Aşkın ömrü 2.5 yıl

Güncelleme Tarihi:

Aşkın ömrü 2.5 yıl
Oluşturulma Tarihi: Şubat 21, 2016 01:54

Uzmanlara göre, aşkın ömrü hormon ölçümleri ve beyin görüntülerine göre 2.5 yıl. âşık olmamız ise sadece 1.5 saniye sürüyor ve 12 merkezin aynı anda çalışmasını sağlıyor.

Haberin Devamı

BAHÇEŞEHİR Üniversitesi’nde düzenlenen ‘İstanbul’un Kalbinde Bilim Konuşmaları’ konferansında kalp ve beyin cerrahisi uzmanlarının gözünden aşkın gelişimi ve yarattığı değişiklikler ele alındı. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Yücesoy ve Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özalp Karabay, “Aşkın tıbbi bir tanımı var mı?”, “Aşkın kimyası, yaşanan hormonal değişikliklerle birlikte ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?”, “Aşk bir geçici delilik, akıl tutulması hali mi?” sorularına yanıt aradı. Prof. Dr. Yücesoy, aşkı “geçici bir delilik hali ve akıl tutulması” olarak tanımlayarak aşka kapılmanın 1.5 saniye sürdüğünü söyledi. Âşık olunca beyinde 12 merkezin aynı anda çalıştığını belirten Yücesoy, aşkın beyinde meydana getirdiği değişiklikleri şöyle anlattı:

BİR NEVİ DELİLİK
“Aşk, görsel bir şeyle başlıyor ama görsel beğeni insan beyninde sadece saniyenin beşte biri kadar. Beyin, o an bir fotoğraf çekiyor. Bu fotoğraf çekildikten sonra kalp çarpıntısı başlıyor. Bu toplamda 1.5 saniye sürüyor. Bundan sonra bütün iş beyinde dönüyor. Tam 12 merkez birden çalışıyor. Bu geçici bir delilik çünkü o hummalı faaliyeti göstermeye başlayan merkezlerin birçoğu aslında obsesif-kompulsif hastalarda da çalışıyor. Dolayısıyla burada bir takıntı başlıyor, psikiyatrik bir problem, bir delilik hali ortaya çıkıyor. Bu çalışma sırasında komuta, yani akıl mantık tamamen devre dışı kalıyor. Burada akıl tamamen tutuluyor, her şeyin mantığı kayboluyor, ondan sonra da tüm vücutta hormonal değişiklikler ortaya çıkıyor, kısacası aşk denen mutluluk ve sarhoşluk oluşuyor.”

2.5 YILLIK RÜYA
Aşkın ömrünün hem hormon ölçümleriyle hem beyin görüntülemeleriyle 2.5 yıl olarak belirlendiğini anlatan Yücesoy, sonrasında hormonların düşmeye başladığını söyledi: “Hormonlar düştükçe yüksek kortikal merkezler harekete geçiyor, yani uyanıyoruz. Uyandığınız zaman onu karşınızda gördüğünüzde, mantıklı düşünen kortikal merkezin kumandasında da dengeli bir ilişki yürütebiliyorsanız, mantığınız devredeyken de keyif alabiliyorsanız ilişki ömür boyu sürüyor. Eğer o eski sarhoşluk halini özlüyor, kortikal merkez devre dışıyken yaşadığınız keyfi arıyorsanız, o ilişkinin ömrü 2.5 yıl sürüyor ve siz de yeni aşklar aramaya gidiyorsunuz.” 

ALDATAN VASOPRESSİN
PROF. Dr. Yücesoy şöyle devam etti: “Oksitosin ve vasopressin diye iki madde var ki bunlar da çok önemli. Oksitosin biriyle kucaklaştığınızda, tokalaştığınızda bile yükseliyor. Vasopressin de bağlılığı gösteren bir hormon. Yüksek olması, tekeşliliği artırıyor. Azsa aldatmalar başlıyor."

ACISI GERÇEK
PROF. Yücesoy aşk acısını şöyle anlattı: “Aslında sadece ruhsal değil, fizyolojik de olan bir ağrı. Bununla ilgili ilginç bir örnek var. Mutlu evliliği olan kadınlara dışarıdan ağrı verildiğinde, bundan acı duyuyor. Eşini getirip elini tutturduğunuzda bu acı azalıyor. Mutsuz evliliklerde eş gelip elini tutsa da o acı seviyesi düşmüyor. Dolayısıyla aşk, içinde sadece mutluluk değil, depresyonu, acısı, deliliği de olan bir yapı.”  


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!