Güncelleme Tarihi:
Ünlü yönetmen Lütfi Akad 94 yaşında. Milliyet Sanat Dergisi’ne konuşan Akad, “Bizim zamanımızda sinemacı yoktu. Onun için sokaktan geçeni kolundan tutup sinemaya çekerdik. Atıf Yılmaz’ı, Memduh Ün’ü zorla sinemacı yaptık” diyor.
METİN Erksan, Halit Refiğ, Lütfi Akad. Onlar Türk sinemasının en önemli kuşağı aslında. Bugün uluslararası festivallerde Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu, Ferzan Özpetek, Fatih Akın gibi isimler ayakta alkışlanıyor. Hiç kuşkusuz bunda, kimi zaman Yeşilçam sineması diye küçümsenen o atmosferin yarattığı sağlam birikimin büyük katkısı var. O birikimin en önemli isimlerinden Lütfi Akad, bugün 94 yaşında bir bilge. Çok az söyleşi veren Lütfi Akad, Milliyet Sanat Dergisi’nden Serdar Pehlivanoğlu ile konuşurken yine önemli şeyler söylemiş.
Zorla sinemacı yaptık
Lütfi Akad, kendilerinin sinema yaptığı dönemi anlatırken, sinemanın kolektif bir iş olduğunun altını bir kez daha çiziyor ve şunları söylüyor: “(Bizim zamanımızda) sinemacı yoktu. İnsana ihtiyaç vardı. Onun için sokaktan geçeni kolundan tutup sinemaya çekerdik. Atıf Yılmaz, Memduh Ün. Atıf Yılmaz’ı zorla sinemacı yaptık. Ama mesela Metin Erksan tamamen dışardan, sinemayı merak ettiği için, sinemanın etkili bir şey olduğunu bildiği için sinemaya geldi. Halit Refiğ de öyle, yani onlar talip olanlar. Böylece bir ortam oluştu.”
Mahalle sinema olmuş
Lütfi Akad, tıpkı Yeşilçam sineması gibi küçümsenen televizyon dizilerinin de önemli bir sosyal fonksiyon icra ettiği kanaatinde. “Şimdi herkes evinde televizyon seyrediyor” diyen Akad, şöyle devam ediyor: “Ama dikkat ettim. Bazı şeyler, bazı konuşmalar, bir forum gibi oluyor. Bakıyorsun, şehirde belli bir kesimde herkes o olayı konuşuyor. Yahut herkes o dizi filmin o haftaki konusunu. Yani pek o kadar, sanıldığı kadar bireye indirgenmiyor, gitmiyor (...) Bu yeni bir şey. Toplumda yeni bir yapıştırıcı. Bir arada olmadan bir düşünceyi hep birlikte paylaşabiliyorlar (...) Mahalle sinema salonu olmuş. Herkes seyretmiş.”
Muhteşem üçleme
Türk sinemasının ‘koca çınarı’ olarak bilinen Akad, sinemaya 1948, yılında Halide Edip’in ünlü romanı Vurun Kahpeye ile başladı. Kısa sürede kendine özgü bir üslûp ve tarz tutturdu. Bu üslûp, kendisinden sonra gelen pek çok sinemacıyı etkiledi. Gelin, Düğün, Diyet adlı ünlü üçlemesi, sinma tarihinde bir kilimotre taşı oldu. Bazı filmleri: Vurun Kahpeye, Kanun Namına, Yalnızlar Rıhtımı, Hudutların Kanunu, Kızılırmak Karakoyun, Gelin, Düğün, Diyet.
Kuban’ın ‘Osmanlı Mimarisi’ İngilizce’de
DÜNYACA ünlü mimarlık tarihçisi Doğan Kuban’ın 2007 yılında YEM Yayın tarafından yayımlanan Osmanlı Mimarisi adlı kitabının İngilizcesi, İngiliz yayıncı ACC Publishing Group tarafından Ottoman Architecture adıyla yayımlandı.
Osmanlı mimarlık mirasının belgelenmesi ve tanıtımı konusunda önemli bir adım olarak nitelendirilen çalışma, bugüne kadar bu alanda yapılmış en ayrıntılı ve geniş kapsamlı araştırma olarak kabul ediliyor. Kitap, sadece mimarlık ve mimarlık tarihiyle ilgilenenlere değil, tarih, kültür ve sanata ilgi duyan çok daha geniş bir kitleye hitap ediyor.
Kitapta; Erken Osmanlı Dönemi’nden Cumhuriyet’e dek Osmanlı mimarlık mirasının en önemli örnekleri özgün fotoğraflar ve Doğan Kuban’ın yorumları eşliğinde sunuluyor. Kuban’ın yarım yüzyıllık birikiminin ürünü olan kitap, Türk ve İslam mimarlık tarihinin genel bir değerlendirmesini, Osmanlı döneminde yaratılan kent çevresi ve mimarlığın dünya mimarlığı ile karşılaştırmalı bir panoramasını ve bu alanda yapılmış en son çalışma ve bulguların verilerini de içeriyor. Mimar Sinan öncesi ve sonrası Osmanlı mimarlığını referans almak üzere iki ana kategoriye ayrılan kitap 57 bölümden oluşuyor. Kitapta yaklaşık 200 yapıtın fotoğrafı ve 300 yapıtın özgün kaynaklardan yararlanılarak yeniden oluşturulmuş plan ve kesit çizimleri bulunuyor.
Akçatepe’ye saygı gecesi
BEŞİKTAŞ Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları, Yeşilçam’da yüzümüzü güldürenlerin başında gelen sanatçılardan Halit Akçatepe için gerçekleştirilecek gece ile sürüyor. Yaz aylarında “Park Buluşmaları” kapsamında açıkhavaya çıkan “Ustalara Saygı” toplantılarının bu akşamki konuğu “Hababam Sınıfı”nın unutulmaz “Güdük Necmi”si. Faruk Şüyün’ün hazırladığı etkinlik, Arnavutköy Satış Meydanı’nda saat 21.00’den itibaren takip edilebilir.
Tiyatrocu bir ailenin çocuğu olan, dolayısıyla kamerayla ve sahneyle çok erken tanışan Halit Akçatepe, bir ömrü tiyatro salonlarında ve setlerde geçirmiş bir usta. “Mavi Boncuk”, “Köyden İndim Şehire”, “Tatlı Dillim”, “Gülen Gözler”, “Şaban Oğlu Şaban”, “Süt Kardeşler”, “Canım Kardeşim” gibi neredeyse her akşam televizyonlarda birinden birine tesadüf ettiğimiz onlarca Yeşilçam klasiğinde rol alan Halit Akçatepe’nin en unutulmaz kompozisyonlarından biri hiç kuşkusuz “Hababam Sınıfı” serisinin kilit karakterlerinden “Güdük Necmi”.
“Hababam Sınıfı” serisinin yazarı Rıfat Ilgaz’ın oğlu yayıncı Aydın Ilgaz’ın, oyuncu dostları Ayşen Gruda, Erol Keskin ile Tuncay Özinel’in ve eczane sahibi arkadaşı Kazım Aykanat’ın ustayla ilgili anılarını, duygu-düşüncelerini paylaşacakları etkinlikte, “Geniş Aile”si de Halit Akçatepe’yi yalnız bırakmayacak.