Güncelleme Tarihi:
Peygamber Efendimizin 'Allah’ın ayı' diye nitelediği Muharrem ayı bu yıl 11 Eylül 2018 Salı günü başladı. Aynı zamanda Hicri yılbaşı da olan Muharrem ayının birinci günü ile 1439 hicri yılından, 1440 hicri yılına girildi. Bu mübarek ay 10 Ekim'de bitecek ve Safer ayı başlayacak.
MUHARREM ORUCU NE ZAMAN TUTULUR?
Muharrem ayının İlk günü, 9. , 10. ve 11. günü, Aşure günü oruç tutmak faziletlidir. Ancak bugünler dışında da oruç tutulabilir. Hz. Peygamber'in aşure gününde devamlı olarak oruç tuttuğu rivayet edilmiştir. Fakat sadece o günde oruç tutulması doğru görülmemiş, bunun yanında bir önceki veya bir sonraki günün de oruçlu geçirilmesi tavsiye edilmiştir. Hz. Peygamber aşure orucunu da tavsiye etmiş, kezâ receb, zilkade, zilhicce ve muharrem aylarında üç gün oruç tutulmasını öğütlemiştir. Bu üç günün muharrem ayındaki uygulaması aşuredan önceki gün, aşure günü ve aşureden sonraki gün şeklindeydi. Bilindiği gibi aşure günü muharremin 10. günüdür.
İmam Şâfiî ile ashâbı, İmam Ahmed, İshak ve başkaları şöyle demişlerdir:
"Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu gününün birlikte tutulması müstehaptır. Çünkü Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onuncu günü oruç tutmuş ve dokuzuncu günü de tutmaya niyet etmiştir."
Buna göre Âşûrâ (onuncu) günü orucu derecelidir. En alt derecesi sadece onuncu günde oruç tutmaktır. Bundan bir derece yukarısı ise; onuncu gün ile birlikte dokuzuncu günde de oruç tutmaktır. Muharrem ayında ne kadar fazla oruç tutulursa, o kadar fazîletli ve güzel olur. Eğer onuncu gün ile birlikte dokuzuncu günde de oruç tutmanın hikmeti nedir? diye soracak olursan, bunun cevabı şudur:
İmam Nevevî bu konuda şöyle demiştir:
"Ashâbımızdan âlimlerle diğer âlimler, (onuncu gün ile birlikte) dokuzuncu günde de oruç tutmanın müstehap oluşunun hikmetinin sebeplerini şöyle zikretmişlerdir:
Birincisi:
Bundan kasıt; sadece onuncu günü oruç tutan yahudilere muhalefet (onlara aykırı hareket) etmek içindir. Bu, İbn-i Abbas'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunan görüştür.
İkincisi:
Bundan kasıt; Âşûrâ (onuncu) günü orucunu başka bir oruç ile birleştirmektir. Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, yalnızca Cuma günü oruç tutmayı yasaklamıştır.
Üçüncüsü:
Hilâlin noksan (29 gün) olmasından ve sayıda hata yapılıp dokuzuncu günün onuncu gün sayılmasından endişe edildiği için onuncu günde oruç tutmakla ihtiyatlı davranılmış olunur."