Güncelleme Tarihi:
İslam inanışına göre peygamberlerin hayatına dair birçok önemli hadisenin yaşandığı, bolluk ve bereketi simgeleyen aşure tatlısının da evlerde yapıldığı muharrem ayının onuncu gününe denk gelen 'Aşure Günü' 9 Eylül Pazartesi günü idrak edilecek. Vatandaşlar şimdi 'Aşure günü neler yapılır?' ve 'Aşure günü nasıl ibadet edilir?' gibi sorularına yanıt arıyor. İşte, konuya ilişkin ayrıntılar...
Hadis kaynaklarına göre, Hazreti Nuh'un gemisinin tufandan kurtulması ve Hazreti Musa'nın Kızıldeniz'den geçerek İsrailoğulları'nı Firavun'dan kurtarması hadiseleri de bu günde gerçekleşti.
Ayrıca kültür tarihine ait birçok esere göre, Hazreti Adem'in işlediği günahtan sonra tövbesinin kabul edilmesi, Hazreti İdris'in diri olarak göğe yükseltilmesi, Hazreti İbrahim'in ateşte yanmaması, Hazreti Yakup'un, oğlu Yusuf'a kavuşması, Hazreti Eyyub'un hastalıklarının iyileşmesi, Hazreti Yunus'un balığın karnından çıkması ve Hazreti İsa'nın doğumu ve ölümden kurtarılarak göğe yükseltilmesi gibi hadiselerin de bugün yaşandığı kabul ediliyor.
Aynı zamanda Emevi Devleti'nin ikinci Halifesi Yezid bin Muaviye tarafından 10 Ekim 680'de Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin ve 72 yakınının şehit düştüğü "Kerbela olayı" da bugün yaşandı.
Bu olayların muharrem ayının onuncu gününde yaşanması dolayısıyla dini gelenekte bugüne büyük önem atfediliyor. Müslümanlar bugünü özellikle nafile oruç tutarak ifa ediyor.
Hazreti Nuh ve onun çağrısına uyarak gemiye binenlerin, aşure aşı tüketmeleri dolayısıyla Müslümanların aşure yaparak paylaşma geleneği bugün de yaşatılıyor.
AŞURE GÜNÜ NELER YAPILMALI?
Aşure gününde birçok bakliyatın bir araya gelmesiyle oluşan aşure dışında, bu hafta kapsamında oruç da tutulmaktadır.
Resûl-i Ekrem (s.a.s.), “Âşûrâ günü tutulan orucun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah’tan ümit ediyorum” buyurmuş, Âşûre gününe, Muharrem’in dokuzuncu veya on birinci gününü de ekleyerek iki gün oruç tutmayı müminlere tavsiye etmiştir.
İslam tarihinde Hz. Peygamber ve Müslümanların tuttukları ilk oruç, aşure orucudur. Cahiliye Dönemi’nde başta Kureyşliler olmak üzere bazı Arap kabileleri de bu orucu tutmaktaydılar. Hatta Peygamber Efendimizin hicretten önce Mekke’de Aşure orucu tuttuğu gibi hicretten sonra Medine’de de bu orucu tuttuğu rivayet edilmiştir.