Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2003 00:00
Bazı yobazlar, dükkánlara telefon ederek tehdit savuruyorlarTELEFONU açtığımızda heyecanlı bir ses önce Kadıköy'de bir pasaj içinde küçük bir dükkánda esnaflık yaptığını, 72 yaşında olduğunu, devletten emekli olduğunu belirterek şunları anlatıyor:‘‘Rica ediyorum, ismimi açıklamayın, size önemli bir şey anlatacağım. Önceki gün telefonla bir kadın aradı. 'Sizin arkanızda bir resim var, onu kaldırın, yoksa başınıza iş alırsınız' dedi. Masamın arkasında resim, 25x40 ebatındaki
Atatürk resmiydi.'Siz kimsiniz?' dedim, tabii ki kendisini tanıtmadı. Uyarısına (!) devam ederken, 'Bakın bu telefonu edebiliyorsanız bunu rahmetli Atatürk sayesinde edebiliyorsunuz' dedim. Aynı şeyleri söylerken fazlaca dinlemedim ve telefonu yüzüne kapattım. Düzgün konuşan birisiydi.Olayı ciddiye almadım. Ama dün bu sefer bir erkek aradı; konuşması kaba-saba birisi... O da aynı 'talimatı' veriyor:'Arkanda bir resim var, onu indir, yoksa gelir biz indiririz, indirmezsen orasını darmaduman ederiz!'Ne kadar cüretkár olduklarını görebiliyor musunuz?Sinirlerim bozuldu, sizinle paylaşmak için aradım.Türbanı artık bıraktılar; şimdi Atatürk düşmanlığına başladılar.Halimiz ne olacak, nereye varacak bu iş, kim dur diyecek bunlara?.. Cumhuriyet'in aydınları, laikleri nerede? Bunları aramızda konuşarak hiçbir şey yapmayacak mıyız?’’Bu kez biz soruyoruz?‘‘Ne yaptınız, resmi indirdiniz mi?’’‘‘Maalesef ellerim titreyerek indirdim; evime götürüp astım. Ben pasaj içinde nafakasını çıkartmak isteyen yaşlı bir adamım. Bunlar yobaz, bağnaz, cahil, gözü dönmüş insanlar... Cumhuriyet karşıtı ve Atatürk düşmanı bunlar... Atatürk'ten ne isterler; aslında mevcudiyetlerinin bu büyük adam sayesinde olduğunu bilemiyorlar. AKP hükümeti geldi, yobaz takımı azdı, pasaja gelenlere bakıyorum sıkma başlılar arttı. Bunlara kim dur der?’’Başka bir şey söylemeye hiç gerek yok.Kandil ve AtatürkPERŞEMBE gecesi Regaip Kandiliydi. Gündüzden Karadeniz kıyısındaki Karaburun'ndan İstanbul'a geliyorum, GOP'a bağlı Arnavutköy beldesinden geçerken bir bez afişte; ‘‘Mübarek Regaip Kandilinizi kutlarız’’ yazıyor. İmza yok; yalnız afişin bir yanında AKP'nin ampullü amblemi, diğer yanında da Atatürk'ün resmi... Ne demek istiyorlar? 'Din tacirliği'ne Atatürk'ü de alet etmelerini kabullenemiyorum. Bunlar takıyyenin Allahını yapıyorlar, uyanık olalım.Soykan S.-İSTANBULTurizm nasıl baltalanıyor?YALÇIN Bey, ben Datça'dan arıyorum. Adım; Coşkun Akarcalı... İzmirliyim, Datça turizmine katkıda bulunmak üzere 'Radika' adlı bir balıkçı restoranını işletiyorum. Buradaki yöneticilerin üç yıldır keyfe keder turizm anlayışlarından rahatsızım ve artık burayı terk ediyorum.Sahilde gitar çaldırılmak istenmez, gece 24.00'te elektrikler kesilmeye kalkışılır, turizm okulu öğrencileri yatlarda veya lokantalarda çalıştırılmak istenmezse turizmimizin akıbeti ne olur?Başıma gelen olay şu:Buraya karşımızdaki Simi Adası'ndan haftanın iki günü feribotla Yunanlılar, İngilizler ve İtalyanlar günübirlik gelirler. Turist akını olduğu gün (cumartesi) bir turizm okulu öğrencisini akşam servisinde ayak işleri için yardıma çağırdık. Bu arada rakı aldırmaya bakkala gönderdim. İki polis gelerek 'Hakkınızda 18 yaşından küçük çocuk çalıştırdığınız için ihbar var' dediler. Biraz sonra da çocuk elinde poşetle bakkaldan geldi. 'Peki Öğretmenevi'nde de bu öğrenciler çalıştırılıyor' dedim. Tamircilerde çalıştırılan küçükler ne oluyor? 18 yaşından küçük çocuklar, ailesiyle birlikte bir restoranda oturamazmış. Hepsi şaşırılacak şeyler; kabul ediyorum, bunlar yasalarda var. Ama burası turizm bölgesi... Bu beldeler küçük yerler, okul veya caminin 200 metre uzaklığı koşulu getirilirse, lokanta, bar ve kafe gibi yerler hiç açılamaz. Zaten son yıllarda gerileyen turizmimiz iyice baltalanmış olur. Sonra, müşteri adisyonlarını bardak içinde müşterinin önüne koymuyormuşum... Emin olun ben böyle davranıştan ötürü turistten utanıyorum. Ama kasada masanın üzerinde adisyon açılmış mı açılmamış mı, dikkate alınmadı bile.Sonuçta yasalara dayandırılan iki nedenden ötürü, yani turistin önüne adisyonu bardakta koymadığımızdan ve itirazımıza rağmen tutanakta çocuğa rakı servisi yaptırdığımız gibi gerekçelerle beş gün kapatıldık. Datça'nın İskele kesiminde de dört yerin daha kapatıldığını öğrendim.Benim, kişilerle sorunum yok...Eğer, turistik bölgeler özel bir statüye kavuşturulamazsa, anlayış göstermeyen yöneticilerin iki dudağından çıkacak fermanlarla burada turizm yapılamaz; Datça'ya da artık kimse gelmez.İyimser bir yapıda olmama rağmen beni karalar bağladı. Legal bir iş yaptığıma pişmanım. Dokuz çalışanımı bırakıp ayrılıyorum artık buradan. Eğer bu tür yerlerde turizm için neler yapılması gerektiği merak ediliyorsa, eski bakanlar Mustafa Taşar ve Güldal Akşit'e gönderdiğim ancak okunmadığını sandığım raporlardan öğrenilebilir.Arınç’a tepkilerTBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, 30 Ağustos'ta Genelkurmay'da yapılan törene gri pantolon-lacivert ceket ile gelmesini kınıyorum. Bu törene saygısızlık değil midir? Devletin tepesindekiler bu tür törenlere siyah takım elbise ile gelmezler mi? Yoksa bugüne kıymet mi vermiyor?Nurcan DUMLUMESAJ TELEVİZYONDA izledim, Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın katıldığı Torbalı Şenlikleri'nde halk 10. Yıl Marşı'nı ayakta ve hep bir ağızdan söylediler. Ancak Arınç'ın buna karşılık ‘‘Ölçüyü fazla kaçırmamak lazım. Bizim kutsal ve ortak değerlerimiz vardır. Milli marşımız İstiklal Marşımızdır. Ayakta söylenip ve dinlenecek tek marş İstiklal Marşı'dır. Hiçbir şarkıyı ayakta dinlemek ve söylemek mecburiyetinde değiliz’’ diye tepki göstermesini doğru bulmadım. Ulusumuzun, cumhuriyet rejimiyle kucaklaşmasını simgeleyen başka bir övünç kaynağımız var mı bu parçadan başka?Can ERGÜVEN-ANKARA
button