Ateş ve su

İşte ben o kelimeyi terfi ettirdim

Teorikten ötede bir yerde pratiğin en çok izlenen saatine…

Evirip çevirdikten sonra kullanmaya karar verdim

İlk uygulamamı gözyaşları içinde hatırlıyorum şimdi
*
Karşısında olduğum her türlü düşünceye misafir oldum

Bir acı kahve tadında günah çıkardık birbirimize

Ateş belleyip karşısında durduğum ne varsa yakmadan önce ısıttığını öğrendim

Ve su bellediğim ne kadar düşünce varsa ıslattıktan sonra boğduğunu öğrendim

“tu kaka”lı etiketlerimizi paramparça ettik

Üzgünüz

Keşke dinleseymişiz birbirimizi yıllar önce

Önyargılarımız yüzünden birbirimizi “itilmişlik” duyguları ile doldurmuşuz,itmediğimiz halde…

Ve bu önyargılar yüzünden birçoğumuz “tu kaka” olmuşuz bir diğerinin yüreğinde

Neyse ki hala vakit var birbirimizi dinlemek için

Neyse ki hala “insan”olduğumuz için dahi olsa tahammülümüz ve saygımız var birbirimize

Ve kardeşliğimiz zihnimizde…
*
Bir an önce tertemiz duygularıyla bir köşede gelecek bir yardım ve kardeşlik elini bekleyen bu insanları, boynuna Kuran_ı Kerim asmış sahtekarane tavırların babalarına teslim etmemek içinde olsa dinlemeliyiz birbirimizi

Biraz daha tahammüllü olup,kalplerimizi açmalıyız birbirimize

Kardeşliğimizi bozmak isteyenlerin ekmeklerine beyaz bir tereyağı sürmek istemiyorsak,bizim bağrımızdan koparılmak istenenlerin yokluğundan üşümek istemiyorsak,o bağıra doluşup  bir gece sessizliğinde dinlemeliyiz birbirimizi

Nasıl bu hale geldik?
Kimler  bu hale getirdi bizi?
En çok ne için incindik birbirimize?
Nasıl tedavi ederiz incinmiş yerlerini yüreklerimizin?

İşte tüm bu soruların cevabını öğrenebilmek için bir tenhada,su sesi ve ateş ısısı ile
Yanmadan…
Boğulmadan…

Tertemiz ve sıcacık bir gülümseme ve hoşgörü ile…

Bu ülke için hiç değilse…

Ben bu köşeden başladım anlatmaya

O ise bir günlükte dillenmeye…

Bilirim duyar beni

Duyarım söyler şimdi…