OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 14, 2002 00:00
Dirty Pretty Things çok iddialı bir
film. Ä°ngiltere'de kaçak mültecilerin oturma izni alma uÄŸruna organ ticaretine boyun eÄŸdiklerini tüm çıplaklığıyla ortaya seriyor. Bu film Mülteci Bürosu'ndan nasıl tepki aldı?-Mülteci Bürosu da hükümet de organ ticaretini kimlerin nasıl, nerede yaptığını biliyor. Ama bunları yakalamak iÅŸine gelmiyor. Çünkü ülkede organ nakli için yıllarca sırada bekleyenler var. Ãœstelik kaçak mültecilere göz yummasa o zaman bunları yakalayıp altı ay nezarette beslemesi gerekli. Bu da iÅŸlerine gelmiyor. Çünkü organlarını bir belge karşılığı bağışlayanlar, ah pardon sözde satanlar, bu kaçak mülteciler. Konu Londra'da geçiyor. Ama organ ticareti Milano'da, Amsterdam'da, Paris'te, Avrupa'nın her yerinde var. Ben bir gerçeÄŸe parmak bastım.Böyle bir film çekmek nereden aklınıza geldi?-Senaryoyu Steven Knight yazmış. Aslında senaryoyu posta kutumda buldum. Okudum ve çok ilgimi çekti. Tabii senaryonun yüzde kırkını deÄŸiÅŸtirdim.Filmin kahramanı Åženay adında bir Türk. Bu rol için önce bir Türk oyuncu bulmaya çalışmıştınız. Ne oldu?-Åženay rolü için birkaç Türk oyuncuyla görüştüm. Ama Anadolu'dan çıkmış, kara kaÅŸlı, kara gözlü, esmer tenli kaçak mülteci görünümlü bir Türk oyuncuya rastlamadım. Miss Cumbul'un (Meltem Cumbul) yetenekli olduÄŸunu biliyordum. Ama filmde ciddi ve iddialı erotik sahneler vardı. Türk oyuncular buna pek sıcak bakmadıkları gibi tam o sırada Oscar'a aday gösterilen Amelie filminin yıldızı Fransız Audrey Tatou Åženay rolünde oynamak istediÄŸini bildirdi. Ãœstelik karşıma çıktığında tam filmimdeki Türk kızı gibi hazırlanmıştı: Kara kaÅŸlar, kara gözler, esmer ten, çekingenlik. ÅžaÅŸtım kaldım. Bir de bana ‘‘Aslında babaannem Türk'tür’’ deyince rolü kaptı. Sonradan bu iddiasının doÄŸru olmadığını öğrendim.Kısacası Meltem Cumbul ve diÄŸer Türk aday oyuncular Audrey Tatou'nun yalanının kurbanı mı oldu?-Öyle diyebiliriz! Ama Audrey tam bir Türk kızını canlandırdı.Filmde kirli iÅŸler dışında bir aÅŸk ve aksiyon da var. Yani hoÅŸ ÅŸeyler. Tam filmin adı gibi. Ama filmin önemli bir ana mesajı var. Bunun için ne diyeceksiniz?-Ben bir gerçeÄŸi yansıttım. Bu film zengin bir toplumun, kaçak mültecileri nasıl sömürdüğünü ortaya seriyor. Åženay kafasına ABD'ye gitmeyi koymuÅŸ bir kaçak mülteci. Patronu tarafından sekse zorlanıyor. Aksi takdirde polise teslim edilecek. Ama Åženay çok genç, bir bakire. Biraz nakit para, pasaport ve bir uçak bileti için böbreÄŸini satmaya razı. Kaçak organ ticareti için ameliyatlar filmdeki gibi otellerde mi yapılıyor Londra'da?-Tabii özel klinikler var. Ama Batı Londra'da pek çok otel odasını sterilize bile etmeden seyyar ameliyathane haline getiriyorlar. Acemi doktorlar kasap gibi insanları kesip organlarına el koyuyorlar. En çok da böbrek aranıyor. ÇoÄŸu mülteci ya kan kaybından ölüyor, ya da mikrop kapıyor, hastaneye gidemeyince hayatını kaybediyor.Dirty Pretty Things Venedik Film Festivali'nde yarışma bölümünde gösterime girdi. Ama ödül kazanamadı. Bunu nasıl karşıladınız?-Umurumda bile deÄŸil. Ben gereken mesajı verdim. 10 bin sterlin, bir pasaport ve bir uçak bileti karşılığında alınan böbrek sonradan 200 bin sterline satılıyor. Satan memnun, alan memnun. Ve bu ticaret dolu dizgin sürecek. Suç kimin? Ä°ngiltere'yi felakete sürükleyen Thatcher'in çıkarttığı abuk sabuk yasalarda. Â
button