Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz yılsonuna kadar AB dönem başkanlığını sürdüren İsveç’in dışişleri bakanı Carl Bildt yaptığı açıklamada genişleme sürecini devam ettireceklerinin işaretini vermişti. Bildt, “AB’nin kapılarını açık tutarak kıtada barış ve demokrasiye yapabileceğimiz en büyük katkıyı yapıyoruz” demişti.
AB’nin en önemli haber kaynaklarından New Europe’ta yayımlanan bir analizde, Bildt’in bu sözleriyle özellikle Balkanların batısındaki ülkeleri kast ettiğinin altı çizildi. Bu ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, devlet kurumlarının büyük bir kısmına yayılan yolsuzluklar ve savaş suçlularının bir türlü yakalanamaması, AB’nin genişleme dalgasının bu ülkeleri kapsayıp kapsamamasıyla ilgili tartışmalara yol açıyordu.
Analizde, Sırbistan, Hırvatistan, Makedonya, Arnavutluk, İzlanda ve Türkiye’nin AB’nin kapısını çalmakta olduğu hatırlatıldı ve bu ülkeler arasında özellikle Türkiye’nin üyeliğinin arzu edildiği ifade edildi.
Türkiye’nin diğer adaylar arasında özellikle öne çıkmasının sebebi Müslüman dünyasına ve Asya’ya giden koridor üzerinde olması. Ancak yaşanan insan hakları ihlallerinin yanı sıra havaalanlarının ve limanların Kıbrıs Rum Yönetimi’ne ait uçaklara ve gemilere hala açılmamış olması Türkiye’nin üyeliği için sorun yaratıyor.
BILDT'İN DESTEĞİ SAĞLAM
Yine de Bildt, geçtiğimiz günlerde İsveç’in Ankara’yı desteklediği yönündeki açıklamalar yaptı. “AB, Türkiye’nin üyeliğiyle hem ekonomik olarak daha dinamik hem de politik olarak daha güçlü bir hale gelecek” diyen Dışişleri Bakanı, son dönemde Türkiye’de siyasetçilerin tutuklanmasıyla ilgili mutsuzluğunu da dile getirdi.
Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu yeni üyesi Stefan Fuele de, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin muhalefetine ve “imtiyazlı ortaklık” taleplerine karşın Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istediğini açıkladı.
Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı en son konuşmada Fuele, “Türkiye’yle müzakerelere devam etmeye niyetliyim...Türkiye’nin modernleşmesini sağlamak için elimizdeki en iyi araç bu" dedi ve Türkiye’de insan haklarıyla ilgili kaygıların sürmesine rağmen çok önemli ilerlemeler kaydedildiğini ve “toplumda geçmişte tabu gözüyle bakılan pek çok şeyin bugün açık açık tartışıldığını” ifade etti.
HIRVATİSTAN VE MAKEDONYA
Üyelik sürecinde önemli destek gören tek ülke Türkiye değil. Hollanda geçmişte Zagreb’in Yugoslavya Uluslararası Suçlar Mahkemesi’yle yeterince işbirliği yapmadığı gerekçesiyle Hırvatistan’ın üyeliğine karşı çıkıyordu. Ancak son dönemde Hollanda’nın bu konuda geri adım attığı söyleniyor.
Diğer yandan Yunanistan’la isim tartışması yaşayan Makedonya’nın da 2015’e kadar üyelik müzakerelerini sonuçlandırmak istediği ifade ediliyor. Makedonya özellikle Çek Cumhuriyeti’nden büyük destek alıyor. Fuele’nin de Çek Cumhuriyeti vatandaşı olması ve Avrupa Komisyonu üyeliğine getirilmeden önce ülkesinin Avrupa İlişkileri Bakanı olması Makedonya’nın hedeflerine ulaşabileceği şeklinde yorumlanıyor.