Avrasya dönüşü İran mı
Güncelleme Tarihi:
Uğur ERGAN / ANKARA Enis BERBEROĞLU
Oluşturulma Tarihi: Haziran 14, 2006 00:00
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, hafta sonu Kazakistan ve Azerbaycan gezisine çıkıyor. Dönüş yolunda Tahran’a uğraması gündemde. Gül "Henüz verilmiş bir kararımız yok, ama bir amaca hizmet edecekse gideriz" dedi.
BAŞBAKAN Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün hafta sonu başlayacak Kazakistan ve Azerbaycan gezisine sürpriz bir üçüncü durağın eklenmesi gündeme geldi.
Tahran’ın Bakan Gül’ü bir süredir ısrarla davetini dikkate alan Ankara, İran Dini Lideri Ali Hamaney’le randevu ihtimaline bağlı planlama yapıyor. Tahran ziyaretinin gündemde olduğunu doğrulayan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Hürriyet’in sorusu üzerine,"Eğer bir sonuca hizmet edecekse, tabii ki gideriz, ama henüz verilmiş bir kararımız yok" dedi.
Tahran gezisi kesinleşirse, Bakan Gül’ün Ankara-Almatı yolunda Tahran’a uğraması veya Kazakistan dönüşünde ziyareti olasılığı üzerinde duruluyor. Bakan Gül’ün bir süredir ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice başta olmak üzere bir dizi Batılı liderle Tahran yönetimi arasında telefon diplomasisi uyguladığı biliniyor. Bakan Gül’ün Lüksemburg’daki temasları sırasında İran gerginliği gündemde geniş yer tuttu.
Diplomatik kaynaklar, Bakan Abdullah Gül’ün AB’nin Lüksemburg zirvesinde patlak veren ancak pazartesi öğleden sonra yatışan kriz sırasında toplantıya gitmeme kararı verdiğini aktardı. Aynı kaynaklar, "Ancak çok sayıda gazeteci alanda bekliyordu. Gidilmese iç siyaset meselesi haline gelecekti. Aslında sayın Bakan, gitmeyerek işi son dakikaya kadar ağırdan alarak krizi uzatan Avrupalı mevkidaşlarına bir ders vermeyi çok istedi" görüşünü savundu.
Lüksemburg’daki deklarasyon savaşı
DIŞİŞLERİ Bakanı Abdullah Gül, bilim ve araştırma faslı pozisyon kağıdında yer alan AB’nin 21 Eylül 2005 tarihli "Kıbrıs karşı deklarasyonu"na karşı, Ankara’nın 29 Temmuz 2005 tarihli deklarasyonuyla yanıt vererek zabıtlara geçirdi. Gül yaşanan krizin ardından gittiği Lüksemburg’da şimdiki dönem başkanı Avusturya’nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, bir sonraki dönem başkanı Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu yüksek komiseri Olli Rehn ile birlikte yediği resmi yemekte yaptığı konuşmada, "Türkiye’nin ek protokolü imzalarken Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanımadığına dair 29 Temmuz 2005 tarihli deklarasyonunu" okudu.
Tahran’ın Bakan Gül’ü bir süredir ısrarla davetini dikkate alan Ankara, İran Dini Lideri Ali Hamaney’le randevu ihtimaline bağlı planlama yapıyor. Tahran ziyaretinin gündemde olduğunu doğrulayan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Hürriyet’in sorusu üzerine,"Eğer bir sonuca hizmet edecekse, tabii ki gideriz, ama henüz verilmiş bir kararımız yok" dedi.
Tahran gezisi kesinleşirse, Bakan Gül’ün Ankara-Almatı yolunda Tahran’a uğraması veya Kazakistan dönüşünde ziyareti olasılığı üzerinde duruluyor. Bakan Gül’ün bir süredir ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice başta olmak üzere bir dizi Batılı liderle Tahran yönetimi arasında telefon diplomasisi uyguladığı biliniyor. Bakan Gül’ün Lüksemburg’daki temasları sırasında İran gerginliği gündemde geniş yer tuttu.
Diplomatik kaynaklar, Bakan Abdullah Gül’ün AB’nin Lüksemburg zirvesinde patlak veren ancak pazartesi öğleden sonra yatışan kriz sırasında toplantıya gitmeme kararı verdiğini aktardı. Aynı kaynaklar, "Ancak çok sayıda gazeteci alanda bekliyordu. Gidilmese iç siyaset meselesi haline gelecekti. Aslında sayın Bakan, gitmeyerek işi son dakikaya kadar ağırdan alarak krizi uzatan Avrupalı mevkidaşlarına bir ders vermeyi çok istedi" görüşünü savundu.
Lüksemburg’daki deklarasyon savaşı
DIŞİŞLERİ Bakanı Abdullah Gül, bilim ve araştırma faslı pozisyon kağıdında yer alan AB’nin 21 Eylül 2005 tarihli "Kıbrıs karşı deklarasyonu"na karşı, Ankara’nın 29 Temmuz 2005 tarihli deklarasyonuyla yanıt vererek zabıtlara geçirdi. Gül yaşanan krizin ardından gittiği Lüksemburg’da şimdiki dönem başkanı Avusturya’nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, bir sonraki dönem başkanı Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu yüksek komiseri Olli Rehn ile birlikte yediği resmi yemekte yaptığı konuşmada, "Türkiye’nin ek protokolü imzalarken Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanımadığına dair 29 Temmuz 2005 tarihli deklarasyonunu" okudu.