OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 26, 2005 00:00
Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde 1995 yılında kurulan ‘Atlı Polis Grup Amirliği’, bugünlerde atları toplumsal gösterilerde kullanmak için gereken özel alaşımlı zırhların alım ihalesiyle meşgul. Ama onları asıl heyecanlandıran, yeni doğan taylar ve özürlü çocuklara midillilerle terapi programına başlayacak olmaları.Atlı polislerle konuştukça anlıyorsunuz ki, orada bildik polis camiasından hayli farklı özel bir dünya kurmuşlar. Amirlerinin insan sevgisine dair sözleri de bu dünyanın dışavurumu...Ahmet Korkmaz, 10 yılı aşkın bir süredir atlarla haşır neşir olan bir polis. Atlı Polis Grup Amirliği’nde emniyet amiri olarak görev yapıyor ve atların yaşama bakışını değiştirdiğini açık yüreklilikle dile getiriyor:‘Atlarla ilgilenmeye başladıktan sonra çok daha sakin, çok daha serinkanlı bir insan oldum. Komiser yardımcısı, komiser olduğum dönemlerdeki davranışlarımı şimdikiyle karşılaştırdığımda kendimi çok farklı yerde görüyorum. Hatta ben fahri
trafik müfettişiyim. Ama yüreğim elverip de hálá bir tek kişiye ceza yazamadım. Atlar bu kadar değiştirdi beni. Hayata daha ılımlı, daha farklı bir pencereden bakmayı öğrendim.’Bu yaklaşım sadece Korkmaz’a özgü de değil. Onun amiri durumundaki Rüstem Temel de aynı görüşte: ‘Atlar değişik hayvanlar. Atları tanıdıkça insanları daha çok sevdim. Atları tanıdıkça bazı şeyleri daha iyi anlıyorsunuz. Atlar sevgiye, insan sevgisine çok önem veriyorlar.’Atlı Polis Grup Amirliği’nden Sorumlu Çevik Kuvvet Şube Müdür Yardımcısı olan Rüstem Temel, Ankara’da Atlı Polis Grup Amirliği’nde görev yapan polislerin atlarını ‘çocukları’ olarak gördüklerini, onlarla ‘özel bir ilişki’ kurduklarını anlattı. Temel, A.Gaffar Okkan Atlı Polis Eğitim Merkezi’nde kısa süre önce yaşanan bir olayı örnek verdi:‘Geçen gün eğitim sırasında bir kaza yaşandı. İlker adlı atımızı kaybettik. Bütün arkadaşlarımız gözyaşı döktü. Birkaç arkadaşımızın rüyasına girmiş. Burada günlerce matem havası vardı. Ben de o günlerde buraya gelmedim.’Emniyet Amiri Ahmet Korkmaz, sözü amirinin bıraktığı noktadan alıp devam etti. ‘Gerçekten personelimiz atıyla bütünleşiyor. At da binicisiyle. Bazen ailevi şartlarından dolayı ayrılanlar oluyor, o buradan kopamıyor. At da yeni binicisine uyum sağlamakta zorluk çekiyor’ diye konuştu. RÜŞTÜMÜZÜ İŞTE BÖYLE İSPATLADIKKorkmaz, atlı birlikteki polislerin ‘çok daha sakin, çok daha ılımlı’ insanlar olduklarını, insanlara sevgiyle, sabırla yaklaştıklarını söylerken kendinden ve arkadaşlarından emindi. ‘Zaten atlı birliğin kuruluş amaçlarından biri polisin sıcak yüzünü, insani yüzünü yansıtmak’ diyen Korkmaz, ‘Atlı Polis’in farkını kış aylarında yaşanan bir olayı aktararak somutladı:‘Geçenlerde bazı arkadaşlarımız çevik kuvvet personeli ile birlikte bir göreve gitmişti. Bir vatandaş kış şartları nedeniyle yolda kalmış. Ona yardım etmişler, arabasını itmişler, çalıştırmışlar. Vatandaş da arkadaşlarımızdan dolayı teşekkür mektubu yazmış. İşte böyle biz halkın içindeyiz, insancıl insanlarız. Kendimize göre bir dünya kurduk burada.’Halkın da atlara sevgiyle yaklaştığını sözlerine ekledi Korkmaz. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de göstericilerin ata zarar verecek bir harekette bulunmaktan kaçındıklarını vurguladı. ‘Bugüne kadar bir arkadaşımız taşla yaralandı. Ama atlarımıza taş atan olmadı. Atın üzerindeki insanı bir robot gibi görüyorlar ama atın bir canlı olduğunu unutmuyorlar’ dedi. Korkmaz, 3-4 yıl önce ‘atlı polisin rüştünü ispatladığı’ olayı da gülümseyen bir yüzle anlattı:‘Bir
BeÅŸiktaÅŸ maçında stat tamamen doluydu. BeÅŸiktaÅŸ fanatiÄŸi saldırgan bir grup da stat çevresindeydi. Çevik kuvvete karşı sert tepki gösteriyorlardı. Bunlara müdahale etmemiz istendi. Biz atlarla müdahale edince bize karşı iyi davrandılar. Onları sakin bir ÅŸekilde stat dışına çıkardık. 700 kiloluk at, üzerine doÄŸru gelince insanlar ister istemez geriye çekiliyor. O müdahale tarzımızı gördükten sonra ‘Buraya da atla müdahale edelim, ÅŸuraya da atlı polisi götürelim’ denmeye baÅŸlandı. O gün atlı birlik rüştünü ispatladı. Büyüklü küçüklü birçok olaya müdahale ettik.’Yine de atlı birlik, kurulduÄŸu 1995’ten beri stadyumlarda, araçların giremediÄŸi park ve mesire alanlarında, ÅŸenlik, konser gibi toplu etkinliklerde, milli bayramlar, sportif etkinlikler ile aşırı ÅŸiddet olaylarının beklenmediÄŸi gösteri ve yürüyüşlerde görev aldı. Oysa 33 at, hemen her gün gaz, sis ve ses bombalarına, trafik gürültüsüne, ateÅŸe, insan çığlıklarına karşı eÄŸitiliyor; toplumsal gösterilerde görev almaya hazır halde tutuluyor. CESUR YÃœREK’TEKÄ° ATLAR GÄ°BÄ° OLACAKLARÅžu ana kadar olaylı mitinglerde, gösterilerde görev almamalarının nedenini Korkmaz, ‘Ankara polisinin toplumsal gösterilerdeki baÅŸarılı tutumu’na baÄŸladı. ‘Müdahale son çare olarak görülüyor’ diyen Korkmaz, ‘Göstericilerle mutlaka bir köprü kuruluyor. Anlık geliÅŸen ekstrem olayların dışında müdahale ÅŸartları oluÅŸmuyor. O nedenle de atlı polise ihtiyaç hasıl olmadı.’Çevik Kuvvet Åžube Müdür Yardımcısı Rüstem Temel de atların toplumsal olaylarda daha etkin kullanılabilmesi için hazırlıklar yapıldığını söyledi. Temel, atların en hassas organları olan burunlarını koruyacak malzemeler ile polisler için özel kask ve zırhların bir süre önce alındığını belirtirken, ‘Ama yeni ihaleye çıktık. Atların gövdelerinin de daha iyi korunabilmesi için yeni, daha dayanıklı malzemelerimiz gelecek. O zaman atlı birlik, gerektiÄŸinde toplumsal olaylarda daha etkin biçimde kullanılabilecek’ diye konuÅŸtu.Atların gövdelerinin iki yanına özel alaşımlarla kaplı kalkanlar konacak. Böylece atlar, ‘Cesur Yürek’ filmindeki atlara benzer görünüme kavuÅŸacak...Atlı polis ilk kez Ä°ngiltere’de kullanıldıAtlı polisler ilk kez, Ä°ngiltere’de 1763 yılında göreve baÅŸladılar. Atlı polisler, ‘Bow Street Horse Patrole’ adıyla anılıyorlardı. 10 atlı polis Londra’nın anayollarında devriye gezerek soygunları önlemeye, hırsızları yakalamaya çalışırdı. Ayrıca sürücülerin atlarını ve arabalarını tehlikeli biçiminde kullanmalarını önlemek de atlı polislerin görev alanındaydı.Atlı polislerin sayısı giderek arttı ve diÄŸer Avrupa ülkelerine de yayıldı. Atlı polisler toplumsal olaylarda, gösterilerde de yaygın biçimde kullanıldı. Atlı polis tümenleri oluÅŸturuldu. Ancak sonraki yıllarda motorlu araçların geliÅŸmesiyle birlikte atlı polisler giderek azaldı. Yine de Ä°ngiltere baÅŸta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde her polis birliÄŸinde küçük de olsa atlı birlik bulundurulmaya devam edildi. Atlı polislerin kalabalığı dağıtmakta motorlu ya da yaya polislerden daha etkili olduÄŸu fikri kabul görüyor.Polisten çok biniciyizAtlı polis birliÄŸinde görev yapan dört kadın polisten biri olan Gülsüm Kaya Işık, ata binmeyi ilk kez burada öğrenmiÅŸ, daha önceden binicilik deneyimi yokmuÅŸ. Işık, atlı birlikte çalışmak için hayvanları sevmenin ÅŸart olduÄŸunu vurgulayarak, yaptığı iÅŸi ‘binicilik’ olarak tanımlıyor: ‘Biz burada polislikten çok binicilik yapıyoruz. Ata binmek, hayvanlarla içiçe olmak çok güzel.’ATLAR ROMANYA’DAN ALINDIAhmet Korkmaz, atlı polisin Türkiye’de 1950’lerde kullanılmaya baÅŸlandığını, 1970’lerde atlı polislerden vazgeçildiÄŸini söyledi. Bunda, silahlı eylemlerin baÅŸlamasının yanısıra, motorlu araçların yaygınlaÅŸmasının da etkisi olmuÅŸ Korkmaz, Mehmet AÄŸar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde 1995’te verdiÄŸi talimatla baÅŸlayan ‘atlı polis’in yeniden kurulması çalışmalarını şöyle anlattı:‘Asker-sivil karma bir heyetle Romanya’ya gidildi. Orada bazı Avrupa ülkelerinde olduÄŸu gibi polis atları özel yetiÅŸtiriliyor. Sütçü beygirleri gibi küçük deÄŸiller, fiziki görünümleri daha heybetli, daha güçlü, serinkanlı atlar. KoÅŸumlarıyla beraber 10’ar bin dolardan 30 at için 300 bin dolar ödendi. Önce süvari birliÄŸinde ata binmeyi öğrendik, onlar yardımcı oldu. Ama ÅŸimdi artık ihtiyacımız kalmadı. Yeni gelen polisler de ata binmeyi burada öğreniyor.’Rüstem Temel de atlı polis birliÄŸinin Ankara Emniyet Müdürlüğü dışında sadece Ä°zmir’de bulunduÄŸunu, Ä°zmit’te de bir ara kurulduÄŸunu ama devam ettirilemediÄŸini söyledi.Atlı Polis Grup AmirliÄŸi’ne, temmuz ortalarında, devam ettikleri kursu bitirecek 15 polis daha katılacak. Temel, yeni alınacak polislerin çok uzun ve çok kilolu olmamasına özellikle dikkat ettiklerini vurguladı. A. Gaffar Okkan Atlı Polis EÄŸitim Merkezi’nde nalbant, bakıcı, yemci gibi 18 eleman çalışıyor.ÜÇ GECE TAYIN YANINDA YATTIKAtların ortalama ömrü 10-15 yıl ile sınırlı. Atlı Polis EÄŸitim Merkezi’ndeki atlar da 1995 yılında alındıkları için yaÅŸ sınırına gelip dayanmışlar. Atlı Polis yöneticileri de bir karar verme noktasına gelmiÅŸ; ya binlerce dolar harcayıp yeni atlar alacaklar, ya da kendileri üretime geçeceklermiÅŸ!Karar, üretimden yana olmuÅŸ. Atlı polis grup emniyet amir yardımcısı ve veteriner Hekim Yener Boras ile veteriner saÄŸlık teknikeri Sadık Keskin kolları sıvayıp, bu iÅŸe giriÅŸmiÅŸler. Åžu anda altı kısraklarının olduÄŸunu, beÅŸ altı yıl içerisinde bütün birliÄŸi gençleÅŸtirmeyi baÅŸaracaklarını anlatıyorlar gururla.Elbette çok kolay olmamış bu noktaya gelmek. Sadık Keskin’in anlattığı ve bir ay kadar önce yaÅŸadıkları bir doÄŸum olayı verdikleri emeÄŸin canlı kanıtı:‘Mazi adlı kısrağımız aygırı kabul etmedi. Biz de baÅŸka hayvana aşırttık; spermi aldık, suni tohumlama ile Mazi’ye aktararak gebe bıraktık. Normal doÄŸum süresi olan 11 ay da geçti. Yavru bir doÄŸdu ki geliÅŸmemiÅŸ, prematüre gibi. Halbuki hayvan iyi beslendi, her ÅŸey normaldi. Yavru üç gün ayaÄŸa kalkamadı, biz onu üç gün üç gece serumla besledik. Yanında yatıp kalktık ikimiz de. Üç gün sonunda ayaÄŸa kalktı da biz de evimize gidebildik. O taya Nazlı adını verdik.’Â
button