Güncelleme Tarihi:
Şemdin Sakık DGM Savcılığı'na verdiği ifadede, Yunanistan'ın PKK'ya 9 Stinger füzesi verdiğini, bunlardan 2'sinin halen Zap Kampı'nda bulunduğunu söyledi. Sakık, Rusya'nın da örgüte yardım ettiğini, ayrıca Tahran, Maku ve Urumiye'de PKK büroları bulunduğunu anlattı.
Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı timin, Kuzey Irak'ta gerçekleştirdiği ‘Yarasa Operasyonu’ ile yakalayıp Türkiye'ye getirdiği PKK'nın iki numaralı adamı Şemdin Sakık, ifadelerinde örgütün yabancı ülkelerle ilişkisine geniş yer verdi. PKK'nın İran istihbarat birimleriyle iç içe olduğunu belirten Sakık, Yunanistan'ın örgüte 9 Stinger füzesi verdiğini bunlardan 2'sinin halen Zap Kampı'nda bulunduğunu söyledi.
Diyarbakır DGM Savcılığı'ndan sonra DGM hakimi Savaş Çelikel'e de 7 sayfalık ifade veren Şemdin Sakık, önce örgüte girşmesinin hikayesini anlattı. 1980'de PKK'ya katıldığını, 1982'de Mardin üzerinden Suriye'nin başkenti Şam'da Abdullah Öcalan'ın bulunduğu karargâha gittiğini belirten Sakık, 1983'te Mahsun Korkmaz grubunda Bestler'de faaliyetlerde bulunduğunu, 1986'da Cırav Dağı'nda çıkan çatışmada parmağından yaralanınca kendisine ‘Parmaksız Zeki’ kod adının verildiğini söyledi.
Sakık, 1988 başlarından 1989 yılı sonuna kadar Eruh bölgesinde grup liderliği yaptığını, ancak Apo'nun kendisini suçlayıp Şam'a çağrıldığını belirtti. 1992'de örgütün silahlı eylemlerinin yoğunlaştığını hatırlatan Sakık, 1993 yılı Kasım ayında Diyarbakır-Bingöl-Muş Bölge Sorumlusu iken Erzurum, 1995'te ise Şırnak Bölge Sorumlusu olduğunu anlattı. Bu arada örgüt tarafından tutuklanarak Zap Kampı'na götürüldüğünü belirten Sakık, şöyle konuştu:
‘‘Mağarada tutuklu kaldım. 1997 bahar ayında tutukluluk sürem sona erince Amanos Dağları'na gönderildim. Ancak Öcalan'ın beni yok etmek amacıyla gönderdiğini düşünerek Şam'a döndüm ve hapsedildim. 50 kişilik bir grupla Zap Kampı'na gönderilerek bir süre tutuklu kaldım. Serbest bırakılınca, 15 Mart 1998'de örgütten kaçarak KDP'ye sığındım ve kardeşim Arif'le tuttuğumuz bir evde bir ay birlikte kaldık. Duhok'tan Selahattin'e giderken operasyon sonucu yakalanıp, Türkiye'ye getirildim.’’
RUSYA DA YARDIM ETTİ
Sakık, itirafında Yunanistan'ın PKK'ya füze vermesini ise şöyle anlatttı:
‘‘Yunanistan 1997'de 9 stinger füzesini PKK'ya hibe etti. Füzeler, Suriye'ye getirildi. 1997'de Türk güvenlik güçlerinin Kuzey Irak'ta yaptıkları harekât sırasında bir adet Kobra helikopter ile bir Sikorsky helikopter, Yunanistan tarafından verilen Stinger füzeleriyle düşürüldü. Halen bu füzelerden bir veya iki tanesinin Zap kampında olduğunu tahmin ediyorum. Rusya PKK'ya yapmış olduğu faliyetlerinde destek olmaktadır. Sürgündeki Kürt Parlamentosu, Rus Parlamentosu içinde toplanmıştır. PKK örgütü ile İran istihbarat birimleri iç içedir. PKK'nın İran ile ilişkileri örgütün temsilcileriyle sağlanmaktadır. Örgütün en son temsilciliğini Mustafa Karasu yapmıştı. PKK'nın Tahran, Maku ve Urumiye'de büroları bulunuyor. Ayrıca PKK'nın örgütsel faliyetlerini yürüttüğü Tahran'da ve Urumiye'de birer okulu ve örgüt mensuplarının eğitimlerini yaptığı Türkiye- İran sınırında 3 kampı bulunuyor.’’
FIRAT ARABULUCU OLDU
Sakık, geçen yıl Temmuz ayında Abdülmelik Fırat ve Ali Gazi'nin Şam'da Abdullah Öcalan'ın yanına giderek, KDP ve PKK arasında uzlaşma sağlamaya çalıştıklarının doğru olduğunu söyledi. Özgür Gündem ve Ülkede Gündem gazetelerinin HADEP tarafından finanse edilip edilmediğini de bilmediğini anlattı.
Bazı isimleri yanlışlıkla söyledim
Sakık, gözaltındaki ifadesinde Salim Ensarioğlu, Abdülmelik Fırat, Fetullah Erbaş, Turgut Atalay, Sırrı Sakık, Leyla Zana, Yalçın Küçük, Mehmet Mengi, Mahir Sayın, Mihri Belli'nin örgütle ilişkisi olduğunu yanlışlıkla söylediğini anlattı.
Tatlıses'ten para alındığını görmedim
Şemdin Sakık, İbrahim Tatlıses ve Behçet Cantürk'den vergi adı altında para alındığını bizzat görmediğini, ancak duyduğunu söyledi. Sakık, İsveç Başbakanı Olof Palme'nin öldürülmesiyle ilgili ifadenin kendisine ait olmadığını, ısrar edilince imzaladığını ileri sürdü.
33 askerin öldürülmesi talimatını vermedim
Şemdin Sakık, DGM'deki ifadesinde 33 askerin öldürülmesi olayını üstlenmedi. Sakık, bu konuda şöyle konuştu:
‘‘24 Mayıs 1993 tarihinde Bingöl-Elazığ Karayolu'nun kesilerek 33 askerin öldürülmesi eylemine katılmadığım gibi, doğrudan doğruya bu eylemi gerçekleştirmeleri için örgüt gruplarına herhangi bir talimat vermedim. O tarihlerde PKK, Türk Devleti'ne karşı ateşkes ilan etmişti, ancak operasyonların devam etmesi nedeniyle Abdullah Öcalan büyük telsiz cihazı ile kırsalda bulunan bizlere ‘Misilleme hakkınızı kullanın' talimatı verdi. Ben de bu talimatı telsizle çevredeki örgüt gruplarına bildirdim. Bu eylem hakkında benim herhangi bir planlama veya özel bir talimatım olmamıştır.’’
KDP'den silah aldık
PKK, 1991 yılından itibaren Kuzey Irak'tan silah temin ediyor. Otorite boşluğu nedeniyle Irak'a ait silah ve mühimmat depoları KDP'nin eline geçti ve KDP bu silahlar ile malzemeleri para karşılığı PKK'ya aktardı ve 2 yıllık süre içerisinde bu silahlar kamyonlarla ihtiyaç duyulan bölgelere sevk edildi.