Aslında ünlü bir futbolcu olacaktı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2004 01:52
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın futbolcu geçmişi, ABD'de de peşini bırakmıyor.
Önceki gün New York'un en prestijli düşünce üretim kuruluşlarından Council On Foreign Relations'ta (Dışilişkiler Konseyi) verdiği konferansta, Erdoğan, ABD'li konuklara futbol alanındaki büyük yeteneğini babasının engellemesi nedeniyle hayata geçirememiş eski bir profesyonel futbolcu olarak tanıtıldı.
Konseyin Başkanı Peter Peterson, Erdoğan'ı takdim konuşmasına şöyle başladı:
‘‘Başbakan Erdoğan, hayata henüz 15 yaşındayken gelecek vaat eden başarılı bir futbolcu olarak atıldı. Uzun yıllar İstanbul'un belediye futbol takımında oynadı. Türkiye'nin en büyük kulübünden teklif aldı. Ancak babası oğlunun futbolcu olmasına karşı olduğu için kendisine izin vermedi. Kim bilir, Başbakan Erdoğan babasının çizdiği değil, kendi istediği yolda gitseydi, belki bugün Türkiye'nin milli futbol takımının başkanı olurdu. Ama iyi ki babasının çizdiği yolda gitmiş. Yoksa bugün burada kendisi başbakan olarak bulunamazdı. Babasına bu nedenle teşekkür borçluyuz.’’
Ahmet Erdoğan'ın, oğluna 1970'li yılların başında Fenerbahçe'nin elemelerine katılmasına izin vermemesiyle hiç bilmeden Türkiye'de siyasetin akışına yaptığı müdahale, böylelikle 2004 yılında New York'ta Dışilişkiler Konseyi'nde tescil edilmiş oldu.
Şarkıcı da olabilirdi
PETERSON'un konuşmasına bakılırsa, Erdoğan isteseydi başarılı bir şarkıcı da olabilirdi. Konuşmasında Erdoğan'ı aynı zamanda, ‘‘Başarılı bir şarkıcı’’ olarak da takdim eden Peterson, ‘‘Kendisi özellikle Türk klasik müziği ve Türkçe pop söylüyor’’ dedi. Peterson, ardından şu olayı anlattı:
‘‘Burada sizden önce Japonya Başbakanı Junichiro Koizumi vardı. Kendisini tanıtırken başarılı bir şarkıcı olduğunu ve en çok Elvis Presley'in ‘I Want You, I Need You, I Love You' parçasını sevdiğini söyledim. Başbakan Koizumi kürsüye çıktı ve Elvis Presley'in bu şarkısını söylemeye başladı. Siz de isterseniz bir şarkı söyleyebilirsiniz’’ dedi.
Erdoğan bu daveti duymazlıktan geldi, öneriyi kabul etmiş olsaydı herhalde Elvis Presley’in Türkçesi ‘Seni İstiyorum, Sana Muhtacım, Seni Seviyorum’ şarkısını değil, sıkça Adnan Şenses'le birlikte söylediği, Sultani Yegáh makamından ‘‘Bana her şey seni hatırlatıyor’’ şarkısının ‘‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’’ nakaratını seslendirirdi.
Erdoğan, şarkı söyleme teklifini geri çevirse de, Saint Johns Üniversitesi'ndeki fahri doktora töreninde şarkı söylemenin eşiğine geldi. Törende öğretim üyelerinin kırmızı cübbesinden giyen Erdoğan, içinde bulunduğu görüntüyle çok eğlendi ve gazetecileri karşısında görünce, ilkokulda öğrencilere öğretilen ünlü bir çocuk şarkısının ilk dizelerini düz bir şekilde okudu:
‘‘Şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk.’’
Birden Kasımpaşa'da gittiği Piyale Paşa İlkokulu günlerine dönen Erdoğan, ‘‘Sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz’’ dizelerini ise es geçti.
Önceki gün New York'un en prestijli düşünce üretim kuruluşlarından Council On Foreign Relations'ta (Dışilişkiler Konseyi) verdiği konferansta, Erdoğan, ABD'li konuklara futbol alanındaki büyük yeteneğini babasının engellemesi nedeniyle hayata geçirememiş eski bir profesyonel futbolcu olarak tanıtıldı.
Konseyin Başkanı Peter Peterson, Erdoğan'ı takdim konuşmasına şöyle başladı:
‘‘Başbakan Erdoğan, hayata henüz 15 yaşındayken gelecek vaat eden başarılı bir futbolcu olarak atıldı. Uzun yıllar İstanbul'un belediye futbol takımında oynadı. Türkiye'nin en büyük kulübünden teklif aldı. Ancak babası oğlunun futbolcu olmasına karşı olduğu için kendisine izin vermedi. Kim bilir, Başbakan Erdoğan babasının çizdiği değil, kendi istediği yolda gitseydi, belki bugün Türkiye'nin milli futbol takımının başkanı olurdu. Ama iyi ki babasının çizdiği yolda gitmiş. Yoksa bugün burada kendisi başbakan olarak bulunamazdı. Babasına bu nedenle teşekkür borçluyuz.’’
Ahmet Erdoğan'ın, oğluna 1970'li yılların başında Fenerbahçe'nin elemelerine katılmasına izin vermemesiyle hiç bilmeden Türkiye'de siyasetin akışına yaptığı müdahale, böylelikle 2004 yılında New York'ta Dışilişkiler Konseyi'nde tescil edilmiş oldu.
Şarkıcı da olabilirdi
PETERSON'un konuşmasına bakılırsa, Erdoğan isteseydi başarılı bir şarkıcı da olabilirdi. Konuşmasında Erdoğan'ı aynı zamanda, ‘‘Başarılı bir şarkıcı’’ olarak da takdim eden Peterson, ‘‘Kendisi özellikle Türk klasik müziği ve Türkçe pop söylüyor’’ dedi. Peterson, ardından şu olayı anlattı:
‘‘Burada sizden önce Japonya Başbakanı Junichiro Koizumi vardı. Kendisini tanıtırken başarılı bir şarkıcı olduğunu ve en çok Elvis Presley'in ‘I Want You, I Need You, I Love You' parçasını sevdiğini söyledim. Başbakan Koizumi kürsüye çıktı ve Elvis Presley'in bu şarkısını söylemeye başladı. Siz de isterseniz bir şarkı söyleyebilirsiniz’’ dedi.
Erdoğan bu daveti duymazlıktan geldi, öneriyi kabul etmiş olsaydı herhalde Elvis Presley’in Türkçesi ‘Seni İstiyorum, Sana Muhtacım, Seni Seviyorum’ şarkısını değil, sıkça Adnan Şenses'le birlikte söylediği, Sultani Yegáh makamından ‘‘Bana her şey seni hatırlatıyor’’ şarkısının ‘‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’’ nakaratını seslendirirdi.
Erdoğan, şarkı söyleme teklifini geri çevirse de, Saint Johns Üniversitesi'ndeki fahri doktora töreninde şarkı söylemenin eşiğine geldi. Törende öğretim üyelerinin kırmızı cübbesinden giyen Erdoğan, içinde bulunduğu görüntüyle çok eğlendi ve gazetecileri karşısında görünce, ilkokulda öğrencilere öğretilen ünlü bir çocuk şarkısının ilk dizelerini düz bir şekilde okudu:
‘‘Şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk.’’
Birden Kasımpaşa'da gittiği Piyale Paşa İlkokulu günlerine dönen Erdoğan, ‘‘Sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz’’ dizelerini ise es geçti.