Askeri savcı: Sabotaj demek mümkün değil

Güncelleme Tarihi:

Askeri savcı: Sabotaj demek mümkün değil
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2013 14:47

Afyonkarahisar'da 5 Eylül 2012'de 25 askerin şehit olduğu, 8'i asker 11 kişinin yaralandığı mühimmat deposu patlamasına ilişkin davada, patlamanın meydana geldiği bölüğün eski komutanı Yarbay Murat Aydın, tanık olarak dinlendi.Aydın, "Depolardaki tasnif çalışması 4 günde kesinlikle bitmezdi. Normal şartlar altında 1 veya 1,5 ay sürerdi. Mühimmat depolarında gece çalışma yapılması gerektiğine dair zaruri bir sebep yok" dedi.Askeri Savcı Albay Erol Er de "Sabotaj olduğunu söylemek mümkün değil" diye konuştu.

Haberin Devamı

Eskişehir 1. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesinde görülen davada, tutuksuz sanıklar Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran, Üsteğmen Tuncay Aydın, 25 şehidin yakınları ve taraf avukatları ile tanıklar Aydın, Kemal Yavuz Türkmen ve Hüseyin Şimşek hazır bulundu.

Duruşmada, tanık olarak dinlenilen patlamanın meydana geldiği bölüğün eski komutanı Aydın, olay günü saat 18.40'ta birlikten ayrıldıktan sonra misafirliğe gittiğini daha sonra saat 21.15 gibi büyük bir sarsıntı hissettiğini söyledi.

''DEPREM OLDU SANDIK''

Önce deprem olduğunu sandıklarını daha sonra birliği arayıp durumu öğrendiğini belirten Aydın, şunları bildirdi:
"Hemen birliğe gittim. Askerlerden bazıları sinir krizi geçiriyordu, onları bir yerde topladım ve silahlarını aldım. Ben, 2009 yılından 13 Ağustos 2012'de görevi Binbaşı Ali Duran'a devredene kadar oranın bölük komutanıydım. Susurluk'tan benim olduğum bölüğe mühimmat getirileceği bildirildi. Biz de depolarımızda yer olmadığını söyledik. Bunun üzerine bizdeki mühimmatların Diyarbakır Ergani'ye nakli istendi. Elimizdeki mühimmatları Ergani'ye gönderdik. Daha sonra 12 vagon mühimmat Susurluk'tan Afyonkarahisar'a getirildi. Mühimmatlar belirlenen kafile doğrultusunda depolara yerleştirildi. Mühimmatların depolara, gelişi güzel konduğu iddiasını kabul etmiyorum."

Haberin Devamı

Aydın, bölük komutanlığı döneminde gece çalışma yapılmadığını ancak daha sonraki dönemde de mühimmat deposunda çalışmaların geceye sarktığını görmediğini anlattı.

''ÇALIŞMA 4 GÜNDE KESİNLİKLE BİTMEZDİ''

Mühimmat depolarında gece çalışma yapılması gerektiğine dair zaruri bir sebebin olmadığına değinen Aydın, şunları söyledi:
"Ekim ayı başında denetleme yapılacağından bilgim var ancak her hangi bir resmi tebligat yoktu. Gelen mühimmatlar arasında, imha edilmesi gereken yani imha kodlu altı kalem mühimmat vardı. Ama bunların miadı dolmuş fakat patlama riski olmayan ama imha edilmesi gereken mühimmatlardı. Zaten bunların imhası için kuvvet komutanlığından onay bekleniyordu. Depolardaki tasnif çalışması 4 günde kesinlikle bitmezdi. Normal şartlar altında 1 veya 1,5 ay sürerdi. Normal şartlarda mühimmat deposu içerisinde 6 ila 8 asker çalışıyor. Bu askerlerinde en az iki haftalık eğitimden geçirilmesi gerekiyor."

Haberin Devamı

ASKERİ SAVCI: SABOTAJ OLDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİL

Askeri Savcı Albay Erol Er de şehit ailelerinin avukatlarından Altan Ulutaş'ın olayda sabotaj olduğu iddialarına karşı açıklama yaptı.

Tel örgüden geçiş olmadığını kaydeden Er, "Tanık ve nöbetçi ifadelerinde herhangi bir olumsuz bir ifade ve bulgu yok. Depo civarında gözlenen anormal bir bulgu yok. Çalışan tüm personelin istihbarat çalışmaları yapılmış. Bazı şehitlerin dokuları üzerinde bulunan bulguların C4 veya başka bir patlayıcıya ait olduğu kesin olarak söylenemez. O maddeler bir çok el bombasının içeriğinde de yer almaktadır. Bu nedenle sabotaj olduğunu söylemek mümkün değil. Biz orada kalan el bombalarının içeriğiyle ilgili inceleme yaptıracağız" diye konuştu.

Haberin Devamı

Duruşmaya, CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt ve Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Ahmet Keser de gözlemci sıfatıyla katıldı.

Duruşmada, tanık olarak dinlenilen o dönemde asteğmen olarak görev yapan Kemal Yavuz Türkmen, patlamanın meydana geldiği depolarla ilgisinin olmadığını nizamiyeden sorumlu olduğunu bildirdi.

Mühimmatın haziran ayında Susurluk'tan gelişini anlatan Türkmen, şunları kaydetti:
"Tren ile Afyonkarahisar'a getirilen 12 vagon dolusu mühimmatın taşındığı sandıkların bir kısmı gerçekten çok kötüydü. Etrafa dağılan el bombalarını bile gördüm. Uygun şartlarda bir taşınma yapılmadı. Asker yetersiz olduğu için İkmal Bakım Komutanlığından asker talep ettik. Rütbeli diğer arkadaşlar ile araç komutanı olmama rağmen ben de mühimmatı trenden kamyonlara aktardık. Sonra bu mühimmat depolara yerleştirildi ama ben depoya yerleştirme sırasında görev almadım."

''ARAÇLARIN FARLARIYLA AYDINLATMA SAĞLANIYORDU''

Türkmen, patlamadan bir gün önce depoda tasnif çalışmalarının yapıldığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Depoda, 1 gün önce gece saatlerine kadar çalışmalar yapıldığını gördüm. Mühimmat dışarı çıkarılmış tasnif yapılıyordu. Kısa dönem askerler dışarıda, uzun dönem askerle ise deponun içindeydi. Gece aydınlatma sistemi yoktu, araçların farlarıyla aydınlatma sağlanıyordu. Olay günü ise akşam 7 gibi çıktım. Sonra eve gidip üzerimi değiştirdikten sonra yemek için dışarı çıktım. Bu sırada patlamayı duydum. Patlamanın birlikte meydana geldiğini öğrenince hemen birliğe geldim olayın meydana geldiği bölge güvenlik şeridi ile çevrilmişti."

Tanıklardan kısa dönem er Hüseyin Şimşek de patlamanın meydana geldiği tarihte dağıtım izninde olduğunu ve patlamaya ilişkin herhangi bir şey görmediğini dile getirdi.

Mahkeme heyeti, yaklaşık 60 tanık ifadesinin okunması için duruşmanın yarın devam etmesini kararlaştırdı.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!