Atalay: Yeni anayasa mutlaka yapılacak

Güncelleme Tarihi:

Atalay: Yeni anayasa mutlaka yapılacak
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2013 18:45

Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu’nun (FIDH) her yıl düzenlediği insan hakları kongrelerinin 38’incisi bu yıl ilk kez İstanbul’da yapıldı. “Siyasal Dönüşümler ve İnsan Hakları: Deneyimler ve Olası Sorunlar” başlıklı kongrenin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye'nin şu an bir geçiş döneminde olduğunu söyleyerek, “Yeni anayasa mutlaka yapılacak” dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Yardımcısı Atalay,  Türkiye’nin kendi içinde büyük bir değişim ve dönüşüm yaşadığını belirterek,  “Attığımız adımların bir kısmı, ülkemizin geçmişte yaşadığı hak ihlallerine dönük adımlardır ve devlet kendisi ile hesaplaşma içerisindedir” diye konuştu.

Atalay, Türkiye’de hem devletin hem de toplumun çok değiştiğine vurgu yaparak, “Toplumsal ve siyasal değişimi iyi yönetmek gerekiyor. Zamanlamasını iyi yapmazsanız, kırılmalara yol açabilirsiniz. Bu toplumsal ve siyasal değişimin stratejisinin iyi çalıştığını söyleyebilirim” dedi.

ULUSLARARASI İNSAN HAKLARI FEDERASYONU İLK KEZ İSTANBUL'DAYDI / FOTO GALERİ

“YENİ ANAYASA MUTLAKA YAPILACAK”

Anayasada birçok maddenin değiştirildiğini hatırlatan Atalay, yeni anayasayı bu dönem içinde tamamlamak istediklerini çünkü mevcut anayasanın problemli olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Atalay şöyle devam etti: “Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu tamamlandı, meclise gönderilmek üzere. Bu forum kapsamında insan haklarını ilgilendiren uluslararası deneyimlerden faydalanacağız.  Mevcut anayasa değişmeden, adımların bazılarını atmak daha da zordur. Bu yeni anayasa mutlaka yapılacaktır.”

NİHAİ HEDEFİMİZ TERÖRÜN SONLANDIRILMASI

KONGREDEN NOTLAR

* 130 ülkeden gelen 200’den fazla sivil toplum örgütünün katıldığı “Siyasal Dönüşümler ve İnsan Hakları: Deneyimler ve Olası Sorunlar” başlıklı kongre Cemal Reşit Rey Kongre Salonu’nda yapıldı.

* Açılış konuşmalarında 2003 yılı Nobel Barış Ödülü sahibi hukukçu ve İranlı tek kadın hakim olan Şirin Ebadi, Birleşmiş Milletler Din ve İnanç Özgürlüğü eski raportörü Asma Jahanguir, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Sang-Hyun Song, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Fatou Bensouda ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Tandoğan söz aldı.

* Konuşmacıların arasındaki boş bir koltuk ise insan hakları ile mücadele edenleri temsilen platformdaki yerini aldı. * Kürtçe dahil olmak üzere toplam yedi dilde çeviri yapıldı.

* Konuşmaların ardından kongreye katılan tüm insan hakları savunucuları, salonun dışında "Muharrem'e özgürlük" diye slogan atarak kısa bir yürüyüş gerçekleştirdi.

* Yarın sona erecek olan kongrenin kapanış konuşmasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gerçekleştirecek.

Konuşmasını çözüm sürecine değinerek bitiren Atalay, “Gayet şeffaf bir şeklide yürüyen bu sürecin nihai hedefi terörün ülkemizde sonlandırılması ve bütün renklerin ve bütün farklılıkların huzur içerisinde yaşamasını sağlamaktır. Çözüm sürecinin ekonomik, kültürel ve uluslararası boyutu var. Hepsi birlikte yürütülüyor. Bütün amacımız terör ve şiddetten beslenen insan hakları ihlallerinin son bulması” dedi.

Atalay, “Şiddetin ve terörün olduğu ortamda siyaset kurumunun akıllı ve rahat bir şekilde bütün konuları ele alması zorlaşıyor. Bütün kesimlerden sürece büyük ve olumlu destek var. Artan kamuoyu desteği bu çalışmamızı yürütmemize yardımcı oluyor. Demokratikleşme ve insan hakları meselesi bir yerde nokta konulabilecek konular değildir” diye konuştu.

MUHARREM ERBEY'E ACİL ÖZGÜRLÜK

Başbakan Yardımcısı'ndan sonra sözü FIDH Başkanı Souhayr Belhasse aldı.

Haberin Devamı

Belhasse, “İnsan haklarını savunmak maalesef hala gerekli. Kadınların, eşcinsellerin, sendikaların, çocukların haklarını savunmak gerekiyor” diye başladığı konuşmasına üç yıldır tutuklu olan insan hakları savunucusu Muharrem Erbey’in davasından bahsederek devam etti.

FIDH Başkanı, Atalay’a, “Muharrem Erbey’in bırakılmasını acil bir şekilde talep ediyoruz. Keyfi olarak tutuklu olanların yanındayız ve onlar için mücadele edeceğiz” diye seslendi.

“İRANLI OLARAK ÖZÜR DİLİYORUM”

Nobel Barış Ödüllü İranlı hukukçu Şirin Ebadi ise konuşmasının başında ülkesinin Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esad’ın askerlerine destek vererek sivillerin ölümüne neden olmasından dolayı özür diledi. Ebadi, “Bir diktatörlüğün devrilmesi, diktatörlüğün sonu anlamına gelmeyebilir. Demokrasi için ayağa kalkmış olan halklar, bunu iyi anlamalıdır. Bir diktatörlüğün devrilmesinden sonra yeni bir diktatörün halkın devrimci veya dini duygularını sömürerek iktidarı ele geçirmesine izin verilmemelidir” uyarısında bulundu.

Haberin Devamı
“DİNE SIĞINARAK İNSAN HAKLARI GÖRMEZDEN GELİNEMEZ”

KONUŞMALARDAN BAZI SATIR BAŞLARI

- Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Bugün modern dünyada insan hakları demokratik hukukun vazgeçilmezidir. İnsan hakları bizim medeniyetimizin ruhudur ve özüdür" diyerek başladığı konuşmasında Mevlana’dan örnek verdi: “Mevlana insan haklarına engel olmak için yönetici ve hakimlere bir bireyin hakkını ihlal etmenin bütün insanlığın hakkını ihlal etmek olduğunu söylemiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısı, insan haklarında hem bölgesel alanda hem de evrensel alanda birçok belgenin kabul edildiği bir dönem olmuştur. İnsan hakları bütün mücadeleye rağmen hala ihlal ediliyor. İnsan hakları sadece devletlerin inisiyatiflerine bırakılacak bir alan değildir. Bireylerin ve sivil toplum kuruluşlarının rolü devletten daha fazla olmak durumundadır.”

- İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan konuşmasının başında herkesi Türkçe selamladıktan sonra Kürtçe, “Herkese merhaba, hoş geldiniz” dedi. İnsan hakları derneği olarak demokrasi ve insan hakları ihlali konusunda en büyük sorunun Kürt meselesi olduğunu söyleyen Türkdoğan, “Abdullah Öcalan ile yeniden görüşülmesi bizim umutlarımızı tekrar canlandırmıştır” dedi.

- Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı’nın konuşmasında en etkili cümle ise “Cesur adımlar atarsanız, istekleriniz yerine gelir” idi.

- Şirin Ebadi ise öğrencilerinden birinin İran’daki baskılar üzerine yaptığı yorumu aktardı: “Öldükten sonra cehenneme gitmemize bile izin yok. Devlet bizi illa cennete gönderecek”

İran halkının İslam Cumhuriyeti’ni özgürce seçtiğini hatırlatan Ebadi, “Bir yönetim çoğunlukla iktidara gelmiş olsa bile demokrasi çerçevesinde hareket edip, ona göre kararlar vermelidir. Demokrasinin çerçevesi de insan haklarından oluşur” dedi. Ebadi, “Türkiye gibi İslamcı partilerin iktidarda olduğu ülkelerde hükümet her ne kadar İslamcı olsa da İslam’ı insan hakları kriterlerini yerine getirebilecek tarzda yorumlamalıdırlar. Din ya da ideoloji bahanesine sığınıp, insan haklarını görmezden gelmek mümkün değildir, kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Ebadi, gazetecilerin hapse atılamayacağını ya da halkın din özgürlüğünün yadsınamayacağını da savunarak, “Hiçbir hükümet din bahanesini kullanarak halkın yarısının haklarını ayaklar altına alamaz” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!