Emel ARMUTÇU
Oluşturulma Tarihi: Mart 07, 2006 00:00
Aile meclisinin kararıyla kocası tarafından öldürülmek istenen ancak yaralı kurtulan E.A. dün hakim karşısına çıktı. Gözyaşları içinde ifade veren E.A., 'Boşanmak istediğim için bütün bunlar başıma geldi. Eşimden ve ailesinden şikayetçiyim' dedi.
KOCASININ kendisini "töre gereği" aile meclisi kararıyla öldürmek istediğini, beş kurşunla yaraladıktan sonra ölü sanarak bıraktığını belirterek İstanbul Valiliği'ne başvuran E.A. dün mahkemeye çıkarak ifade verdi. Böylece daha önceki yüzlerce örnekten farklı olarak, töre cinayetinden kurtulmuş bir kadın, Türkiye'de ilk kez mahkemeye çıkmış ve "kocamdan ve ailesinden şikayetçiyim" demiş oldu.
SIKI KORUMA
Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başına peruk ve eşarp, gözüne güneş gözlüğü takarak valiliğin özel koruması altında getirilen E.A. için, yine de bu o kadar kolay değildi. Sabah oldukça güçlü ve kararlı görünüyordu. Ancak adliye koridorunda eşinin akrabalarını görünce, duyguları değişti. Gözyaşları içinde duvara yapıştı ve danışmanlığını yapan İstanbul Valiliği İnsan Hakları Masası İl Başkanı avukat Vildan Yirmibeşoğlu'nun arkasına saklanarak titremeye başladı.
EŞİNİ ÇIKARDILAR
Salonda, cezaevinden jandarma eşliğinde getirilen tutuklu eşiyle karşılaşınca titremesi arttı. Hakimden o ifade verirken eşinin çıkarılmasını istedi. Mahkeme, eşini öldürmeye teşebbüsten yargılanan B. A.'yı, E.A. ifade verdiği süre içinde salondan çıkarttı.
TUTANAK TUTTURMUŞ
B. A. salondan çıkınca eşarbını ve gözlüğünü çıkararak ifade veren E.A., eşinin kendisini terkettiğini, sekiz ay ayrı yaşadıklarını, bir ara parasızlıktan parkta kaldığını anlattı. Daha sonra çocuklarını kaçıran eşinin "buluşalım, göstereceğim" diye çağırdığını, birkaç gün birlikte kaldıklarını ama çocukların gelmediğini de ekledi. Bu arada eşinin ailesinden gelen tehditler nedeniyle eşine güvenmediği için, onunla bir karakolda, tutanak tutturarak buluştuğunu da söyledi.
Zaman zaman gözyaşlarını tutamayarak ifade veren E.A.'nın anlattıklarına göre olay gecesi şunlar yaşandı: B. A. "seninle güzel vakit geçirmek istiyorum, türkü bara gidelim" dedi ona. Olur, dedi. Bu arada eşinin babası ve kardeşlerinin Diyarbakır'dan geldiğini öğrendiler, bu nedenle eve gitmediler. Parklarda, simit sarayında oturup vakit geçirdiler, konuştular. Bu konuşmalar sırasında B. A. ona "Sana bir şey olursa, adın hep yaşayacak" gibi şeyler söylüyordu.
ÖLECEK
21.30 civarında gittikleri ve B. A.'nın kendi kasetindeki şarkılardan biri olan "Ölüm sana yakışmıyor" şarkısını gözlerine bakarak söylediği Bakırköy'deki Deniz Türküevi'nden saat bir civarında çıktılar. Taksim'e otele gittiler, yer yoktu. Tekrar Bakırköy'e geldiler. Tam o sırada telefon çaldı, eşi Kürtçe konuşmaya başladı. Arayan babasıydı. Biraz anladığı Kürtçeyle, "ölecek, başka yolu yok" gibi sözler söylediğini işitti.
Sonrası, kafasına doğrultulan silahın üç denemede de patlaması, can havliyle kaçması ama eşinin onu yeniden yakalamasıydı. Bir de bıçak vardı eşinin üzerinde. Bir taksiye bindi, eşi de arkasından. Boğuşmaları eşi kazandı, taksiden indirdi onu zorla, alt geçide doğru sürükledi, tekrar kaçmaya çalışırken arkasından iki el ateş etti. Düştüğünde gelip, yüzünü döndürüp üç el daha. Öldü mü diye başında bekledi, bir tekme savurmayı da ihmal etmedi.
YARDIM İSTEDİ
Bir hafta hastanede kaldıktan sonra vücudunda bir kurşun ve 70 dikiş iziyle İstanbul Valiliği'ne sığınan E.A. eşinden şikayetçi olduğunu anlattı. Bir de çocuklarının "kendisini öldürmeye azmettiren kişinin, kayınpederinin yanında olduğunu" söyleyerek yardım istedi.
Peruk ve eşarp taktı
E.A., güvenlik nedeniyle dün yapılan mahkemeye gelirken, peruk, eşarp ve geniş güneş gözlüğü taktı.
Kadın desteği
E.A.'nın Bakırköy'deki duruşmasının çıkışında bazı kadınlar pankart açıp destek verdiler. Feministler imzalı pankartlarda "kadın katillerinden hesap sorulsun" denildi.