Güncelleme Tarihi:
Sakarya Üniversitesinde (SAÜ) düzenlenen “Atatürk ve Türkçe” konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Akalın, Atatürk'ün sadece kültür ve dil sorunlarıyla ilgilenmekle kalmadığını, sürekli olarak bu konulardaki çalışmalara katkıda bulunduğunu ve öncülük ettiğini vurguladı.
“Türk Milletinin dili Türkçedir” diyen Atatürk'ün, Türkçenin, cumhuriyetin kuruluşuna katkıda bulunan herkesin ortak dili olduğunu açıkça ifade ettiğini belirten Akalın, “Kurduğu cumhuriyeti Türk gençliğine armağan ve emanet eden Atatürk, aynı zamanda Türk kültür tarihinde çok önemli atılımlar gerçekleştirmiş, eşsiz bir düşünce adamıdır” dedi.
Atatürk'ün dil konusunda ilk uygulamasının 'Türkiyat Enstitüsü' kurmak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akalın, şunları söyledi:
“Savaştan yeni çıkıldığı için, cumhuriyetin bütçesi kısıtlı. 200 bin lira gibi önemli bir miktarda para ayrılarak, Türkiyat Enstitüsü'nün temeli 12 Kasım 1924'de atılır. Bu enstitüsü zamanla çok önemli çalışmalar yapmıştır. Atatürk'ün üzerinde durduğu bir başka konu da 1926 Bakü Türkoloji Kurultayı'dır. Atatürk bir heyetin bu kurultaya katılmasını istiyor. Bu heyet, o kurultayda Latin alfabesine geçiş konusunda önemli bir karar alır ve kurultayla birlikte Türk dünyasında aşamalı olarak Latin alfabesine geçiş çalışmaları başlar.”
“TÜRK DİLİ TETKİK CEMİYETİ'NİN KURULUŞ TALİMATINI VERİR”
TDK Başkanı Prof. Dr. Akalın, önce Dil Tarihi Tetkik Kurumu'nun kurulduğunu, tarih çalışmaları yapılırken, dil çalışmalarının da yapılması gerektiğinin anlaşıldığını belirterek, şöyle devam etti: “Hatta tarih çalışmalarından da önce dil çalışmalarının yapılmasına ihtiyaç olduğu anlaşılır. 1. Türk Tarih Kurultayı'nın kapanış günü akşamı, Atatürk, 'Dil işlerini de düşünmek zamanı gelmiştir, ne dersiniz?' diye sorar ve herkesin bu düşünceye katılması üzerine, Türk Dili Tetkik Cemiyetinin kuruluş talimatını verir ve 12 Temmuz 1932'de kurulur.”
Atatürk'ün en kısa zamanda bir kurultay yapılması talimatını verdiğini kaydeden Şükrü Haluk Akalın, 26 Eylül 1932 günü Dolmabahçe Sarayı'nda dil kurultayının toplandığını ifade ederek, “Bu kurultaya 3 bine yakın kişi katılmıştır. Kurultay Türkiye'de radyodan canlı yayınlanan 2. programdır. Radyo aracılığıyla halka aktarılır” şeklinde konuştu.
“GÜNEŞ DİL TEORİSİNE GÖRE TETKİKLER”
Atatürk'e Avusturya'dan bir dil bilimcinin 41 sayfalık çalışma gönderdiğini ifade eden Prof. Dr. Akalın, şunları kaydetti:
“Atatürk, bu çalışmayı 'Güneş Dil Teorisi' diye adlandırır. Teoriye göre, madem ki bütün diller Türkçeden doğdu, o halde bugün bizim dilimizde kullandığımız yabancı kaynaklı sözler de aslında bir zamanlar Türkçeydi. Bu düşünceyle dildeki yabancı kökenli sözlerin atılması hareketi olan tasfiyecilik tamamen durdu ve bunun sonucunda da 40'a yakın kitap yazıldı. İlk kitabı Atatürk yazar. Kitabın adı, 'Güneş Dil Teorisine Göre Tetkikler'. Burada amaç, Türkçenin söz varlığında olup da anlamını herkesin bildiği sözlerin Türkçe olduğunu ispatlamaktır.”
“ATATÜRK ASKERLİK TERİMLERİNİ TÜRKÇELEŞTİRENDİR”
Prof. Dr. Akalın, 1936 yılındaki 3. kurultayın ana konusunun “Güneş Dil Teorisine Göre Tetkikler” olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Atatürk tamamen bilim terimleri üzerine çalışır. Bilim terimleri belirli alanlarda, belirli sayıda bilim insanlarının konuştuğu, kullandığı terimlerdir. Bunlar Türkçeleştirilebilir. Türkçenin bilim dili olması için terimlerin de Türkçe olması gerekir. Atatürk askerlik terimlerini de Türkçeleştirendir. Bugün orduda kullandığımız er, erbaş, subay, asteğmen, teğmen, üsteğmen, albay, yarbay ve tümen gibi terimleri Türkçeleştirmiştir. Ve bunun için Türkçenin en eski kaynaklarına bakmıştır. Atatürk birçok kelimeyi dilimize kazandırmıştır. Bu kelimeler bizzat kendisinin türettiği kelimelerdir. Atatürk'ün bu kitabında artı, eksi, bölü, çarpı, eşit, toplam ve çember gibi 129 terim var.”