Aşkın'a 'tarihi eser kaçakçılığı'ndan beraat

Güncelleme Tarihi:

Aşkına tarihi eser kaçakçılığından beraat
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2005 11:27

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, “2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na Muhalefet” suçlamasıyla yargılandığı davadan beraat etti.

Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın, hakkında açılan tarihi eser kaçakçılığı davasında, bugün çıktığı ilk duruşmada beraat etti.

 

Prof. Dr. Aşkın’a destek vermek için adliye önünde toplanan bir grup, alkışlar arasında 10'uncu Yıl Marşı’nı söyledi. Prof. Dr. Aşkın, dün yargılandığı çete suçlamasıyla açılan davada tutukluluğunun devamına karar verilmesi nedeniyle sıkı güvenlik önlemleri altında yeniden tedavi gördüğü YYÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldü.

 

Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın 25 milyon dolarlık tıbbi cihaz alımı ihalesinde usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle hakkında açılan soruşturma kapsamında 14 Temmuz günü kendisi yurtdışında bulunduğu sırada lojmanına baskın düzenlenip, bazı evraklarla 1019 tarihi eserine el konuldu.

 

İhale davasında hakkında ‘çete’ suçlamasıyla tutuklanan Aşkın’a bunun yanında ikinci olarak ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa Muhalefet’ suçlamasıyla Van 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

 

Tarihi eserler hakkında hazırlanan iddianamede, evinden alınan 1019 eserden 228’inin Van Müzesi’ndeki envanter defterine kayıtlı olduğu, ancak 581’inin ise kayıtlı olmadığı belirtildi. İddianamede 210 eserin de tarihi nitelik taşımadığını ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na kapsamına girmediğine karar verdi.

 

1 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

 

Van Cumhuriyet Savcısı Necmi Şahdalaman’ın hazırladığı iddianamede, Rektör Aşkın, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçlamasında 3 ay ile 1 yıl arasında hapis cezası istemiyle açıldığı davanın ilk duruşması bugün 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

 

Hakkında açılan ‘haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgütün faaliyeti çerçevesinde, ihaleye fesat karıştırmak ve resmi evrakta sahtecilik’ iddiasıyla tutuklanan ve dün görülen ilk duruşmada tutukluluk halinin devamına karar verilen Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın, bugünkü duruşmaya da katıldı.

 

Tedavi gördüğü YYÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nden saat 09.30'da alınan Aşkın, YYÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Hüseyin Avni Şahin, Kardiyolog Doç. Dr. Niyazi Güler ve bir anestezi uzmanı eşliğinde adliyeye ambulansla getirildi.

 

KARANFİL VE ALKIŞLARLA KARŞILANDI

 

Polis ve askerlerin güvenlik çemberi oluşturmasının ardından Aşkın, ambulanstan tekerlekli sandalyeyle indirildi. Bu sırada Adliye önünde toplanan Türkiye’nin çeşitli illerinden destek vermek için gelen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyelerinden oluşan 35 kişi rektörü alkışlayıp, karanfil verdi.

 

Düne göre oldukça bitkin ve halsiz görünen Rektör Aşkın'ın üzerine kırmızı karanfil atanlara karşı gülümseyerek tepki gösterdiği dikkati çekti.

Bu sırada izdihamdan ÇYDD üyesi Kamile Bazma fenalık geçirdi. Bazma, rektörü getiren ambulansla hastaneye kaldırıldı.

 

Rektör Prof. Dr. Aşkın, askerlerin yardımıyla ambulanstan tekerlekli sandalye ile indirildikten sonra merdivenlere kadar sandalyede götürüldü. Rektör Aşkın 2'nci katta bulunan duruşma salonuna ise koridorlarda tekerlekli sandalyeye oturarak, merdivenleri ise yürüyerek götürüldü.

 

Saat 10.00 sıralarında başlayan duruşmayı YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hasan Ceylan ile Prof. Dr. Ayşe Yüksel ile gazetecilerin izlemesine izin verildi. Bilirkişi olarak tarihi eserleri inceleyen Van Müze Müdür Vekili Mete Tozkoparan ile Arkeolog Emre Umut Köse de mahkemede bu kez, YYÜ Fen- Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Hanefi Biber ile tanık olarak hazır bulundu.

 

HAKİMDEN GEÇMİŞ OLSUN DİLEĞİ

 

Van 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma 1 saat 20 dakika sürdü. Rektör Aşkın, daha önceden hazırladığı 4 sayfalık savunmasına bazı ekler yaptığını ve bunları da söyleyeceğini kaydetti. Mahkeme Hakimi Cumhur Uluçınar, Aşkın’a geçmiş olsun dileğinde bulunarak, “En kısa zamanda inşallah sağlığınıza kavuşursun” diyerek savunmasını oturarak yapabileceğini söyledi.

 

Sanık sandalyesine oturan Aşkın, Kültür Bakanlığı’ndan belgeli 1997 yılından bu yana tarihi eser koleksiyoneri olduğunu ve hakkındaki suçlamalara kabul etmediğini söyledi. Evinden alınan eserlerin sayısının abartıldığını dile getiren Aşkın, savunmasını yapmaya şunları söyleyerek başladı:

 

“Tarafıma yapılan suçlamaları iki ana noktada toplarsak; birincisi 1997 yılından beri toplanan envantere kayıt edilen eser sayısı 231’dir. Bu daha sonra el konulan tarihi eserlerin 581 adet olduğu, bunun kısa zaman içerisinde kaydının yaptırılmadığı söyleniyor. Ben bunu 2 Temmuz günü müze müdürlüğü yetkililerine bildirdim. Onlar da işlerinin yoğunluğu nedeniyle kayıt işlemlerini daha sonra yapabileceklerini söylediler. Zaten ilgili yönetmelikte bir aylık süre içerisinde beyanın mı, yoksa kayıt tarihin mi? geçerli olduğu hususu tam olarak belirtilmemiştir. Tarihi eserlerin kaydedilmesi ile ilgili maddede 1 aylık süre içinde beyan ve kaydetmediğim iddia ediliyor. 581 adet olduğu iddia edilen eser sayısın kabul etmiyorum. Tarihi eserlerin kırık parçaları, bir kolyedeki boncuk sayıları ile birlikte verilen sayıdır. Dolayısı ile bu sayı doğru değildir.

 

"ESERLERİN BİR KISMI İSTANBUL'DA SERGİLENDİ"

 

Daha önce hareket edilseydi, envanter defterinde katılı olan bir çok eserin sayısı bile 10 binleri bulabilirdi. Ayrıca tarihi eserlerimin bir bölümü bir bankanın sponsorluğunda 1 ay boyunca İstanbul’da sergilendi. Ben bir kültür hizmeti yerine getiriyorum. Yine yakın tarihte ODTÜ’den gelen görevliler bu koleksiyonun üniversitelerine verilmesini istedi. Ben de bu düşünceye sıcak baktım. Bununla ilgili çalışmalarda sürmektedir.”

 

Bu bölgedeki tek koleksiyoncu olduğuna vurgulayan Aşkın, “Bu koleksiyon için gelirimin büyük bir bölümünü harcadım. Maddi durumum çok iyi değil, oturacak iyi bir evim bile yok. Ben koleksiyonculuk yaparak bir kültür hizmeti de yaptım” dedi.

 

Kendisinin koleksiyoner olduğunu dile getiren Aşkın, daha fazla eser temin edebileceğini belirterek, “Bunları soyut bir suçlama dayanağı olarak kabul etmiyorum. Ayrıca Müze Müdürlüğü yetkililerin yaz döneminde karşı karşıya bulundukları zorluklar da göz ardı edilmemelidir. Suçlamaları kabul etmiyorum. Verdiğim yazılı ve sözlü savunmalarımı aynen tekrar ediyorum Ayrıca şahsıma ait tarihi eserlerin envantere kaydedildikten sonra  tarafıma verilmesini ve beraatımı talep ediyorum” dedi.

 

BERAAT ETTİ

 

Savcı Taylan Özgürulu delillerin tam olarak toplandığını ve bu delillere eklenecek bir hususun olmadığını belirterek, Aşkın’ın beratını istedi. Diğer tanıklarının dinlenmesinin ardından Hakim Cumhur Uluçınar, ‘Sanığa yüklenen suçun işlemek kasti ile hareket ettiğine dair cezalandırılmasına yeterlilikte her türlü şüpheden delil elde edilemediği, samimi olduğu gözleminin aksinin ispatlanmadığı gibi tanıkların yeni ifadeleri ve bir kısım belgelerle doğrudan değerlendirildiğinde yüklenen suçun sabit olmadığına, atılan suçtan beraatına’ karar verdi.

 

Hakim Cumhur Uluçınar ayrıca bu konu ile ilgili olarak 3'ünü Ağır Ceza Mahkemesindeki yürütülen davayı da kısmen etkileyebileceğinden CMK’nın 250'nci maddesi gereğince bu kararın bir nüshasının da ilgi mahiyetinde 3'üncü Ağır ceza Mahkemesine göndereceklerini söyledi. Hakim Uluçınar, dava ile ilgili eksik herhangi bir hususun kalmadığını ve tanıkların dinlendiğini bir aylık süre içerisinde bu eserlerin envantere kayıt edilebilme hususunu da göz önünde bulundurarak Aşkın’a beraatına karar verdi.

 

Rektöre eşlik eden Başhekim Doç. Dr. Hüseyin Avni Şahin ile kardiyolog Doç. Dr. Niyazi Güler ile sonradan gelen genel cerrah Doç. Dr. Çetin Kotan da duruşma salonunda hazır bulundu. Aşkın’ın ayağının duruşma sırasında aksadığı, yürümekte güçlük çektiği ve bitkin olduğu görüldü.

 

‘TÜRKİYE SENİNLE GURUR DUYUYOR’

 

Rektör Aşkın’ın tarihi eser kaçakçılığı davasında beraat etmesinin ardından adliye önünde kendisine destek vermek için bekleyenler sevinç yaşadı. Aşkın’ın tekerlekli sandalye ile çıkarıldığı sırada destekleyenler karanfil verirken, ‘Türkiye seninde gurur duyuyor’ diye sloganlar atıldı. Aşkın’ın ambulansa bindirilip götürdüğü sırada ise bu grup 10 Yıl Marşı’nı söyledi. Aşkın, sıkı güvenlik önlemleri altında tedavi gördüğü YYÜ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne geri götürüldü.

 

ÇETE DAVASINDA TUTUKLU

 

Rektör Aşkın’ın ‘haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgütün faaliyeti çerçevesinde, ihaleye fesat karıştırmak ve resmi evrakta sahtecilik’ iddiasıyla dün yargılanmasına başladığı davada tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle tutukluluğu sürüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!