Aslında iç savaş

Güncelleme Tarihi:

Aslında iç savaş
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2001 00:00

BU savaşı öncekilerden farklı kılan iki ayırt edici özelliği var:1) Tarafı yok, 2) Coğrafyası sınırsız.Tarafı yok; çünkü ABD uçakları bırakın düşman hava kuvvetleri ile savaşmayı, vuracak hedef bulmakta bile zorlanıyor.Coğrafyası sınırsız; çünkü ABD saldırının misillemesini sadece kendi ülkesinde değil ulusal çıkarının bulunduğu herhangi bir mekánda bekliyor.Yaşanan sadece ABD ve Afganistan savaşı değil...Hepimizin savaşı... Çünkü bir iç savaş!Profesör Howard Winant'ın ‘‘Küresel Yeni Saflaşma’’ başlıklı makalesinde anlattığı gibi, ‘‘Bugün her ülke geri kalmışlıkla moderniteyi, laiklikle köktendinciliği aynı anda bünyesinde barındırıyor’’. (www.zmag.org).* * *Meseleyi klişe kavramlarla izaha çalışanların işi zor...Çünkü ‘‘zengin ve uygar Batı'nın, Taş Devri'nde yaşayan terörist devlete haddini bildirmesi’’ diye özetlenen popüler ve popülist yaklaşımda çok sayıda mantık mayınına rastlanıyor.Örneğin, Afganistan'ı yöneten Taliban köktendinci, kabul...Peki ama ABD'de dini gerekçelerle karşı çıktıkları kürtaj operasyonlarının yapıldığı hastaneleri bombalayanlara ne ad verilmeli?New York ve Washington'ta 6 bin kişiyi öldürdüğü ileri sürülen Usame bin Ladin'in terörist olduğunu tartışan yok...Ama, ‘‘terörist Araplar’’ genellemesine başvurmadan Oklahoma bombacısının beyaz Amerikalı olduğu unutulmamalı.Afganistan'da kadın haklarının çiğnendiğini, parmak ucunu gösteren hanımın pazar yerinde meydan dayağı yediğini nereden biliyoruz?Tabii ki binbir baskıya göğüs gererek insan hakları ihlallerini dünyaya duyuran Afgan kadın hakları dernekleri sayesinde... Bu cesur kadınlar sizce Batılı hemcinslerinden daha mı az laiktir?Siyah-beyaz kontrasta dayanan zeminde düşünmenin yararı yok. Ne ABD o kadar masum, ne de Afganistan o kadar suçlu...* * *Savaşı seyretme yerine düşünme zamanı gelmedi mi?KARŞI GÖRÜŞ-KATKI‘‘Artık havalarda gezmeden ayaklarımızı yere basarak bir özeleştiri yapmalıyız ve demeliyiz ki, bizler, Türkler bu devleti yönetme ve insanca yaşayabilme işini beceremedik. Peki bundan kim sorumlu? Bizler yani Türk halkı (kültürlüsü de eğitimlisi de) sorumlu. Peki ‘‘yanlışlık nerede?’’ sorusunu kaç kişi soruyor. Olur inşallah demeden yaşayanların sayısı kaç? Bunu düzeltmeliyiz diyenlerin sayısı? Bunlar sıralandıkça sıralanır. Her şey bir tarafa, toplam gazete okuyanlar ve çözüm üretenler kaç kişi? Nüfusumuzun büyüklüğüne değer vereceklerine, yukarıdaki sorulara cevap verenlerin sayısının büyüklüğüne değer verebilseydik, bu kadar zavallı duruma düşmezdik. Bunu mutsuz bir Türk olarak ifade ediyorum.’’(Reşat YÜKSEL)‘‘Milletvekili maaşları gelişmiş ülkelerde ortalama 3 bin-3 bin 500 dolar civarındadır. Fakat gelişmiş ülkelerde yıllık enflasyon yüzde 1 ile yüzde 7 arasındadır. Kişi başına düşen milli gelir, ülkemizdeki 2 bin doların 5 ile 10 katı arasındadır. Milletvekili ile normal çalışan vatandaş maaşı arasında sadece 1/2 ile 1/3 arasında fark vardır. Milletvekili seçildikleri andan itibaren eğer varsa işlerini kayyuma devrederler. Halkın telefonlarina bizzat kendileri cevap verirler. Sözün kısası, şimdiki milletvekili maaşlarının bırakın artırılması, bu verdiğim bilgiler oranında düşürülmesi gerekmektedir.’’ (İsmail KELEŞ/ABD)‘‘Ben doktorum, eşim öğretmen ama inanın ay sonunu getirmek için nelerden tasarruf yapıyoruz bir bilseniz. Bunlardan daha da kötüsü, geleceğimle ilgili en küçük bir güvenim bile kalmadı ve azıcık düşününce bu ülkenin göz göre göre batışını seyretmekten büyük üzüntü duyuyorum. Lütfen bu hükümetten bizi kurtarın, yoksa yarın kurtarılacak ruhsal sağlığı yerinde Türk insanı bulamayacaksınız. Halk gerçekten elden gidiyor.’’(Dr. Behzat DEMİREL)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!