Avrasya, palavrasya

BRÜKSELŞOM ağzımdan yel alsın ama, farzedelim ki AB sahnesi yarın kabus perdesiyle indi. O yüzde sıfır virgül sıfır birlik ‘şer ihtimali’ gerçekleşti ve üyelik hedefimiz yattı.Pekii, bu takdirde biz cumartesi sabahından itibaren Batı’dan ‘kopacak mıyız’?Yüzümüzü Asya bozkırına ve popomuzu Ortadoğu çölüne mi döneceğiz ?Hayır, hayır, hayır, ‘başka arayışlara’ girsek dahi özünde aynı rotada yürüyeceğiz. * * *ŞÜPHESİZ, yukarıdaki dehşet olasılık kazaen vukû bulduğu takdirde, Ankara’nın dış politika uygulaması ‘farklı yolları da denemek’ varyantına dönecektir.Ortaya yeni bir ‘realpolitik’ diplomasisi çıkacaktır. Aksini düşünmek hayalcilik olur. Ancak, bu felaket senaryosuna bel bağlayıp ‘Avrasya Seçeneği’ falan diye şimdiden ‘alternatif’ yumurtlamaya yeltenen ‘ulusalcı’ zevat adam kandırmaya kalkışıyor.Üstelik de, cehalet, bilgisizlik ve hesapsızlığın daniskasını sergileyerek gülünç oluyor.* * *ŞU kesinkes biline ki, ‘Avrasya’, mavrasya diye bir şey yok. Yakın - orta vadede de asla olmayacak.Atlaslara özgü bir coğrafi tanımlamanın ötesinde, uluslararası bir kurumsallaşma, ülkelerarası bir cepheleşme veya kıtalararası bir kamplaşma olarak, yerküre jeo-stratejisinde ‘Avrupa’ ve ‘Asya’yı birlikte kılan ve kılacak bir yapılanmayı hayal etmek ahmaklıktır.İflas etmiş bir ‘Üçüncü Dünyacılık’ gárabetinin farklı tencerede ısıtılıp temcit pilavı diye sunulmasından başka bir herze olmayan bu ‘palavrasya’yı artık kimse yiyip, yutmaz.* * *İLKİN, bu hezeyanın Çin - Rus eksenine oturacağını sanmak bile, hem iki halkın dün ve bugününü hiç anlamamış; hem de çağın gidişatını zerre kavrayamamış olmak demektir.Pekin ve Moskova’nın ortak imzaladığı ‘Şanghay Sözleşmesi’ymiş veya onaylanmış ticaret anlaşmalarıymış? Láf ola, beri gele! Bunlar konjonktürel ve taktik gelişmelerdir.En önce, taa 1.Savaş’tan beri Çin’in tüm ufku Birleşik Amerika’ya dönüktür.Ne geçmişte Mao’nun ‘Üç Dünya Teorisi’ni uydurup SSCB’yi ‘baş düşman’ ilan etmesi, ne de daha sonra onbinlerce öğrencinin ABD’ye gönderilmesi tesadüfi değildir.Çin batıya, yani Mançurya’yı istila etmiş Çarlık’tan itibaren, şu anki sahte ‘sıcaklığa’ rağmen hep karşılıklı ihtiyat içinde yaşadığı Rusya’ya bakmaz. Doğudaki Amerika’ya bakar. Üstelik de, bugün ABD ve ÇHC ekonomileri tamamen karşılıklı bağımlılık içindedir.‘Ulusalcı’ bilgisizler rakkam okumayı öğrensin, aleyhindeki dev ticaret açığıyla bir numaralı Çin müşterisi olan ABD’nin kamu borcunu Pekin bankaları finanse etmektedir.İthalat - ihracaat ve mali sistem, biri tökezledi miydi, öteki de gümbür gümbür gider.Diğer taraftan Hint, Pakistan, Japonya, Tayvan vs.; bunlara ek olarak da eski Sovyet periferisindeki Orta Asya, hepsi esas itibariyle ‘ultra süper güç’ü rota belliyorlar.Kof dev Rusya’nın eti budu ne ki, uzun vadeli bir ‘stratejik cazibe’ çağrıştırabilsin?* * *ZATEN bu ‘Avrasya’ şarlatanlığının başını, daha düne kadar Pekin’den aldığı emir gereği ‘SSCB 3. Dünya Savaşı çıkartacak’ kehanetini yumurtlayan; tabii şapa oturunca da ‘vedet dansöz’ fırdöndülüğüyle bugün ‘baş Rusperest’ kesilen ‘Karanlıkçı Maocu’ ların o herkese malûm ajans provokatör şebekesi çekiyor. Eh, kılavuzu karga olanın?..Sonracığıma, Ecevit, Demirel, eski MGK paşası gibi evlere şenlik şahıslar da Seylan, Papunezya, falan diye ‘alternatif’ üretiyorlar ki, Allaaah bunlar da dış politikayı ne bilir ya!Yok efendiler yok, Rabb’ım yazdıysa bozsun ama eğer yarın o korkunç kabûs gerçekleşse bile, hayat, dünya ve Türkiye için ‘Avrasya’, mavrasya diye bir halt yok.Fakat zaten aslında böyle bir gam da yok, çünkü yarın ‘palavrasya’nın şansı yok.