ASTROLOJÄ° VE SEÇME ÖZGÜRLÜÄžÜ "Astroloji'nin belirleyiciliÄŸi, ve insanın "seçme özgürlüÄŸü" üzerine yazılıp söylenenler milyonlarca sayfayı dolduracak çokluktadır"

Güncelleme Tarihi:

ASTROLOJİ VE SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ Astrolojinin belirleyiciliği, ve insanın seçme özgürlüğü üzerine yazılıp söylenenler milyonlarca sayfayı dolduracak çokluktadır
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 04, 2000 00:00

ASTROLOJÄ° VE SEÇME ÖZGÃœRLÜĞÜ "Astroloji'nin belirleyiciliÄŸi, ve insanın "seçme özgürlüğü" üzerine yazılıp söylenenler milyonlarca sayfayı dolduracak çokluktadır" demiÅŸtim geçen hafta...Aslında, konunun, bugünkü kavrayışla ilk kez gündeme gelmesi, Ä°.S. 204-270 yılları arasında yaÅŸamış olan Plotinus'la baÅŸlıyor. Ondan önceki dönemde Astroloji "herkesin" tartışmaksızın kabul ettiÄŸi bir "kehanet" iÅŸi... Ve bu iÅŸi yapan kiÅŸilere biraz saygıyla, biraz korkuyla, ama söylediklerini tartışmasız kabul ederek yaklaşılıyor. Kehanetlerin doÄŸru olmadığı zamanlarda da "dediÄŸinde mutlaka bir hikmet vardır, ben anlamamışımdır" diyorlardı muhtemelen... St. Augustine'in "Plato'nun reenkarne olmuÅŸ bedeni" olarak tanımladığı Plotinus'la birlikte, insanın seçme özgürlüğü konusu gündeme geliyor. Plotinus'un, "evrenin iÅŸleyiÅŸi" ile, "düzen"le ilgili görüşleri Hristiyanlığın geliÅŸimini de derinden etkiliyor.Plotinus, aynı zamanda, ilk Astroloji eleÅŸtirmeni... Açık ve net bir ÅŸekilde ÅŸu soruyu soruyor: "Yıldızlar, nasıl olup da bir kısım adamları akıllı, bi kısmını aptal yapabiliyor; kimilerini teatral ya da sanatsal yetenekle donatıyor; kimini zengin, kimini yoksul kılıyor?" Ve bir dizi tartışmanın ardından sonuca ulaşıp cevabı şöyle veriyor: "Yıldızlar böyle bir ÅŸey yapmıyorlar."Tabii Plotinus, insanın seçme özgürlüğü olması gerektiÄŸi inancında... Bunun olmaması halinde bir yargı sisteminin de olamayacağı noktasına geliniyor... Bu da yaÅŸamın, iyi olmanın ve kötü olmanın, emeÄŸin ve tüketimin anlamını ortadan kaldırıyor çünkü...Astrolojik (ya da "herhangi bir") belirlenmiÅŸliÄŸi kabul etmemek eÄŸilimindeki insanların bir kısmı, günümüzde, halâ, Plotinus'un bu argümanını yineleyip iÅŸi bitiriyor...KİŞİSEL NOTLAR..."Tümüyle belirlenmiÅŸ" ya da "tümüyle rastlantısal" bir evrensel iÅŸleyiÅŸi savunuyor olmak nasıl bir ruh halidir, ya da nasıl bir zihinsel iÅŸleyiÅŸtir, bunu anlamak benim için pek mümkün deÄŸil. Neden anlaşılabilir olmadığı konusuna gelince, her iki tezin de "yaÅŸamı, mutlak anlamda anlamsız" kılıyor olması... Bu denli "mutlak" bir anlamsızlığa raÄŸmen, insan denen canlı'nın, sonunda "yok" olacağını bile bile nasıl olup da varolmayı -yemeyi, içmeyi, düşünmeyi, gülmeyi vs.- sürdürebileceÄŸini aklım almıyor...Belki de bu insanlar "ölüm"ü yok sayıyorlar, ve sonsuza dek varolacaklarına dair bir yanılsamanın üzerine kuruyorlar yaÅŸamlarını... (Bu daha akla yakın geliyor tabii. "Ölüm fikri" ile ve "ölümle yüzleÅŸme" ile ilgili olarak Psikiatri/Psikoloji alanında yapılan çalışmalar da böyle bir yanılsamanın çok yaygın olduÄŸunu gösteriyor çünkü.)Evrendeki tüm hareketlerin, her bir oluÅŸun "tümüyle belirlenmiÅŸ" olması "beni kim çizdi buraya" bir kıpırtısızlığa neden olmalı aksi takdirde...Keza "tümüyle rastlantısal" bir varoluÅŸa derinden inanıyor olmak da...Ä°nsanların, zihinlerinde kavramsallaÅŸtırmamış bile olsalar, derinlerde biryerde "belli olmaz padiÅŸahım, belki derya tutuÅŸur" benzeri bir hülyalı beklenti içinde olmadan yaÅŸamayı sürdürebilmeleri çok kolay deÄŸilmiÅŸ gibi geliyor çünkü bana...Günümüz Astrolojisi, "kısmî belirlenmiÅŸlik" savı üzerine kurulu. Müdahale edilemez ve deÄŸiÅŸtirilemez olguların yanısıra müdahale edilebilir ve seyri/yapısı deÄŸiÅŸtirilebilir olay ve olguların yer aldığı bir evrensel yapı varsayımı üzerine kurulu yani... Astroloji'nin bu tartışmalara bugün verdiÄŸi cevabı kısaca özetlemeden evvel "kozalite" (causality) ve "korelasyon" (correlation) terimlerinin anlamlarını hatırlatmakta yarar görüyorum. Öncelikle birbiriyle baÄŸlantılı olan olaylar arasındaki iliÅŸkinin niteliÄŸini tanımlamak gerekiyor çünkü...Kozalite, iki olgu arasındaki "sebep-sonuç" iliÅŸkisini tanımlamak için kullanılan bir terim. Ä°ki olgudan biri diÄŸerinin varlık sebebi ise, yani, ikinci olgunun ortaya çıkması için mutlaka birincinin varlığı gerekiyorsa, bu durumda bir kozal iliÅŸkiden sözedilebilir. ÖrneÄŸin, yerkürenin güneÅŸ çevresindeki bir turu süresince yüzeyde gözlemlenen dönemsel sıcaklık deÄŸiÅŸimlerinin nedeni yerküre ekseninin eÄŸikliÄŸidir. Dolayısıyla da mevsimlerle dünya ekseninin eÄŸikliÄŸi arasında "kozal" bir iliÅŸki vardır.Korelasyon ise, iki olgunun birarada bulunma sıklığının rastlantısal olamayacak kadar fazla olması durumundaki iliÅŸkiyi tanımlayan bir terim. Yani, birinden birinin ortaya çıkması durumunda diÄŸerinin de görülme ihtimali çok yüksek... Ama, bunlardan birinin diÄŸerinin "sebebi" olma durumunda sözedilemiyor.Åžimdi... Günümüz Astrolojisinin Plotinus'un tartıştığı konuyu nasıl yorumladığına gelebiliriz.YILDIZLAR HERHANGÄ° BÄ°RÅžEYÄ°N BELÄ°RLEYÄ°CÄ°SÄ° OLABÄ°LÄ°R DE, OLMAYABÄ°LÄ°R DE... ELEKTROMANYETÄ°K IÅžINIM, DOÄžA OLAYLARI VE Ä°NSAN DAVRANIÅžLARI ÃœZERÄ°NDE ETKÄ°LÄ° OLABÄ°LÄ°R ÇÜNKÃœ... AY'IN HAREKETLERÄ°NÄ°N, SULARIN YÃœKSELÄ°P ALÇALMASININ "NEDENÄ°" OLDUÄžU AYRINTILI BÄ°R MATEMATÄ°K HESAPLAMAYLA FÄ°ZÄ°KÇİLERÄ°N AÇIKLAYABÄ°LDİĞİ BÄ°R ÅžEY ÖRNEĞİN... DOLAYISIYLA, GÖK CÄ°SÄ°MLERÄ°NÄ°N HAREKETLERÄ°YLE DOÄžA OLAYLARI VE/VEYA Ä°NSAN/HAYVAN DAVRANIÅžLARI ARASINDA BÄ°R "KOZAL" Ä°LÄ°ÅžKÄ° OLABÄ°LÄ°R. AMA BU Ä°SPATLANMÄ°Åž BÄ°R ÅžEY OLMADIÄžI GÄ°BÄ°, Ä°SPATLANMASI ŞİMDÄ°LÄ°K MÃœMKÃœN DE DEĞİL.ÖTE YANDAN, GÖK CÄ°SÄ°MLERÄ°NÄ°N HAREKETLERÄ°YLE DOÄžA OLAYLARI VE/VEYA Ä°NSAN/HAYVAN DAVRANIÅžLARI ARASINDA BÄ°R "KORELASYON" KESÄ°N OLARAK VAR. BUNU, ASTROLOJÄ° ALANIYLA BAÄžLANTILI OLARAK YAPILAN TÃœM DENEY VE ARAÅžTIRMALAR "KESÄ°N" OLARAK ORTAYA KOYUYOR.ÖRNEĞİN, X BURCUNDAN OLMAKLA BEYÄ°N VE BÖBREK HASTALIKLARINDAN EN AZ BÄ°RÄ°NE YAKALANMAK ARASINDA BÄ°R KORELASYON VAR... YA DA Y BURCUNDAN OLMAKLA MÃœZÄ°KAL YETENEĞİN... (GeçtiÄŸimiz aylarda sonuçlanan uzun süreli bir araÅŸtırmanın sonuçlarının anlatıldığı bir makalede Depresyonla Satürn'ün doÄŸum gökyüzündeki yeri arasındaki korelasyonel iliÅŸki ortaya konuyor meselâ... Bunu da baÅŸka bir yazı konusu yapabilirim, çok isterseniz.)Ä°NSANIN, DOÄžUM GÖKYÃœZÃœNDEKÄ° KÄ°MÄ° GÖK CÄ°SÄ°MLERÄ°NÄ°N KONUMUYLA "SALDIRGANLIK DÃœZEYÄ°" ARASINDA DA BÄ°R Ä°LÄ°ÅžKÄ° VAR... TIPKI KANDAKÄ° KOLESTEROL DÃœZEYÄ°NÄ°N DÜŞÜKLÜĞÜYLE SALDIRGANLIK ARASINDA BÄ°R KORELASYON OLDUÄžU GÄ°BÄ°... AMA, SEÇİMLER, HAL BÄ°REYLERE AÄ°T... FALANCA GEZEGENÄ°N YEDÄ°NCÄ° EVDE OLMASI O Ä°NSANI KATÄ°L YAPMAZ... TIPKI O KİŞİNÄ°N KOLESTEROL DÃœZEYÄ°NÄ°N DÜŞÜKLÜĞÜ ADAM ÖLDÃœRMESÄ°NÄ°N SEBEBÄ° OLAMAYACAÄžI GÄ°BÄ°...******Astroloji alanında yapılan araÅŸtırmaların sayısı her geçen gün artıyor ve bunların karşılaÅŸtırmalı analizlerinin güvenilirlik düzeyi de her geçen gün yükselmekte... 2010-2015 yılları arasında, kimi öncü bilimsel kuruluÅŸlar operasyonlarına temel teÅŸkil eden veriler arasına Astrolojik verileri de koyacaklar gibi görünüyor.Ä°yi haftalar... Not: Hala okumamış olanlar varsa diye yazıyorum... 28 AÄŸustos tarihli AGORA-Astroloji yazısını çok geç olmadan okuyun!Lea - 4 Eylül 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!