Güncelleme Tarihi:
Marmara Bölgesi’nin 2 bin 543 metre ile en yüksek dağı olan Uludağ’ı hemen herkes bilir. Fakat ona bu ismi veren Osman Şevki Bey’den pek az kişinin haberi vardır. Osman Şevki, çok yetenekli bir şahsiyet: asker, hekim, tıp tarihçisi, hattat, besteci, yazar ve milletvekili.
Bulgaristan göçmeni Mahmud Efendi’nin oğlu olarak 1889 Bursa’da doğar. 1913’te Askerî Tıbbiye’den 24 yaşında doktor yüzbaşı olarak çıkan Osman Şevki, 10 yıl boyunca cephe cephe gezer. Balkan Harbi, I. Dünya Savaşı derken Millî Mücadele saflarında görev yapar. 1930’da 41 yaşındayken malulen emekliye ayrılır. 1964’te İstanbul’da vefat ettiğinde arkasında Uludağ kadar büyük bir miras bırakır.
“Ne ulu dağ!”
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Keşiş olan dağ nasıl Uludağ olur? Bursa, 11 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtulmuş, Türklerin mukaddes beldesi yeniden ‘asıl sahipleri’nin eline geçmiştir. Dolayısıyla her şeyde bir ‘yerlileşme’ havası söz konusudur. Dinî-millî motiflerin birbirinden çok da ayrılmadığı zamanlardır. Şehre tepeden bakan bu muhteşem güzelliğe, ‘Hocadağı’ adı uygun görülür ilkin. Ancak bu isme Genelkurmay Başkanlığı’nın coğrafya komisyonunda yer alan Osman Şevki Bey karşı çıkar. Ve Türkiye’nin ilk müzik dergisini de çıkaran Hakkı Baha Bey (Pars) başkanlığında bir coğrafya komisyonu tertip edilir.
Osman Şevki, Eyüp Verem-Savaş Dispanseri’nde vazifeli olduğundan öğretmenlerden oluşan bu geziye İstanbul’dan katılır. Yoldayken ‘dağ çok iyi görünür’ ve içinden ‘ne ulu dağ!’ diye geçirir. Tamlama beyninde şimşek gibi çakar. Ve dönüş yolunda Genelkurmay Başkanlığı’na vereceği raporun sonuna, “Biz buna dağın bünyesine uygun bir isim verelim ve Uludağ diyelim” yazar. Dönemin Erkân-ı Harbiye-yi Umumîye Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, ‘Uludağ’ isminin muvafık olduğunu; hatta harita dairesine emir verdiklerini, artık yeni taslakların bu suretle tashih olunacağını beyan eder.
1934’te soyadı Uludağ oldu
Şehrin yazgısını etkileyenlerden biri olarak tarihe geçen Osman Şevki, 2 bin 543 metre yüksekliğindeki Keşiş Dağı’nın zirvesine çıkmayı da başarır. Bu, Cumhuriyet tarihindeki ilk tırmanıştır. Osman Şevki Bey, 1934’te kabul edilen soyadı kanunu çıkınca doğal olarak ‘Uludağ’ soy ismini alır. Şehrin tarihine bir katkı da Yıldırım Külliyesi’nin en özel köşelerinden şifahaneyi ön plana çıkarmasıdır. Bu yerin Osmanlıların Anadolu’da kurduğu ilk hastane olduğunu ispat eder. Genç Cumhuriyet’in birçok alanında yenilikler getirdiği şahsiyetlerden olan Osman Şevki Uludağ, dört başı mamur bir kültür adamıdır. Osman Zeki Üngör’ün İstiklâl Marşı bestesinin Carmen Silva valsından alıntı, Cemal Reşit Rey’in Onuncu Yıl Marşı’nınsa Jean Jacques Rousseau’nun Le Devin de Village operasının kopyası olduğunu iddia eder.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR