OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 11, 2000 00:00
ASTROLOJİDEN YARARLANMAK İSTEYENLER İÇİN TEMEL REHBER (1) Çoğu insan kendi güneş burcunun temel özelliklerini biryerlerde okumuş ya da birilerinden işitmiştir. Bunlar, temel kişilik özellikleri değil "yatkınlıklar"dır. Bunları okuyarak güçlü ve zayıf olduğumuz alanlar hakkında önemli bir temel bilgiye sahip oluruz.Astrolojinin istatistiğe dayalı bir bilim dalı olduğu kabul edileli beri ve bu alandaki çalışmalar akademik dünyadaki yerini aldıkça astrologların söylemleri de daha rafine bir hal alıyor. Çocukluğumda okuduğum bir kitabı hatırlıyorum örneğin. Bir komşumuzun "Ruya Yorumları" kitabının en arkasında her burcun temel özellklerini anlatan 10-12 sayfalık bir bölüm vardı. Oradaki söylemle bugünkü söylem arasında dağlar kadar fark var diyebilirim.Yine de, sadece Astroloji alanında değil, hemen her konuda, yazılanlardan daha önemli olanın "okuyanın nasıl okuduğu" olduğu kanısındayım. Zira, herhangi biir burca mensup kişi, kendi kararkteri ile ilgili bir tahlil okurken onu, kendi karakteri ve yatkınlıkları doğrultusunda okuyup değerlendirecektir.Bunu şöyle bir örnekle açıklayayım... Örneğin, bir Balık, bir İkizler ve bir Aslan burçlu kişiye, Oğlak kişilik özelliklerini yazıp "bu senin burcunun karakter özelliği" diye okutursanız, herbiri çok ilginç tepkiler verecektir. Balık, "aslında kişiliğimin sert bir yönü de var demek ki, ama ben uyuşuk bir Balığım herhalde" diye düşünüp "bunlar bana pek uymuyor gibi görünüyor" demeye eğilimlidir. İkizler "aslında kişiliğimin güçlü ve mücadeleci bir yönü var ama bunu çok iyi gizliyorum sanırım" diye düşünüp "bunların yüzde ellisi bana uyuyor sadece" diye yorum yapabilir. Aslan ise, okuduklarından beğenip kendine yakıştırdıklarını "bu özellikler bana tamamen uyuyor" diye onaylayacak, beğenmediklerini "bu özelliklerin benimle alâkası yok" diyerek reddedecektir. Önemli olan, yazılı metnin, okuyan kişide yarattığı izlenim ve o kişinin bu yazılanlar hakkındaki yorumudur...Örnek biraz karmaşık ama, bu ve benzeri araştırmalar da yapılmaya başlandı artık. Özellikle de Astro-Psikoloji'nin doğum yeri olan Fransa'da, Gauquelin'in öğrencileri, Astroloji metinlerinin kişilerin
seçim ve davranışlarını ne yönde etkilediğini araştıran çalışmalar yapıyorlar. Ve sözkonusu bu araştırmaların sonuçları Astrologlar için güvenilirliği yüksek bir veri tabanı oluşturdukça yazılan metinler de buna paralel olarak değişecektir.Örneğin, mevcut metinler KOÇ'ları "dolduruşa getiriyor ve daha hatalı davranışlara yöneltiyor" olabilir. Belki de onlara, "zafer kazanmak arzunuza uygun olarak cesaretle liderliği ele geçirirsiniz; ama biraz acelecisiniz" demek yerine "psikanaliz alanında yeteneklisiniz; güç peşinde koşmanızın altında yatan nedenleri sükunetle ve detaylı bir şekilde araştırırsanız siz dingin bir yaşama, çevrenizdekiler de huzura kavuşur" demek gerekiyordur...BOĞA'lara "azim ve inadınız sayesinde mutlaka bir gün maddi güvenceye hatta servete kavuşacaksınız" demek yerine "biriktirmenin kendilerini ölümden kurtaramayacağını" Yalomyen bir yaklaşımla anlatıp ölümle yüzleşmelerini sağlamak ve onları düşünsel hazlarla tanıştırıp rahatlatmak gerekiyordur...İKİZLER'lerin dil yeteneklerini övüp onları yazmaya cesaretlendirmek, belki de onların "herşeyi entellektüel düzeyde yaşamayı sürdürüp duyguları içselleştirmeme/yaşamama" eğilimlerini daha da pekiştiriyor ve yaşamlarını daha yapay bir hale getiriyordur...Bu geleneksel söylem yüzünden, YENGEÇ'ler büyük bir haksızlıkla karşı karşıyadırlar belki de. "Eve ve aileye çok bağlısınız" demenin onları sorumluluk almaktan ve bireyselleşmekten uzaklaştıran bir "belirlenmiş karakter" masalı olmadığını nereden biliyoruz? Belki de onlara "annenizin peşini bırakın artık, siz çekip gitmedikçe kadıncağız da sizi taşıma yükünden kurtulamıyor birtürlü" demek gereklidir...ASLAN'lara "siz bir kral ya da kraliçesiniz" demek yerine "kral olmak istiyorsan dooooğru ormana" denmelidir belki de. Onlara, "diğer insanlardan daha üstün bir yaşam haketmiş olduğunuza dair inancınızın kaynağı nedir; bu konuda sağlam bir deliliniz var mı" sorusunu sormak hoş olurdu doğrusu...BAŞAK'lara, "sevdikleriniz sözkonusu olduğunda akan sular durur ve siz onların saadeti için ne gerekiyorsa yaparsınız" demek yerine "insanları yargılarken çifte standartla davranmanız pek âdil bir davranış değil; yakınlarınızı kayırmayı bırakın da onlar da kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenip sizden uzakta bir nefes alsınlar" demek daha anlamlı olacaktır...TERAZİ'lere de, (Boğa'lara benzer şekilde) "azim ve inadınız sayesinde kendinize güzelliklerle dolu bir yaşam kurabileceksiniz" demek yerine "güzellikler yaratarak ölüm korkusundan kurtulmanın mümkün olmadığı" yine Yalomyen bir yaklaşımla anlatılıp ölümle yüzleşmelerini sağlamak ve onları derinlikli felsefî düşünceyle tanıştırıp rahatlatmak gerekiyordur...AKREP'lere "maddî güvence sizi rahatlatır, bu yüzden de sahip olduğunuz şeyleri iyi korur ve iyi para kazanıp biriktirirsiniz" demek çok yanlıştır belki de... "Korkularınızla yüzleşin, zira maddî güvence korkularınızın kaynağını kurutmaz, sadece onları geçici bir süre uyutur" demek bile yeterli olabilir...YAY'lara "iyisin, hoşsun, neşelisin; bir de sana zevk veren bir uğraşın varsa senden mükemmeli yok" demek de onlara pek iyilik değildir belki, kimbilir?.. Yay'ların, "Şu işi yapmazsam mutlaka mutsuz olacağım saplantısından kurtulup hayatın her alanında ve her şartta keyif alınabileceğini" öğrenmeye ihtiyacı vardır belki de. Bir hedefe kitlenmiş olarak sürekli koşmak ve hedefe ulaşmayı mutluluk saymak yerine hedefe doğru yapılan yürüyüşten keyif almayı öğrenmeleri gerekiyor da olabilir çünkü...OĞLAK'lara "sizde bu merak, inat ve yükselme arzusu olduktan sonra, er geç amacınıza ulaşırsınız; zaten bundan şüpheniz de yoktur" demek belki de onlarla alay etmektir. Eğer durum böyleyse bir Oğlak neden bir Astroloji metnini okusun ki?.. Kendini bilmeyecek kadar akılsız mıdır o? Belki de ona "bu metni okuyorsanız harika bir iş yapıyorsunuz, çünkü en büyük hatanız, bildiklerinizden emin olmaktır" diyerek realistik bir içgörü kazanmasına yardımcı olmak gerekiyordur.KOVA'lara "seninki akıl burcu, sendeki akıl kimsede yok, sen bilim için yaratılmışsın" demek kendilerinin akıl sağlığını yitirmesine bile neden oluyor olabilir. Öyle ya... Bakar ki Einstein gibi bir durumu yoktur. Füzeyi Von Braun icat etmiş, Ay'a Neil Armstrong gitmiş, çağdaş Fiziğin temellerini Newton atmıştır çoktan. Üstelik bu adamların hiçbirinin burcu Kova değildir! Belki de Kova'lara "beyninin sol yarısı çok gelişmiş ve analiz yeteneğin muhteşem, ama doğru sonuçlara ulaşabilmek için başkalarıyla birlikte iş yapabilmen gerekiyor. Herşeyi bilemezsin, ve ukalâlığa da gerek yok" diyerek kendisini âlim olma sorumluluğundan kurtarmak gereklidir...BALIK'lara "duygusalsın, hassassın, romantiksin, yumuşaksın" tarzındaki yazıları gördükçe insanlık adına yüzüm kızarır benim. Kendimi balıkların yerine kor ve utanırım.
Balık burcundan birini pasifize etmek amacıyla ve taammüden yazılmış bir antik metnin varlığından kuşkulanırım hatta. Kendilerine, "yumuşak at imajı çizip çizip sıkılınca insanları çiftelemek yerine baştan prensipler oluşturun ve ilişkileriniz ve yaşam kaliteniz yükselsin" diyerek duygularını "ertelemeden" ve "baskı altına almadan" zamanında yaşamayı öğrenmeleri sağlanabilir belki de...Tarih boyunca, Astroloji metinlerini herkesin kendi kişilik özelliklerine uygun olarak okuduğu gerçeğinin, kendi kişisel deneyimleri sayesinde farkında olan Astrologlar olmuştur herhalde. Buna karşılık, bunu "kişisel yargı" ya da "önyargı" kabul edip farklı bir söylem oluşturmaktan kaçınmış, ya da işin içine, gerçekten kendi önyargılarını karıştırmış olabilirler...Geleneksel Astrolojik söylem, bana göre de yanlış okunmaya çok müsait. Dolayısıyla da, ben Astrolojik tahmin yazarken tüm satıraralarında önyargılarımı görmek mümkün olabiliyor -bunlar "doğru" da olabilir tabii; araştırmaların sonuçları açıklandıkça Astroloji alanında yazı yazanlar da haddini bilecek!İyi haftalar, her türlü
burç mensubuna...Lea - 11 Eylül 2000, Pazartesi Â
button