Güncelleme Tarihi:
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın bugünkü duruşmasına, tutuksuz yargılanan ve ordudan ihraç edilen yüzbaşı Murat Eren, astsubaylar Erkut Taş ve Yasin Yaman, halen görevde bulunan üsteğmen Yakup Yayla ve iş adamları Mehmet Karatepe ve İsmail Binici ile sanık avukatları katıldı.
Sanıklar Murat Eren ve Erkut Taş'ın avukatı Sami Kahraman, davanın medyada sürekli olarak yer aldığını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek olmak üzere birçok siyasinin davayla ilgili yorumlarda bulunduğunu savunarak, mahkemenin karar verirken bu yorumlardan etkilenmemesini istedi.
“ASKERİ SAVCILIKTAKİ İFADELER YOK HÜKMÜNDEDİR”
Kahraman, müvekkillerinin Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nda verdiği ifadelerin eski yasa hükümlerince alındığını ve bu nedenle o ifadelerin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, askeri savcının aldığı ifadelerin mahkemece dikkate alınmamasını talep etti.
Müvekkillerinin “askeri mühimmatı ve gizli bilgileri birlik dışına çıkarmak” suçlarından hem sivil mahkeme hem de Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nde yargılandığına dikkati çeken Kahraman, müvekkillerinin askeri mahkemeden söz konusu suçlara ilişkin hapis cezası aldıklarını ifade ederek, “Tek suça iki ceza verilmesini doğru bulmuyorum” dedi.
Sanık Yasin Yaman'ın avukatı İlyas Aktaran da esas hakkındaki savunmasında, olayın basında yer almasından sonra “yürütmenin yargı üzerinde etki yapmasını sağlayacak şekilde her türlü enstrümanın kullanıldığını” öne sürerek, davanın Danıştay saldırısı ve Şemdinli davalarıyla ilişkilendirilerek silahlı kuvvetler içinde bir çete var izlenimi verilmeye çalışıldığını iddia etti.
Soruşturma sırasında gizlilik kararı olduğu için kendilerinin dosyalara ulaşamazken sanıkların tüm ifadelerinin basında yer almasının düşündürücü olduğunu belirten Aktaran, “Genelkurmay Başkanlığı önünde sarı zarfla basına bilgi verilmesi bir suçtur. Emniyet özellikle bu konuda aktif olarak yer almıştır. Bu bilgiler nasıl sızmıştır, bunu bulmak yargının görevidir” dedi.
Sanıkların üzerine atılı Türk Ceza Kanunu'nun 316. maddesinde düzenlenen “Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçunu işlemek için anlaşma” suçundan Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasında beraat talebinde bulunmasının doğru olduğunu kaydeden Aktaran, asker sanıkların kendilerini devlete ve millete adayan kişiler olduğunu belirterek, böyle bir suçu işlemelerinin mümkün olmadığını savundu.
Aktaran, sanıkların askeri mahkemede hapisle cezalandırıldıklarını anımsatarak, “Ortada suça verilmiş hüküm vardır. Fiili durum
yaratıldığı için aynı suçtan bir başka mahkemede yürüyen davanın reddi
gerekir” görüşünü dile getirdi.
Diğer sanık avukatları da müvekkillerinin üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığını belirterek, sanıkların beraatlerine karar verilmesini talep ettiler.
Duruşmaya katılan sanıklarda avukatlarının esas hakkındaki savunmalarına katıldıklarını belirttiler.
Sanık Mehmet Karatepe ise avukatı duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle esas hakkındaki savunmasını gelecek duruşma vermek için süre talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, sanık Mehmet Karatepe'nin esas hakkındaki savunmasının gelecek duruşma alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAA
Geçen duruşma esas hakkındaki mütalaayı açıklayan Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, sanıkların eylemlerinin “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçunu oluşturmadığını savunarak, sanıklar Yunis Akkaya, Murat Eren, Yasin Yaman, Yakup Yayla, Erkut Taş, Suat Kıy, İsmail Binici, Mehmet Karatepe, Cemal Hasan Özdeş ve Mustafa Raşit Çavdar'ın, üzerlerine atılı “Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye kalkışmak amacıyla anlaşmak” suçundan delil yetersizliğinden beraatlerine karar verilmesini istedi.
Sanıklar, Murat Eren, Yunis Akkaya, Erkut Taş ve Yasin Yaman'ın, “patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 174/1. maddesi uyarınca 3'er yıldan 8'er yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden Demirci, Yunis Akkaya ve Erkut Taş'ın ayrıca “ruhsatsız tabanca bulundurmak ve satmak” suçlarından 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkındaki Kanun'un 13/1. maddesi uyarınca 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.
İDDİANAMEDE TALEP EDİLEN CEZALAR
Davanın iddianamesinde yüzbaşı Murat Eren, üsteğmen Yakup Yayla, astsubaylar Erkut Taş ve Yasin Yaman ile iş adamı Yunis Akkaya'nın “Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçunu işlemek için anlaşma” suçuna uyan TCK'nın 316/1 ve “izinsiz patlayıcı bulundurmak ve nakletmek” suçunu düzenleyen 174/1-2 maddelerinden 7 yıl 6'şar aydan 24'er yıla kadar hapisleri talep ediliyor.
Yunis Akkaya ve Erkut Taş hakkında ayrıca “ruhsatsız silah bulundurma” ve “silah alım satımına aracılık etme” suçundan 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sanık emniyet müdürleri Mustafa Raşit Çavdar ve Cemal Hasan Özdeş, iş adamları İsmail Binici ve Mehmet Karatepe'nin de TCK'nın 316/1. maddesi uyarınca 3'er yıldan 12'şer yıla kadar hapisleri istenen iddianamede, iş adamı Suat Kıy'ın da “oluşuma yardım” suçundan 1.5 yıl ile 6 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
(