişelendiren konuların başında geliyor. Diğer Baltık ülkeleri arasında en büyük tarım sektörüne sahip olan Litvanya'nın bu sektörde de reformlar yapması talep ediliyor. Ancak tüm düzenlemeler arasında en hassas konuyu enerji sektöründe yapılması gerekenler oluşturuyor. Diğer Avrupa ülkelerinin tersine, Litvanya, enerji ihtiyacının %70'ini, 2009 yılına kadar kapatma sözü verdiği Rus tasarımı Ignalia nükleer enerji santralından karşılıyor. Ülkede yaşayan Rus nüfusun küçük olması nedeniyle, Litvanya Moskova yönetimiyle iyi ilişkilerini korudu ve genişleme sonrasında iki ülke arasındaki Kaliningrad bölgesinin geleceğinin ne olacağı konusunda işbirliğini sürdürüyor. Avrupa Komisyonu, Macaristan'ı işleyen pazar ekonomisine sahip, ve Avrupa Birliği piyasalarındaki güç dengesiyle başa çıkabilecek bir ülke olarak sınıflandırıyor. Ancak ülkenin en büyük azınlık grubu Çingenelerin entegrasyonu konusunda çalışmalar yapılması ve kamu yönetimi ve adlî sistemde gerekli reformların bir an önce gerçekleştirilmesi ve medya da eşitlik ilkesinin korunması da Birliğin istekleri arasında. Avrupa Birliği'nin, Macaristan'ın bu talepleri karşılamak konusunda gösterdiği ilerlemelere gerekli hızda yanıt verememsi nedeniyle Başbakan Viktor Orban sık sık Avrupa Birliği'nin tek olasılık olmadığını söyleyerek yanıt veriyor. Ülke dışında yaşayan Macarlara tercihli vatandaşlık verilmesi konusundaki planlar Avrupa Birliği tarafından eleştirilirken, komşu ülkelerle, özellikle Slovakya'yla ilişkilerin gerginleşmesine neden oluyor Ancak Estonya, ülke nüfusunun üçte ikisini oluşturan Rus topluluk nedeniyle, dil yasalarını Avrupa Birliği standartlarına yükseltmekte sorunlar yaşadı. Diğer yasal düzenlemelerin Birlik ölçülerine yükseltilmesi konusunda ise yoğun çaba harcandı. Avrupa Birliği, güvenlik güçleri içindeki yolsuzluklar ve uyuşturucu trafiğiyle mücadele konularıykla daha etkin mücadele edilebilmesi için kamu yçnetiminde daha katı reformlar yapılmasını talep ediyor. Rusların içinde bulunduğu organize suçların ülke politikasında önemli etkiye sahip olmaya başladığı yolundaki şüpheler de artıyor. NATO üyesi olan Çek Cumhuriyeti, Avrupa Birliği'ne üyelik için önde gelen adaylardan birisi. Ancak ülkenin adaylık çalışmaları, iç siyasetteki istikrarsızlık yüzünden dalgalı bir seyir izledi. Avrupa Birliği, bankacılık sektöründe daha fazla özelleştirme, yolsuzluk ve özellikle kadın ve çocukları kapsayan yasadışı insan trafiği gibi organize suçlarla daha etkin mücadele talepleriyle geldi Çek Cumhuriyeti'nin karşısına. Kamu yönetiminde iyileştirme ve Çingene azınlığyn karşı karşıya kaldığı ayrımcılıkla mücadele de diğer talepler arasındaydı. Çek Cumhuriyeti ve komşusu Avusturya arasında, sınırdaki Temelin nükleer santralı konusunda yaşanan anlaşmazlık 2001 yılının sonlaarında çözümlendi. Ancak hem Avusturya hem de Almanya'yla ilişkiler, İkinci Dünya Savaşı sonrası yerlerinden edilen Alman kökenli vatandaşların durumu konusunda gerginliğini koruyor. Avrupa Birliği'ne karşı çıkan eski başbakanlardan Vaclav Klausiun partisi bile şimdi Birlik yanlısı bir kampanya yürütüyor olsa da ülkede Avrupa Birliği karşıtlığı oldukça yaygın. KIBRIS RUM KESİMİ Görüşmelerde elde edilen hızlı ilerleme ve işleyen bir pazar ekonomisi Avrupa Birliği'nin tek kriteri olsaydı Kıbrıs başlıca aday ülke olurdu. Ancak Türk ve Rum toplumları arasında bölünmüş olan adadaki ciddi siyasî sorunlar sadece Kıbrıs'ın adaylığı konusunda değil tüm genişleme sürecinin önünde de büyük bir engel oluşturuyor. Uluslararası platformda tanınan Kıbrıs Rum yönetimi, Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusunu 1993 yılında yaptı ancak Avrupa Komisyonu, öncelikle adadaki bölünmüşlüğün çözümlenmesi gerektiği yolunda görüş bildirdi. Yunanistan'ın da baskısıyla iki taraf arasında görüşmeler başladı. Avrupa Birliği üyeliğinden ekonomik anlamda en fazla yararlanacak olan Türk kesimi bu konuda işbirliğine yanaşmadı. Türk ve Rum taraflar arasında Birleşmiş Milletler gözetimindeki görüşmeler devam ederken, Avrupa Birliği, görüşmelerden sonuç alınamasa bile Kıbrıs'ın üyeliğinin onaylanması konusunda kararlılığını koruyor. Avrupa Birliği'ne aday ülkelerin en yoksulu olan Bulgaristan, komşusu Romanya'nın önüne geçmeyi başardı. 1997 yılında yaşanan büyük ekonomik krizin ardından, özelleştirmeye hız verildi ve zarar eden işletmeler kapatıldı. Ülkede işsizlik oranı artmaya devam ederken, Avrupa Birliği, hükümetin istikrar sağlayıp sağlayamayacagını görmek istiyor. Birliğin Bulgaristan'dan istekleri arasinda yolsuzlukla mücadele ve yargıda reform var. Ülkedeki Çingene nüfusun, toplumun diğer kesimleriyle kaynaştırılması da bir diğer önemli konu. Avrupa Birliği'yle üyelik görüşmelerinin başlaması karşılığında Bulgaristan, Sovyet tasarımı Kozloduy nükleer santralını 2006'ya kadar kapatma sözü verdi.
SLOVENYA
SLOVAKYA
ROMANYA
Ancak Avrupa Birliği, Romanya'nın işleyen bir pazar ekonomisine sahip olduğunun söylenebilmesi için daha fazla çaba harcanması gerektiğini düşünüyor. Diğer önemli sorunlar ise, devlet bakımevlerinde yaşayan, terkedilmiş onbinlerce çocuğun durumu, yargı üzerindeki siyasî kontrol ve ülke nüfusunun %40'ını istihdam eden tarım sektöründeki sıkıntılar.
POLONYA
MALTA
LETONYA
LİTVANYA
MACARİSTAN
ESTONYA
ÇEK CUMHURİYETİ