Güncelleme Tarihi:
Mustafa Kemal Atatürk'ün 15 yıl berberliğini yapan Mehmet Tanrıkutmete'nin kızı Zehra Tanrıkutmete 86 yaşında ve Özel Kanlıca Eskiköşk Huzurevi'nde kalıyor.
10 Kasım 1938. Mustafa Kemal Atatürk, son anlarını yaşıyor. Ölmeden önce birara kendine geliyor ve gözlerini açıp, soruyor: ‘‘Saat kaç?’’. ‘‘Saat 09.05 paşam’’ Ve Atatürk, aramızdan sonsuza kadar ayrılıyor. Atatürk'ün yanıbaşından ayrılmayan ve saati söyleyen, 15 yıl boyunca berberliğini yapan Mehmet Tanrıkutmete. Tanrıkutmete, Atatürk'le paylaştığı anılarını, yıllarca sır gibi saklıyor. Röportaj isteklerini hep ‘Hayır’ diye yanıtlıyor ve 1967'de, 61 yaşında yaşama veda ediyor.
Tanrıkutmete'nin Özel Kanlıca Eskiköşk Huzurevi'nde kalan 86 yaşındaki eşi Zehra Tanrıkutmete ise şimdi eşiyle birlikte, Atatürk'ün yanında yaşadığı anılarıyla avunuyor. Atatürk'ten kalan kahve fincanı, özel sigaralar, 10'uncu yıl anı plaketi ve Atatürk'ün ölümünden sonra Mehmet Tanrıkutmete'ye verilen Üstün Hizmet Beratı ise Tanrıkutmete'nin adını Atatürk'ün verdiği kızı Buyan Rona tarafından özenle saklanıyor.
Atatürk’ün hemşehrisi
Zehra Tanrıkutmete kendisinin ve eşinin Atatürk gibi Selanik doğumlu olduğunu söylüyor. Atatürk'ün hemşehrisi olduğunu söylemekten onur duyduğunu belirten Tanrıkutmete, şunları anlatıyor:
‘‘Atatürk çok alçakgönüllü bir insandı. Köşkte görev yapanlar arasında asla ayrım yapmazdı. Kızlarımın adlarını o koydu. Onlar, onun da evladıydı. Erkek güzeliydi. 10'uncu Yıl Marşı'nı Dolmabahçe Sarayı'nda hep beraber söylerdik. Atatürk, memleket meselelerini bizlerle de konuşurdu. Devamlı yanında olduğumuz için pek çok sırrını biliyorum ama bunlar ölene kadar bende kalacak.’’
Adını Atatürk'ün koyduğu, emekli öğretmen Buyan Rona ise Atatürk döneminden kalan eşyaları, ‘en büyük hazinesi’ olarak görüyor. Adının eski Çağatayca'da ‘selahiyetli’ anlamına geldiğini belirten 66 yaşındaki Buyan Rona, Atatürk'le ilgili hatırlayabildiği tek anıyı şöyle anlatıyor:
‘‘Atatürk'ün manevi kızı Ülkü'nün doğum gününe gitmiştik. Orada, mor bir ropdöşambr giyen Ata, bizi kucağına alarak sevmişti.’’
Buyan Rona, Atatürk'ün ölümünden sonra İsmet İnönü ve Celal Bayar'ın babasıyla çalışmak istediklerini, ancak babasının ‘‘Atatürk'ten sonra burada kalamam’’ diyerek, reddettiğini anlatıyor. Atatürk'ün ölümünden sonra babasının röportaj isteklerini geri çevirdiğini belirten Buyan Rona, ‘‘O sırlarıyla öldü’’ diyor.
Buyan Rona, Atatürk'ün son tıraşından sonra, babasının sakladığı Atatürk'ün saçı ve tırnaklarının Celal Bayar'ın istediği üzerine 1953 yılında Anıtkabir'e konulduğunu da anlatıyor.
Atatürk kız çocukları severdi
Buyan Rona, babasının ağzından duyduğu bir anıyı da şöyle aktarıyor:
‘‘Babam hep erkek çocuğu olmasını istermiş. Bir gün Atatürk'ü tıraş ederken, telefon çalmış. Telefonla görüşen Atatürk, babama dönerek, ‘Memo, bir kızın daha oldu’ deyince, babamın usturası elinden düşmüş. Atatürk de ‘Memo, boşuna üzülme, kız çocuklar daha yararlı olur’ demiş.’’
Buyan Rona, babasından kalan bir çok hatıra eşyanın da 17 Ağustos depreminde kızkardeşi Bilgen Nadar'ın yıkılan evinin enkazıyla yok olduğunu söylüyor.