Atina’ya güzel başkan

Güncelleme Tarihi:

Atina’ya güzel başkan
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2002 23:29

Hayatında iki büyük deprem yaşadı. İlkinde 13 yaşındaydı. Albaylar darbe yapmıştı. Askerler babasını alıp götürdüler. İkinci şoku yaşadığında 35 yaşındaydı. Babası başbakandı. 17 Kasım terör örgütü, kocası Pavlos Bakoyannis'i sokak ortasında vurdu. Önünde iki yol vardı.

Ya acısıyla kenara çekilecekti, ya da savaşacaktı. İkincisini seçti. Parlamentoya girdi, lider oldu. Dora, Pavlos'un ölümünden dokuz yıl sonra mutluluğu yeniden yakaladı. İstanbul'da aşık oldu ve İsidoros Kuvelas'la evlendi. Yeni eşinin en ilginç özelliği 1.96 boyunda olması. Kendisi de 1.84 boyunda olan Dora, ‘‘artık boyu boyuma uygun bir erkekle dans edebiliyorum’’ diyor, kahkahayı patlatıyor. Kamuoyu yoklamalarına göre, 48 yaşındaki Dora'nın 13 Ekim'deki yerel seçimlerde 2500 yıllık Atina'nın ilk kadın belediye başkanı olması neredeyse kesin gibi.

21 Nisan 1967.

Sabaha karşı 03.00.


Atina'nın Glyfada sahilinde bir villayı askeri cipler sardı. Makinalı tüfekli askerler ciplerden fırlayıp villanın kapısını yumruklamaya başladılar. Villanın üst katında cılız bir ışık yandı. Sonra bütün bina ışıklandı.

Kapının aralanmasıyla askerler villaya daldılar. Kapıda duran uzun boylu adamı alıp yeniden ciplere bindiler ve karanlıkta kayboldular.

Askerlerin sürükleyerek götürdükleri bu uzun boylu adam, Yunan siyaset dünyasının ünlülerinden Konstantin Miçotakis'di.

Miçotakis'in genç eşi Marika, çocuklarına sarılarak ciplerin karanlıkta gözden kayboluşunu izledi. Hemen yanıbaşında, elini sıkı sıkı tutan 13 yaşındaki genç kız, kocaman siyah gözlerini açmış bir film izliyor gibiydi. Dora adındaki bu kız, belki de o gün, babasından ilk önemli siyaset dersini alıyor, politikanın bir 100 metre yarışı değil bir maraton koşusu olduğunu öğrenmeye başlıyordu.

HAYATINDAKİ İLK DEPREM

Yunanistan'da Papadopulos liderliğindeki bir grup albay darbe yaptığı gün, Dora'nın da hayatındaki ilk deprem oldu.

Babası Miçotakis, çalkantılar içindeki Yunan siyaset dünyasının liderlerindendi. İkinci Dünya Savaşı'nda Alman işgaline karşı direnişin içinde yer almış, hatta Naziler tarafından iki kez yakalanıp idama mahkum edilmiş ama son anda kurşuna dizilmekten kurtulmuştu.

Dora'nın siyasetteki en büyük hocası olan Miçotakis, 1946'da 28 yaşında Liberal Parti'den Yunan parlamentosuna girdiği zaman, ülkede krallık vardı. Askeri darbeye kadar geçen 23 yılda süratle zirveye tırmanmıştı Miçotakis. Darbeden iki yıl önce, Yorgos Papandreu'nun dedesi sosyalist Yorgos Papandreu'nun başkanlığında kurulan kabinede maliye bakanlığı bile yaptı. Ama Yorgos Papandreu'yla yolları bir süre sonra ayrıldı.

Askeri cunta liderleri villasını bastıktan bir süre sonra Miçotakis'i serbest bıraktılar, o da Paris'e kaçtı. Bunun üzerine cunta Miçotakis'e baskı yapmak için karısı Marika'ya aylarca nefes aldırmadı. Polisler Miçotakis villasına yerleştiler. Dora onları sinir etmek için kendi çapında bir protesto yöntemi bulmuş, sürekli o dönemin ünlü parçası ‘‘My my Dilaila’’yı çalışıyordu. Ama ünlü politikacı Paris'te öyle bir kampanya başlattı ki sonunda askerler, ailesinin ülkeden ayrılmasına izin verdi.

JOAN BAEZ HAYRANI

Dora, artık Paris'te okuyordu. Paris'teki Yunanlı öğrenciler arasında sol rüzgar esiyordu ve bütün aile siyasi yelpazenin sağında yer almasına rağmen Dora da bu rüzgara kapıldı. Bu yüzden annesi ve babasıyla sert tartışmalara da girdi. Hatta o dönemde gitar çalışıyor ve devrimcilerin simgesi olan Joan Baez'ın parçalarını söylüyordu. Paris'te sokak gösterilerine katıldı, Fransız polisiyle çatışmaya bile girdi. Dora o günleri hatırlarken, Fransız polisinin çok sert olduğunu, kızları saçlarından yakalayıp sürüklediğini söylüyor.

Dora bir süre sol rüzgarla esti savurdu ama daha sonra görüşleri yavaş yavaş değişmeye o da ailesi gibi sağa kaymaya başladı.

İlk büyük aşkını Paris'te yaşadı. Pavlos Bakoyannis de sürgünde yaşayan bir gazeteciydi. Dora, aralarındaki 19 yaş farka rağmen Pavlos'a aşık oldu. Bir süre sonra Pavlos, Almanya'nın Sesi radyosunun Yunanca bölümü şefi olunca, Münih'e birlikte gittiler.

1973'te Albaylar cuntası af çıkarttı, Miçotakis ailesini alıp Yunanistan'a döndü. Döner dönmez de tutuklandı ama artık askeri rejim, sonun başlangıcını yaşıyordu ve cunta lideri Albay Yuannidis'in Kıbrıs'ı ilhak etmek için Makarios'u devirmesiyle taşlar süratle yuvarlanmaya başladı. Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi Yunanistan'da da askeri rejimin sonu oldu. Böylece yıllardır sürgünde yaşayanlara da dönüş yolu açıldı.

MUHTEŞEM DÜĞÜN

Dora ve Pavlos da cuntanın devrilmesinden sonra Yunanistan'a döndüler ve Atina'da St. Denis Katedrali'nde görkemli bir törenle evlendiler. Dora evlendikten sonra üniversiteyi bitirmeye karar verdi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi. 1976'da ilk çocukları Aleksandra (Aleksiya) dünyaya geldi. İki yıl sonra Aleksiya'yı Konstantin izledi. O sırada Pavlos gazetecilik yapıyor, Dora ise babasına yardım ediyordu.

1984'te Miçotakis Yeni Demokrasi Partisi'nin başına geçtiği zaman, özel sekreteri olarak Dora'yı yanına aldı. 1989'da Miçotakis seçimleri kazanıp başbakan olduğu zaman hem iç hem de dış politikada büyük bir değişim başlattı. Yıllarca Batı'yla kavga eden Papandreu'nun tersine Batı'yla uzlaşma adımları atmaya başladı. Aldığı en önemli kararlardan biri Papandreu'nun Türkiye'yle koparttığı diyalogu yeniden başlatmak oldu.

DORA'NIN İKİNCİ DEPREMİ

İşte böyle bir atmosferde hem Yunan siyaset dünyasını hem de Dora'nın hayatını derinden sarsan bir deprem yaşandı. 23 Nisan 1989 sabahı 08.00'de, 17 Kasım terör örgütü Miçotakis'in damadı Bakoyannis'i kurşun yağmuruna tuttu. Pavlos Bakoyannis, Yeni Demokrasi Partisi'nin sözcüsüydü aynı zamanda. Atina'nın lüks semti Kolonaki'deki bürosuna girerken sokak ortasında kurşun yağmuruna tutuldu. 17 Kasım'ın ilk Yunanlı siyasi hedefiydi.

Pavlos'un ölümünden sonra Dora ya acısıyla yaşayacaktı ya da mücadele edecekti. İkinci alternatifi seçmesinde en büyük etken, cenaze günü toplanan Atinalıların ‘‘Dora bizi bırakma’’ diye bağırması oldu. Genç kadın, 35 yaşında kocasının milletvekili olduğu Pindus Dağları'ndaki Evritania şehrinden parlamentoya girdi. Hem de o zamana kadar tek bir kadını bile milletvekili seçmeyen bölgeden. 50 yıldır Yunan siyasetine damgasını vuran bir aileden gelmesine rağmen, yine de kadın politikacı olmak kolay değildi. Bir zengin aile kızıydı ve bu fakir bölgeye çok yabancıydı ama halkın arasında girdi ve onlarla dost oldu.

PARTİSİNDE ÇOK ETKİLİ

İlk bakan yardımcılığı görevini 1990'da Miçotakis hükümetinde yaptı. 1992'de, 38 yaşında Kültür Bakanı oldu. 1993'te Pasok lideri yaşlı Andreas Papandreu, Liani skandalıyla yıprandığı halde yeniden iktidarı yakaladığı zaman Miçotakis'in Yeni Demokrasi Partisi de yeniden ana muhalefete geçti. Dora'nın yıldızı muhalefetteyken daha da parladı, hatta adı parti liderliği için bile birinci sıraya oturdu.

Ama sonunda hanedanların çatıştığı yunan siyasetinin zirvesinde Karamanlis adı ağır bastı. Yunanistan'ın demokrasiye dönüşünde büyük rol oynayan sağın güçlü lideri Konstantin Karamanlis'in yeğeni Kostas Karamanlis sahneye çıktı ve sağın güçlü partisini alıp götürdü.

Siyasetin erkek egemenliğinde olduğu Yunanistan'da Dora en azından şimdilik parti içi liderlik yarışında frene bastı. Yine de zirvedeki yerini kaybetmedi.

İSTANBUL'DA YENİDEN AŞK

Dora'nın siyasetle haşır neşirken hayatını değiştiren farklı bir fırtınaya kapıldı. 1998 yılıydı. Dora bir toplantı için İstanbul'a gitti. Aynı toplantıya katılan Yunanlı bir işadamı daha vardı. Birlikte Boğaz’da balık yediler. Ne olduysa boğazın büyülü atmosferinde oldu ve Dora, Pavlos'un ölümünden dokuz yıl sonra yeniden aşık oldu.

Sohbetimiz sırasında o güzel akşamı gülerek hatırlıyor: ‘‘İstanbul'u çok seviyorum. Arada bir İsidoros'la kaçamak bile yapıyoruz.’’

İsidoros Kuvelas bir iş adamı. Dora'yı destekliyor ama siyasetin dışında kalmayı tercih ediyor. 1.96 boyunda. 1.84 boyundaki Dora ‘‘Nihayet boyu boyuma uygun bir erkekle dans edebiliyorum. Topuklu ayakkabı bile giyebiliyorum’’ deyip gülüyor.

İLK KOCASINI 17 KASIM ÖLDÜRDÜ

Dora, Paris'te tanıştığı gazeteci Pavlos Bakoyannis'le Atina'da muhteşem bir düğünle evlenmişti. Mutluluk, Pavlos'un 17 Kasım örgütü tarafından öldürüldüğü güne kadar sürdü. Dora'yla Akropol'un karşısındaki bürosunda buluştuğumuzda ilk dikkatimi çeken Pavlos Bakoyannis'in gümüş çerçeve içindeki siyah beyaz fotoğrafı oldu. Dora, o acılı günü kimbilir kaç kez yaşamıştı, ama bir kere daha anlatmasını istedim. Gözleri daldı ve birkaç saniye öyle kaldı. Sonra anlattı: ‘‘Bütün telefonlar birden çalmaya başladı. Aynı anda kapı da çalıyordu. Koşup açtım. Gelen bir arkadaşımdı. Pavlos'u vurdular, dedi. Hemen hastaneye koştum. Ama çoktan ölmüştü.’’

İKİNCİ KOCASI POLİTİKAYA KARIŞMIYOR

Dora, ikinci eşi işadamı İsidoros Kuvelas'a İstanbul'da aşık oldu. 1998'de evlendiler. Onun soyadını almadı, eski eşinin soyadıyla politikaya devam etti. Kuvelas da politikadan uzak duruyor. Dora gülerek, ‘Nihayet boyu boyuma uygun bir erkekle dans edebiliyorum’ diyor.

VENİZELOS BÜYÜK AMCASI MİÇOTAKİS BABASI

Dora, sadece eski başbakan Konstantin Miçotakis'in kızı değildi. Yunanistan'ın 20'nci yüzyıl başındaki en büyük politikacısı Venizelos büyük amcasıydı. Üç kız, bir erkek kardeşin en büyüğüydü. Babası onu kampanyalarında yanına alıyor, Girit köylerinde birlikte geziyorlardı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!