Güncelleme Tarihi:
Kültür ve edebiyat dergisi Öküz'ün Ocak sayısında Attila İlhan'ın 'pia' şiirinin isminin (PIA) Pakistan International Airlines'dan esinlenerek konduğunun yazılması ünlü şairi kızdırdı. İlhan, şiirini ancak bir öküzün böyle yorumlayabileceğini söyledi.
Ünlü şair Attila İlhan'ın 'pia' şiirinin isminin nerden geldiğini biliyor muydunuz? Belki bir çoğunuz şairin aşık olduğu bir kadın olarak düşündünüz onu. Aylık kültür sanat dergisi Öküz'ün Ocak 2001 sayısında Metin Üstündağ, 'İncelikler' adlı köşesinde bu ismin nereden alındığını açıkladı.
pia, Pakistan International Airlines'ın kısaltılmışıydı aslında. Yani Uluslararası Pakistan Havayolları demekti. Metin Üstündağ'ın sayfadaki yazısına Rewhat'ın çizgileri eşlik ediyordu ve bu espri amaçlı olarak kurgulanmış bir yazıydı.
Ünlü şair bu yoruma çok alındı. Şirinin bu şekilde ancak bir 'öküz' tarafından yorumlanabileceğini söyledi.
PAKİSTAN HAVAYOLLARI'YMIŞ
İşte Metin Üstündağ'ın 'pia' şiirinin ismiyle ilgili yazdığı ve Attila İlhan'ı kızdıran yazı:
‘‘Şair Attila İlhan bu şiire Mecidiyeköy'deki evinde başlamış, otobüste devam etmiş ve Taksim'e geldiğinde bitirmiş. Yayınlandığında müthiş bir üne kavuşmuş bu şiir. Sandallara, dolmuşlara, kamyonlara yazılmış, radyoda reklam programlarına girmiş. Bir dönem 'başı bereli, yağmurluklu genç kız' tipini moda eden de bu şiir olmuş. Herkes merak etmiş sonra bu Pia isimli kız kim? Pia ismi çevresinde türlü söylentiler, rivayetler çıkmış... Peki ama aslında kimmiş bu Pia?
Şair Attila İlhan şiirine Pia ismini otobüsle Mecidiyeköy'den Taksim'e gelirken Elmadağ'da Divan Pastanesi'nin yanındaki gördüğü bir tabeladan almış. Pia'nın açılımı: Pakistan İnternational Airlines... Yani Uluslararası Pakistan Havayolları. Düşünsenize ismi bir dönem sandallara, dolmuşlara, kamyonlara yazılan, radyo reklamlarına çıkan, herkesin platonik aşkı, gizemli dilber Pia, meğer Pakistan Havayolları'ymış...’
pia
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderim
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda
seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm